(Li Hongzhi, 2 Haziran 1999) Son zamanlardaki haberlerde, Anavatan Çin'in, Amerika'ya olan 500 milyon dolar değerindeki ticaret fazlasının indirimi karşılığında, benim Amerika'dan Çin'e geri iademi istediklerini açıklıyorlar. Bunun hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Ben insanlara yalnızca iyi olmayı öğretiyorum. Aynı zamanda, insanların hastalıklarından ve sağlık problemlerinden kurtulmalarına koşulsuz olarak yardım ediyor ve onların zihinlerinin daha yüksek seviyelere ulaşmalarını sağlıyorum. Bunun için hiç para almıyorum veya ödül olarak maddi bir şeyler istemiyorum. Bütün bunlar, toplumun ve bu toplumun insanlarının üzerinde pozitif bir etki yarattı ve bu, daha geniş çapta insanların kalplerini iyiliğe çevirdi ve insanların ahlaki seviyelerini yükseltti. Düşünüyorum da acaba iademi istemelerinin sebebi bu mu? Benim Çin'e dönmemi daha çok insanın Fa'yı elde edebilmesi ve kalplerini arındırmaları için mi istiyorlar? Eğer durum buysa, lütfen bir anlaşmaya varmak için ülkeye 500 milyon dolar kaybettirmeyin. Ben kendim geri dönebilirim.
Ama ben, bununla birlikte, duydum ki, iade edilen kişiler genellikle savaş suçluları, toplum düşmanları ve suçlu kişilermiş. Eğer öyleyse, düşünüyorum da ben yukarıdaki kategorilerin hangilerine uyuyorum acaba?
Aslında, ben insanlara kendilerine, Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü'yü rehber prensipler alarak davranmalarını öğretmeye devam ediyorum. Böylece doğal olarak, kendim de bir örnek oluşturuyorum. Falun Gong öğrencileri ve ben, hiç sebepsiz yere adil olmayan bir şekilde davranılıp eleştirildiğimizde, her zaman müthiş bir iyilik, yardımseverlik ve müthiş bir hoşgörü gösterdik ve devletin bizim ne olduğumuzu anlaması için gerekli zamanı onlara verebilmek için her şeye sessizce katlandık. Ama bu hoşgörünün nedeni kesinlikle Falun Gong öğrencilerinin ve benim herhangi bir şeyden korkmamız değildir. Şunu bilmelisiniz ki bir insan bir kere hayatın gerçeğini ve gerçek anlamını öğrendikten sonra, kendi hayatını onun için vermekten çekinmeyecektir. Bizim merhametimizi ya da müthiş toleransımızı korkuyla karıştırma hatasına düşmemeli ve bu suretle umursamaz eylemlerinizin şiddetini arttırmamalısınız. Bu kişiler aslında uyanmış olan insanlardır, onlar hayatın gerçek anlamını öğrenmiş olan uygulayıcılardır. Ve sakın Falun Gong uygulayıcılarını "boş inançlarla" uğraşıyorlar diye etiketlemeyin. İnsanlığın ve bilimin anlayacağı daha çok şey var. Dinler de aslında daha yüksek varlıklara inançtan dolayı var olmuyorlar mı? Aslında, insanlık ahlakının binlerce yıldır dayanmasını olanaklı kılan gerçek dinler ve Tanrılara olan antik inanç, bugün insanlığın varolmasını- bu sizi, beni, bir sonraki kişiyi ve diğerlerini içerir- sağlayan şeydir. Eğer bunlar olmasaydı, insanlık kendini felakete götürecek günahları işlemiş, ve insanların ataları büyük olasılıkla çok önceden ölmüş olurdu ve bugün olan varolmazdı. Gerçek şudur ki, ahlak insanlık için son derece önemlidir. Eğer insan erdeme önem vermezse, insanlık için son derece tehlikeli olan her türlü kötülüğü yapmaya eğilimli olur. İnsanlara bu kadarını söyleyebilirim. Aslında, benim niyetim toplum için bir şey yapmak değildir ve hiçbir şekilde sıradan insan meselelerine karışmak istemiyorum, hatta herhangi bir kişinin politik gücünü de hiç arzulamıyorum. Herkes gücü bu kadar önemsemez. İnsanların şöyle bir deyişi yok mu "Herkes farklı bir şeyin peşinden gider"? Ben yalnızca xiulian uygulayabileceklerin Fa'yı elde etmelerini ve onlara gerçekten xinxing'lerini nasıl geliştirebileceklerini öğretmek istiyorum ki bu da onların ahlak standartlarını yükseltmektir. Bunun yanında, herkes Falun Gong'u öğrenmeye gelmeyecektir ve dahası yaptığım şeyin politika ile hiçbir bağlantısı olmaması zorunludur. Şüphesiz, kalpleri iyiliğe dönmüş olan ve ahlakları yükselmiş olan uygulayıcılar her ulus veya ülke için yararlıdır. Nasıl insanların iyi ve sağlıklı kalmalarına yardım eden ve insanların ahlaki seviyelerini yükselten bir şey "şeytani bir tarikat" olarak etiketlenebilir? Her Falun Gong uygulayıcısı toplumun bir üyesidir ve her birinin kendi işi ve kariyeri vardır. Sadece Falun Gong egzersizleri yapmak için her sabah yarım saat ya da bir saat parklara daha sonra da işlerine gitmektedirler. Bizim, dinlerde olduğu gibi, insanların izlemeleri gereken çeşitli hükümlerimiz yoktur, ya da bizim tapınaklarımız, kiliselerimiz veya dinsel törenlerimiz de yoktur. İnsanlar öğrenmeye istedikleri gibi gelip gidebilirler ve biz üyelik listelerine de sahip değiliz. Bu nasıl bir dindir? "Şeytaniliğe" gelince, insanlara iyi olmalarını öğretmek, bunun için insanlardan para almamak ve insanları iyileştirmek için bir şeyler yapmak ve onların sağlıklı kalmalarını sağlamak "şeytanilik" olarak sınıflandırılabilir mi? Veya bir şey yalnızca Komünist Partinin teorilerine uymuyor diye "şeytani" olabilir mi? Bunun yanında, şeytani bir din şeytani bir dindir ve bu devletin belirlediği bir şey değildir. Şeytani bir din, devletteki belirli bir takım kişilerin fikirleri ile uyuşuyorsa "doğru" olarak etiketlenebilir mi acaba? Ve doğru olan biri, onların kişisel fikirleri ile uyuşmadığı için "şeytani" olarak tanımlanabilir mi?
Aslında, bazı insanların Falun Gong'a karşı gelmeye neden eğilimli olduklarını çok iyi bilmekteyim. Tıpkı medya tarafından açıklandığı gibi, Falun Gong uygulayan çok fazla sayıda insan var. 100 milyon insan aslında hiçte küçük bir rakam değil. Peki, bu kadar çok sayıda iyi insana sahip olmaktan neden korkulsun? Ne kadar çok iyi insan varsa, o kadar iyi ve ne kadar az sayıda kötü insan varsa o kadar iyi olduğu doğru değil midir? Ben, Li Hongzhi, koşulsuz olarak uygulayıcıların ahlaklarını geliştirmelerine ve sağlıklarını kazanmalarına yardım ediyorum. Bu da sosyal dengeyi sağlıyor ve insanların güçlü vücutları ile topluma daha iyi bir şekilde hizmet etmelerine imkan veriyor. Bu, gücü elinde tutan insanlara hizmet etmiyor mu? Bu şeylere, aslında, gerçekten ulaşılmıştır. Peki neden bana teşekkür etmek yerine, 100 milyon kadar insanı devlete karşı çeviriyorlar? Hangi devlet bu kadar anlaşılmaz olabilir? Dahası, bu 100 milyon insandan hangisinin ailesi, çocukları ve arkadaşları yok? Bu yalnızca 100 milyon insan meselesi mi? Bu yüzden karşı çıktıkları insanların sayısı daha da fazla olabilir. "Sevgili topraklarımın liderleri" hakikaten sizlere ne oldu? Eğer benim, Li Hongzhi'nın hayatı ile o iyi insanlara duydukları korkuyu dağıtabileceksem, ben hemen geri dönebilirim ve onların bana istediklerini yapmasına izin verebilirim. "Evrensel kınamalar riskini göz önüne alıp", insan gücünü ve kapitali israf ederek, politika ve parayı kullanarak insan haklarını çiğneyen bir anlaşma peşinde koşmak niye? Amerika, diğer taraftan insan haklarına saygıda bir lider olmuştur. Bu yüzden Amerika Birleşik Devletleri, böyle bir anlaşma yapmak için insan haklarına ihanet eder mi? Bunun yanında ben A.B.D.'nin kalıcı vatandaşıyım, A.B.D.'nin yargılama yetkisi altında yaşayan kalıcı bir vatandaşım.
Parmağımı özellikle birilerine karşı çevirmek istemiyorum. Onların yaptıkları şeyler bana çok anlamsız geliyor. Toplumun gönlünü kazanmak için böyle güzel bir fırsattan vazgeçip bunun yerine 100 milyon insanı devlete karşı çevirmek niye?
Birçok kişinin Zhongnanhai'ye* gittiği ve belirli insanların buna şok olduğu ve bununla ilgili olarak çok öfkelendikleri söylendi. Aslında, giden insanların sayısı hiç de fazla değildi. Bir düşünün: şu anda 100 milyon kişi Falun Gong uygulamakta ve yalnızca 10.000 kişinin üzerinde insan oraya gitti. Bunun çok olduğunu söyleyebilir misiniz? İnsanları harekete geçirmeye hiç gerek yoktu: 100 milyon üzerinde insan arasından biri gitmek isterse ve bir diğeri de gitmek isterse azıcık bir zamanda 10.000'inin üzerinde kişi toplanır. Bu kişiler herhangi bir slogan atmadılar veya pankart açmadılar, sınırı aşacak herhangi bir davranışta bulunmadılar ve dahası kesinlikle devlete karşı değildiler. Onlar yalnızca bizim durumumuzu devlete açıklamak istediler. Bunda yanlış olan ne var? Size şunu sormama izin verin: Hiçbir protestocu bu kadar iyi davranır mıydı? Bunu gördüğünüz zaman bile kalbiniz biraz oynamıyor mu? Ama siz Falun Gong ile ilgili bir yanlış bulmaya çalışmakta ısrar ediyorsunuz. Fakat Falun Gong'u yok etmeye çalışırken, Falun Gong'un yararlarını göz ardı etme yaklaşımınız gerçekten geri kalmış bir yaklaşımdır. Bazı insanların düşündüğü gibi Falun Gong, berbat bir şey değildir. Tam tersine, herhangi bir topluma sayısız yararlar getirmekte ve en ufak bir zarar vermemektedir. Bunun yanında insanların desteğini kaybetmekse, gerçekten en korkunç olanıdır. Dürüst olmak gerekirse, Falun Gong öğrencileri de kendilerini geliştirme sürecinde olan insanlardır ve onların hala insan zihinleri vardır. Haksız davranıldıkları bir durumda, daha ne kadar dayanabileceklerini bilmiyorum ve bu da benim en çok endişe ettiğim konudur. *Zhongnanhai (conğ-nan-hay): Çin'in devlet yönetiminde etkin üst düzey liderlerinin ikamet ettikleri ve çalışma ofislerinin bulunduğu bölge.
|