Kuzey Amerika'daki İlk Fa Konferansında Fa'yı Öğretme

(Li Hongzhi, 29-30 Mart 1998 ~ New York)


Burada bu konferansa katılmak için bulunuyorum ve diğer herkes gibi ben de sizlerin uygulama tecrübelerinizi dinlemek istiyorum. Bu konferansın daha ilk başta düzenlemesini öneren bendim. Daha önce Amerika'da Dafa uygulayıcılarının tecrübelerini paylaştığı ulusal çaplı bir konferans hiç düzenlemediğimiz için, uygulayıcıların bir araya toplanmalarının ve birbirleri ile tecrübelerini paylaşmalarının çok faydalı olacağını düşündüm, ayrıca bunun için de doğru zaman. Fa'yı öğretmek için Amerika'ya en son gelişimden bu yana bir yıl geçti. Hepiniz bu bir yıl boyunca yaptığınız uygulama yoluyla gelişim kaydettiniz. Özellikle Fa'yı duyduğunuz son seferden sonra, hepiniz bunun sizin gelişiminizi belirli bir derecede hızlandırdığını hissettiniz. Fakat ne derece gelişim gösterdiğinizi anlamak açısından, tecrübelerinizi paylaşmanız sizin için faydalı olacaktır sanırım. Buna ek olarak, bu bizim Dafa'mızın daha fazla yayılmasını da hızlandıracaktır.

Onun yayılmasından bahsedecek olursak, şu an için yanlış bir kavrayış, yanlış bir algılayış var. Bazı kişiler şöyle diyor: "Shifu bize gerçek xiulian içerisinde acele etmemizi öğretti." Tüm zamanlarını ayıracakları uygulamaları dışında, her şeyi bırakmaları gerektiğini söylemek istediğimi düşünüyorlar. Elbette ki, artık bundan sonra sıradan insanların yaptıkları işleri yapmamamız gerektiğini söylemek istememiştim. Sizler sıradan insan işleri ile xiulian uygulaması arasındaki ilişkiyi gerektiği şekilde dengeleyebilirsiniz. Asıl sorun şu ki, Fa'yı çalışma işini ciddi bir biçimde ele almıyorsunuz. Siz Fa'yı elde ettiniz, fakat henüz hala elde etmemiş olan insanlar var. Aslında sizlere şunu söyleyeceğim: günümüz toplumunda yaşayan hiçbir insan, bir insan olmamalıdır. Bununla ne demek isteniyor? Ben, çok antik bir zamanda, bu Fa'yı öğretmek için düzenlemeler yaptım. Buna ek olarak, öğretilmekte olan şey böylesi muazzam bir Fa'dır -tüm kozmosun Fa'sı. En son defasında, San Francisco'da, sizlere kozmosun yapısını açıklamıştım. Birçoğunuz bundan bir anlayış elde etti ve şöyle düşündü: "Evet, demek ki kozmosun yapısı bu şekilde." Aslında, size şunu söyleyeyim: En son defasında size kozmosun yapısı hakkında öğretmiş olduğum kavram -sizin akıl almaz derecede inanılmaz bulduğunuz kavram- bu engin kozmik vücut içerisinde hala bir toz zerreciğidir. Bu perspektiften bakarak, kozmosun ne kadar büyük olduğunu bir düşünün. İnsan toplumu içerisinde, bu denli sınırsız ve uçsuz bucaksız bir Fa öğretildiğinden dolayı, kişi açısından ona asimile olmanın ne kadar kolay olduğunu bir düşünün. En basit şekilde bir örnek vereyim: Eğer bir talaş parçası bir çelik döküm ocağına düşerse, bir an içerisinde, göz açıp kapayıncaya kadar buharlaşıp, gözden kaybolur. Bizimkisi gibi böylesine sınırsız bir Fa'nın, sizin gibi bir kişiyi asimile etmesi, karmanızı yok etmesi, yakışıksız düşüncelerinizi yok etmesi ve bu gibi şeyler çok zahmetsiz olacaktır. Peki, Fa bu kadar güçlü olmasına rağmen, biz niçin bunu o şekilde yapmıyoruz? İnsan toplumu içerisinde bunu yapamayız, çünkü bu şekilde yapılacak olan bir uygulama, uygulama olarak kabul edilemezdi. Ondan ziyade bu "yeniden yaratmak" olarak kabul edilirdi ki bu durum sizi tamamen elden çıkarmak ve bir başkasını yaratmak anlamına gelirdi. Dolayısıyla onun siz olmanız, siz kendiniz olmanız için, gerçek anlamda xiulian uygulamalısınız. Bununla birlikte, xiulian sürecinde pek çok xinxing testi ortaya çıkacak ve Dafa için olayları layıkıyla ele almaya çabaladıklarından ve bu gibi şeylerden dolayı, uygulayıcılar arasındaki zayıf işbirliğinden kaynaklanan sürtüşmeler olacak. Bütün bunlar kaçınılmazdır, sadece siz bunu anlamıyorsunuz.

Bir Fa topluma açıklandığı zaman kendi sıkıntılarına sahip değilse ve gelecek kuşaklara kudretli bir erdem bırakmıyorsa, ben ona çarpık bir yol derim. Onun hiç bir yüce tarafı yoktur, onun için sevinecek bir taraf yoktur ve gelecek kuşaklara hiç bir erdem kalmayacaktır. Kesinlikle böyle olacaktır. Benim öğretmekte olduğum bu Fa'yı öğrendiğiniz ve uygulayabildiğinizde, hala, başka insanların kendilerini nasıl geliştirebileceklerini ve Fa'yı nasıl elde edeceklerini göz önünde tutmalısınız. Az önce de söylediğim gibi, bugünün insan toplumunda bulunan hiç kimse buraya insan olmak amacı ile gelmedi. Fakat hemen hoşnut olmayın -eğer Fa'yı elde edemezseniz veya xiulian uygulayarak geri dönemezseniz, sadece bir insansınız. Hatta daha da aşağı düşebilir ve gerçekten de, insanlardan bile daha düşük bir varlık haline gelebilirsiniz. Bu yüzden, aynı zamanda Fa'yı yaymanın öneminin de farkına varmalısınız. Bu mesele hakkında söyleyeceklerimin hepsi bu kadar!

Birçok uygulayıcı yüksek seviyeli ve daha önceden duyulmamış şeyler konuşmamı istiyor. Eğer bu takıntı terk edilmez ise Tamamlanmaya ulaşamayacaksınız -bu doğru değil midir? Her takıntı bir engeldir. Sizlere şunu söyleyebilirim ki, günümüz toplumunun gelişimi ve bütün gelişim süreci, oluşumu ve evrimi, aslında uzaylı varlıklar tarafından kontrol edildi ve ilerletildi. Bugün bu konuyla ilgili konuşmuştum. Eğer antik Çin kültürünün dilini kullansaydım, muhtemelen daha eksiksiz ve daha net bir şekilde açıklayabilirdim, fakat şu an için onu anlayamazdınız. Sizin bütün zihinsel durumunuz, şu anki çağdaş insanın sahip olduğu zihinsel durumdur, bu nedenle öğrettiklerime, aslında çok sığ ve yüzeysel olan modern bilimin bilgisini katmak, onunla bütünlemek zorundayım. Onun anlayışı çok ama çok yüzeyseldir. Çağdaş bilim olarak bilinen şey, insan gözleriyle görünen fiziksel boyut ile sınırlıdır; Üç Diyar içerisindeki sadece tek bir boyut ile. Peki, o zaman Üç Diyar içerisinde kaç tane katman vardır? O kadar fazladır ki, kaç tane olduğu sayılamaz ve insanoğlu sadece bunlardan birinin içinde yaşamaktadır. Gözleriniz sadece bu tek bir katmanın içerisinde olanları görebiliyor; onlar sadece bu alana hapsedilmişlerdir. Bu geniş evren, insan zihni tarafından asla kavranamaz, çünkü zihniniz o kapasiteden yoksundur. İnsan dili, çok yüksek seviyelerdeki kozmosun nasıl var olduğunu tanımlayamaz. Bunun için ne bir sözlük vardır ne de bir kavram. Hiçbir şey onu net olarak açıklayamaz. O yüzden insan dili, yüksek seviyeli şeyleri öğretmek için kullanılamaz. Sadece xiulian esnasında süreklilik arz eden gelişiminiz yoluyla siz, [kendiniz] bunu aşamalı olarak, yavaş yavaş anlayabilir veya buna aydınlanabilirsiniz. Fa'yı okurken, Fa size bunu işaret edecektir.

Peki, bu Fa nasıl oluyor da böylesi muazzam bir etkiye sahip olabiliyor ve sizlerin bu gibi yüksek seviyeli prensipleri elde etmenizi sağlayabiliyor? Aslında, sizlere bir kitabın, yani sıradan insanların [yapraklardan oluşan ve beyaz kâğıt üzerine siyah mürekkep ile yazılmış olan kitaplarının] kesinlikle bir etkiye sahip olmadığını söyleyeyim. Onun tüm yapabildiği, insanlar tarafından bilinen en basit insan prensiplerini ayrıntıları ile açıklamaktır. Eğer derin anlamlar taşımasaydı, Zhuan Falun kitabı da daha farklı olmazdı. Zhuan Falun kitabını defalarca ve tekrar tekrar okuyarak, aşırı derecede yüksek seviyelerdeki prensipleri görebiliyor olmanızın ya da onlara aydınlanıyor olmanızın sebebi nedir? Bunun sebebi, her bir kelimenin ardında sayısız, katman katman Budaların, Taoların ve Tanrıların bulunmasıdır. Sayıları, sayılamayacak miktardadır. Kendinizi hangi yükseklikteki seviyeye kadar geliştirebilirseniz geliştirin, siz salonda bulunanlar, gelecekte Tamamlanmaya ulaştığınızda bile, hala onun sonunu göremeyeceksiniz. Eğer bu kitaba göre uygulama yaparsınız, hangi yükseklikte bir seviyeye ulaşabileceğinizi bir düşünün. Sizin için gelişim zamanı geldiğinde, bir kelimenin ardında bulunan tüm Budalar, Taolar ve Tanrılar bunu görebiliyorlar. Siz yeni bir seviyeye yükseldikçe ve size o seviyenin prensiplerini bilme yetkisi verildikçe, size o cümlenin veya o cümle dizisinin altındaki gerçek anlamı gösterirler; bir anda anlarsınız. Aslında bu sizin daha zeki bir hale geldiğiniz anlamına gelmiyor, ondan ziyade onlar size kasten bunu gösteriyorlar ve böylece siz de farkına varıp anlıyorsunuz. Bu yüzden bununla ilgili sıkı bir gereksinim bulunmaktadır: eğer xiulian uygulayarak o seviyeye ulaşmamışsanız, o seviyenin prensiplerini bilmenize kesinlikle izin verilmez. O seviyenin prensiplerini anladığınızda da, zaten o seviyedesinizdir.

Birçok uygulayıcımız endişeleniyor, çünkü sıklıkla gelişimlerinin yavaş ilerliyor gibi göründüğünü ve yakışıksız düşüncelerin ve kötü zihinsel durumların sıkça ortaya çıktığını hissediyorlar. Aslında sizlere endişelenmemeniz gerektiğini söyleyeyim. Her ne kadar benzerlikler olsa da, bizim bugün uygulamakta olduğumuz xiulian formu, geçmişteki tüm uygulama formlarından farklıdır. Onlardan farkı ise, bizim herhangi bir küçük Fa'nın veya küçük Tao'nun yolunda yürümüyor olmamızdır. Onlara da benziyoruz, çünkü tüm antik dönem Fa'ları, bizim bugün öğretmekte olduğumuz kozmosun bu Dafa'sının sadece en düşük ve en sınırlı xiulian uygulama formlarına aitti. Elbette ki, Dafa'nın öğretilmesinde, insanların kurtarılması için, sahip olduğu güçler, aldığımız yol ve kullanılan yöntemler en iyi seçimlerdir. O halde bu Fa nasıl olur da böylesine bir rolü üstlenemez? Daha önce de bahsetmiştim, kitabın cümlelerinde derin boyutlar var olmaktadır.

Size bahsetmiş olduğum Budalar, Taolar ve Tanrılar sahte değillerdir -onlar bu Fa'da tezahür eden gerçek Budalar, gerçek Taolar ve gerçek Tanrılardır. Onlar bu kudretli güçlere sahiplerdir. Her bir kelimenin arkasındadırlar, fakat son derece büyüyebilirler; bununla birlikte sorumlulukları da öyle. Onlar Fa'nın tezahürüdür. O yüzden, kişiyi asimile etmek bu Fa için kolaydır. Geçmişteki bütün Fa'lar ve xiulian uygulama formları, sadece, kozmosun bu sınırsız Fa'sının çok düşük seviyeli birkaç formu idi ve onlar oldukça düşük seviyedeydiler. Zaman uygun olduğunda, sizlere, kozmosun belirli seviyelerdeki düzenleri hakkında daha fazla şeyler anlatacağım.

Öncelikle, Fa'yı çalışmanın önemi hakkında konuşalım. Yani bir başka deyişle, sizin daha fazla gelişmenizi Fa'yı çalışmak sağlayabilir. Bunun sebebi, Fa'nın ardında derin anlamların olmasıdır. Neden başka hiç bir kitap bu seviyeye ulaşamaz? Neden bu etkiyi yaratamazlar? Gerçi hiçbir şeye ama hiçbir şeye sahip olmadıkları doğru olmasa da, bunun sebebi onların ardında hiçbir şeyin olmamasıdır, çünkü herkesin kendi durumu farklıdır. Sizlere sıklıkla kötü dinlere ait olan kitapları tutmamanızı söylüyorum. Elbette çarpık veya kötü dinlere veya kötü qigong'a ait olanlardan bahsediyorum, çünkü onların cümleleri de arkalarında birtakım belirli şeyler barındırmaktadır ve sahip oldukları bu şeyler içlerine gömülü durumdadır. Fakat o şeyler Budalar, Taolar veya Tanrılar değil, futiler, hortlaklar, ruhlar gibi şeylerdir. Bir insanın vücudu bir elbise gibidir ve kişinin zihni tıpkı bir şapka gibidir. Onları kim giyerse, o olurlar. Neden böyledir? İnsanlar o kadar güçsüzdür ki, herhangi bir şey onları kontrol edebilir ve onlara müdahale edebilir. İnsanlar acınası durumda değiller midir? Evet, peki ne olacak? İnsanlar bu seviyeye kendi yaptıkları neticesinde düştüler. Aslında, her birimiz için ve Fa'yı çalışmakta olan siz burada oturanlar için kolay olmadı -her türlü engellemeye ve sıkıntıya sahipsiniz. Ne zaman Fa çalışmak isterseniz iş ile meşgul bir hale geliyor, zaman yetersizliği yaşıyor ve bunun gibi şeyler yaşıyorsunuz. Belki bunlar size doğallıkla meydana gelen olaylarmış gibi görünüyordur. Gerçekte ise, size engellemede bulunan ve sizi Fa'yı elde etmekten alıkoyan her türlü faktör bulunmaktadır. Bu Fa'nın iyi olmadığını iddia eden bazı insanlar hakikaten var. Fakat hemen o kişiyi yargılamayın, çünkü onun düşünceleri büyük ihtimalle kendisine ait değil, başka birilerine ait. Söylediklerini, o kötü şeyler kontrol altında tutuyor. Biz bu türde bir kişiyi kurtaramayız. Bu kişi kendi olmadığı için, nasıl hala kurtarılabilir? Bir kişi böyle kötü düşüncelere sahip olduğundan dolayı kötülük onu kullanabilir. Bu yüzden Dafa'ya doğrudan zarar veren kişileri kurtaramayız. Bir de tamamen yozlaşmış ve mantıklarını tamamen kaybetmiş kişiler de var; her ne kadar söylediklerini ve yaptıklarını o kötü unsurlar kontrol ediyor olsa da, kontrollerini kaybeden kişiler onlardır, onların kendileridir. Bizim Fa'mız farkındalığa sahip bir zihin ile xiulian uygulamayı gerektirir. Fa'yı, bilinci yerinde olmayan, kafası bulanık olan ve dışsal mesajlar tarafından kontrol edilmeye gönüllü olan birine veremeyiz; kötü unsurların bizim Fa'mızı kontrol etmesine nasıl izin verilebilir?

Xiulian'de pek çok zorluk ile karşılaşacaksınız. Zaman zaman sizi uygulama içerisinde büyük sıkıntılar çekerken gördüğümde bu durum beni de rahatsız ediyor. Bazen bir uygulayıcının bir testi geçemediği ve gözlerinde yaşlar ile Shifu'dan zorluklarını ortadan kaldırarak veya talihsizliklerini yok ederek kendisine yardım etmesini dileyip acıklı bir şekilde resmime baktığı durum hakkında düşünüyorum. Fakat ne düşündüğümü biliyor musunuz? Eğer o zorluğu sizin için ortadan kaldırsaydım, gelişim gösterme fırsatını elinizden kaçırırdınız. Güzel bir şekilde, hiçbir sıkıntı olmaksızın kendinizi öylesi yüksek bir seviyeye yükseltebileceğinizi mi düşünüyordunuz? Bu kesinlikle yasaklanmıştır. Hepimiz şunu biliyoruz ki, insan, hayatları boyunca çok fazla karma biriktirmiştir; tıpkı İsa'nın dediği gibi, insanoğlu günahkârdır. Eğer sahip olduğunuz karmayı ve günahları geri ödemeden, sadece cennete gitmek istiyorsanız, onları nasıl başınızdan atabilir, onları nasıl geride bırakabilir ve sonra da cennete gidebilirsiniz? Bir düşünün: Bu mümkün olabilir mi? Kesinlikle mümkün değildir. Dolayısıyla, borçlu olduğunuz şeyleri ödeyerek karmanızı kendi başınıza yok etmek zorundasınız. Karmanızı öderken xinxing'inizi de yükseltmek zorundasınız. Sadece o yükseklikteki seviyeye ulaşmanız üzerine o seviyeye yükselebilirsiniz. O seviyeye yükselmenizi mümkün kılan şey ise, Fa'dır.

Uygulamanız esnasında pek çok sıkıntı ile karşılaşacaksınız. Ciddi ve ağırbaşlı bir biçimde Fa'yı çalıştığınız sürece, her sıkıntının üstesinden gelebilirsiniz. Ciddi ve ağırbaşlı bir biçimde Fa çalıştığınız sürece cevaplar Fa'nın içinde bulunabilir, kalbinizde çözülmesi imkânsız olan sorunlar veya herhangi bir güçlük çözülebilir. Bu Fa nasıl bir insan olunacağını içerdiği kadar, nasıl cennetsel bir varlık olunacağını da kapsar. Ben aynı zamanda sizlere nasıl bir Buda, bir Tao bir Tanrı hatta daha yüksek seviyelerdeki bir Tanrı olunacağını anlatıyorum. Güçlük ve engellerinizin çözümünde Fa nasıl başarısız olabilir? Fa zihninizi nasıl açamaz? Fa problemlerinizi nasıl çözemez? O, bunların hepsini yapabilir. Sıklıkla, uzun bir zamandır insan toplumu içinde yaşamaktan dolayı geliştirmiş olduğunuz çeşitli türlerdeki fikir ve kanılardan ayrılmakta gönülsüzsünüz. Bazı alanlarda ilerlemeler kaydetmiş olduğunuzu düşünüyorsunuz ve onları bırakmakta, onları terk etmekte gönülsüzsünüz. Aynı zamanda da sıradan insanlar arasında öğrenmiş olduğunuz "doğru" kavramlarda direniyorsunuz. İnsanları durduran genellikle bu gibi şeylerdir. Dahası engel ve maniler şu gibi şeyleri de içerir -çoğunuzun sıradan insan toplumunda geliştirmiş olduğu çeşitli alışkanlıklar, bir kişinin oluşturduğu yaşam şekli veya sıradan insanın peşine düştüğü şeyler. Bu şeyler en hassas ve değiştirilmesinden en çok korkulan şeylerdir. Onlara bir kez karşı çıkıldığında, derhal itiraz ederler; hatta bazı insanlar Fa'yı öğrenmeyi bırakırlar. Bununla ilgili olarak hiçbir şey yapılamaz. Fa'yı öğrenip öğrenmemek, sadece kişinin kendisinin karar vereceği bir şeydir. Kimse bir başkasını Fa'yı öğrenmesi için zorlamaz.

Genel olarak konuşacak olursak, herkesin Fa'yı çalışmasında bir engeli vardır. Entelektüeller için engel, günümüz modern bilimidir. Eğer bir şeyler bu bilim ile uyum sağlıyorsa, onu kabul edebiliyorlar; eğer uyum sağlamıyorsa kabul edemiyorlar. Çok şiddetli bir biçimde engelleniyorlar. Bu Fa'nın öğretilmesinde ona niçin modern bilimi kattığımı hiç kimse bilmiyor. Bunu neden yapıyorum? Sebep, sizi Fa'yı elde etmekten alıkoyan engelleri kırıp geçmek istiyor olmamdır. Bazı insanlar çeşitli dinlerin tesiri altında kalıyor. Eğer bir şeyler o kişinin inandığı dindeki şeyler ile paralellik gösteriyorsa, Fa'nın iyi olduğunu söylüyor ve ona çalışıyor; aksi takdirde ona çalışmıyor. Sizi kurtarmak için ve Fa'yı elde etmenizi mümkün kılmak için, dinlerden kaynaklanan şeyleri konuştuğum kadar, dinlerin yozlaşma süreçlerini ve formlarını da anlattım. Sıradan insanların toplumunda işini terk edemeyen sıradan bir insan için, benim sahip olduğum bu Fa, xiulian uygulamasını, sıradan insanlara mümkün olduğunca uyum sağlarken dahi ele aldı. İşin aslı ben sizin arzunuzu yerine getirmiyorum -bu Fa aynı zamanda işinizi devam ettirirken xiulian uygulamanızı gerçekten sağlayabilir. Aynı zamanda daha birçok başka durum da vardır. Herkesin engelleri ve terk edemediği bir veya daha fazla düşünceleri, kanıları bulunmaktadır. Her insan fikri bir engeldir. Ben, insan toplumunun bugüne kadarki gelişiminden kaynaklanan göz kamaştırıcı başarılarına karşı değilim. İnsan toplumunun bugüne kadarki gelişiminden birikerek gelmiş olan bilgiyi de onaylamıyor değilim. Fakat sizlere söyleyeyim ki, sizler uygulayıcılar olarak onları zihninizden uzaklaştırmalısınız. Sıradan insanlar bu gibi zaferlerden hoşlanabilirler ve bir insanın ruh hali içerisinde yaşayabilirler, fakat uygulayıcılar olarak sizler edinilmiş bu fikir ve kanıları bir kenara atmalısınız. Yani bir başka deyişle, bu benim öğretmiş olduğum prensiptir -uygulamanızı sıradan insanlara mümkün olduğunca uyum sağlarken yapmalısınız. Sizler sıradan insanlar arasında yaşadığınız için, aynen sıradan bir insan gibi işe gidebilir ve okula gidebilirsiniz. Fakat insanların sahip olduğu fikir ve kanıları terk etmelisiniz.

İnsan fikir ve kanılarını terk edin derken bir keşiş veya rahibe gibi hiçbir mala ya da mülke sahip olmayacaksınız demiyorum -öyle değildir. Ben sizlerden sıradan insanlar arasında uygulama yapmanızı istediğim için, insan toplumunun düzeni ile uyum içerisinde olmalısınız. Yani bir başka deyişle, sizin gerçekte terk ettikleriniz takıntı, saplantı ve bağımlılıklardır. İnsanlar takıntı ve bağımlılıklarını terk etme konusunda büyük zorluklara sahiptir. Bir takıntınızı gerçekten terk ettiğinizde, aslında hiçbir şey kaybetmemiş olduğunuzu göreceksiniz. Fa'yı öğrenmenin kendisi bir kutsamadır -neden bir şey kaybedeceksiniz ki? Aslında, eğer gerçekten bir şeyler kaybederseniz, bu sadece sizin o takıntıyı bırakmaktaki gönülsüzlüğünüzdendir. Takıntınızı bıraktırmak amacıyla devamlı olarak ona dokunulur. Bir kriz, bir buhran gerçekten de ortaya çıktığında, o sizin takıntınızı yok etmeyi amaçlar. Peki, o zaman eğer onu yok etmemekte ısrar ederseniz ve hala yapışıp kalırsanız ne olacak? Bir çıkmaz ile sonuçlanacaktır. Daha fazla ısrarcı olursanız, durumunuz daha kötüye gider ve yaşadığınız ortam bile kötüleşebilir. O takıntıyı gerçek anlamda terk ettiğinizde, her şeyin bir anda tersine döndüğünü, zihninizin aniden sakinleştiğini, vücudunuzun değiştiğini ve her ikisinin birden hafiflediğini göreceksiniz. Geriye dönüp baktığınızda, aslında hiçbir şey kaybetmemiş olduğunuzu göreceksiniz. Aynı bir Çin atasözünde söylendiği gibi: "Söğüt ağaçlarının gölgesini geçtikten sonra, ileride parlak çiçekler ve bir başka köy olacaktır." İyi şeyler aniden tekrar yolunuza çıkacaktır.

Bununla birlikte, güzel şeyler tekrar size geri döndüğünde, daha fazla bolluğa, daha fazla zenginliğe veya daha fazla zorluğa sahip olsanız bile, artık bu şeylere sıradan bir insan gibi takıntılı olmadığınızı göreceksiniz. Bu şeyleri çok hafife alacak, fakat hala her şeye sahip olacaksınız. Bu daha iyi değil midir? Sizi yemekten içmekten alıkoyan o işinize ve arzularınıza olan sıkı sıkıya tutunmanız ile ve sürekli olarak onları kaybetme korkunuz ile neden kendinizi acı veren bir şekilde karmakarışık bir hale getirmek zorundasınız ki? Sizce bu şekilde yaşamak iyi mi? Aslında, insanların terk edemediği şeyler takıntı, saplantı ve bağımlılıklardır. İnsan toplumu, insanların xiulian uygulaması yüzünden, sahip olduğu biçimi kaybetmeyecek. İnsan ırkının var oluş formu sonsuza dek varlığını sürdürecektir. İsteyin ya da istemeyin, o daima burada olacak. Sadece, sahip oldukları saplantı, takıntı ve bağımlılıkları terk edemedikleri için, insanlar kendi hayatlarını yorucu bir hale getiriyorlar

Elbette, insanlar aynı zamanda çok karışıktır. İnsanın sahip olduğu kutsamanın miktarı onun önceki hayatı ile ilgilidir, bir önceki hayatı ve hatta daha önceki hayatları ile ilgilidir. Başka bir kişinin göze çarpan bir patron olduğunu görünce, acaba eğer ben de xiulian uygularsam ve takıntılarımdan vazgeçersem onun gibi büyük bir patron olabilir miyim diye düşünmemelisiniz -olmayacaksınız. Çünkü bu, insan toplumunda taşıdığınız şeylerle bağlantılıdır. Xiulian uygularsanız, sahip olduğunuz kutsamanın miktarı bellidir ve belki aynı kutsamanın miktarına xiulian uygulamıyorsanız da sahip olabilirsiniz. Peki, aradaki fark nedir? Aradaki fark zihninizin sakin olmasıdır. Öteki türlü, zihniniz gergindir; zaten çok yorgun bir hayat yaşıyorsunuzdur, bu durumda zihniniz daha da yorgun düşer ve siz doğru dürüst yemeden içmeden kesilir duruma gelirsiniz. Tabii ki, vücudunuz yorgun düşerdi ve yaşlanırdı, kötüleşir ve sıradan bir insan gibi birçok hastalığa sahip olurdunuz. Öte yandan, eğer bu takıntıları bırakırsanız, çok rahat olurdunuz -fakir olsaydınız bile. Aslında Dafa'yı öğrendiğiniz için fakir olmayacaksınız. Bence mutlu bir şekilde yaşamak, bu şekilde takıntılı bir biçimde yaşamaktan daha iyidir. Bununla birlikte, dünyadaki işlerinizi yapmak zorundasınız. Daha fazla insanın xiulian uygulamaya başlaması ile birlikte, hepinizin çalışmayı bırakmasının kabul edilemez olduğunu söyleyeyim. Bu sadece, düşüncelerimizdeki bu ilişkiyi nasıl doğru bir biçimde dengeleyeceğimiz ile ilgili bir meseledir. Her neyse, Dafa'yı öğrenmek bir kutsamadır. Sıradan insan takıntılarını terk ettikten sonra, Dafa, uygulayıcılarına iyi bir gelecek getirecektir. Bununla birlikte, iyi gelecek, kesinlikle büyük bir patron olmaya takıntılı olarak elde edilmez.

Dahası, Fa'yı çalışırken sorular belirdiğinde veya çözülemeyen sorunlar ile karşı karşıya kaldığınızda, sürekli olarak dışsal cevapların peşinde koşmamalı ve onların arayışında olmamalısınız. Örneğin, uygulayıcılar arasında veya sorumluluk almış olan uygulayıcılar arasında problemler meydana geldiğinde, parmağınız ile başkalarını göstermeniz ve o suretle de sürtüşmelere neden olmanız ve gerilimlere sebebiyet vermeniz doğru değildir. Eğer bu Dafa uygulayıcılarının başına gelirse veya bu olaylara kızarsanız, o durumda zihniniz sıradan bir insanın zihni durumuna döner. Herhangi bir problem ile karşılaşırsanız, cevaplar için daima dönüp Fa'ya bakmalısınız. Kendinizi gözden geçirmeli ve içinize bakmalısınız: Ben ne yanlış yaptım? Yanlış bir şey mi yaptım ve bugün aniden ortaya çıkan probleme mi sebep oldum? Bunu çok dikkatlice düşünün.

Sorunların ortaya çıktığı zamanlarda, kaç taneniz bu olayların sebepleri hakkında gerçek anlamda kendi içine bakabiliyor? Elbette, birçoğunuz bazen bunu yapabiliyorsunuz, fakat diğer sayısız zamanlarda bunu hala yapamıyorsunuz. Gerçek sebepleri kendi içinizde bulduğunuzda, onlarla yüzleşmeye cesaret edip, onları kabul ettiğinizde, durumun aniden değiştiğini ve problemin ortadan kalkıp yok olduğunu göreceksiniz. Aniden, bir neden olmaksızın, sizinle diğer kişi arasında hiç bir sürtüşme ya da mesele yaşanmamış gibi görünecek. Bunun sebebi, bir uygulayıcı için "tesadüf" diye bir şeyin olmaması ve hiçbir rastlantısal olayın uygulama sürecinizi bozmasına izin verilmemesidir.

Başınıza gelen her şey, kendinizi bir uygulayıcı olarak görüp göremeyeceğinizi, kendi yanlışlarınızı ve hatalarınızı bulup bulamayacağınızı ve kendinizi bir uygulayıcı olarak değerlendirip değerlendirmeyeceğinizi görmek için bir testtir. Şu sözlerimi daima hatırlayın: Hangi problem ile karşılaşırsanız karşılaşın, sizi içinizden rahatsız eden şey ne olursa olsun, dışarıdan bakıldığında haklı ya da haksız olun, eğer kendinizi gerçekten bir uygulayıcı olarak görüyorsanız, sebepler için daima kendinizi incelemek, kendinizi gözden geçirmek zorundasınız. Kendinize, bu konuyla bağlantılı olan yanlış veya farkına varılması zor olan bir nedene, bir güdüye sahip olup olmadığınızı sorun. Eğer bir uygulayıcı olarak içinizin derinliklerinde bir şeylere saplanıp kalmışken veya yıkılıp bozulmasına izin vermediğiniz önemli menfaatlerinize sıkı sıkıya tutunmuşken, olaylardan sadece yüzeysel olarak ayrılıyorsanız, söyleyeceğim ki, uygulamanız sahtedir. Eğer sizin kendi düşünceleriniz değişmezse, tek bir adım bile ilerleyemezsiniz ve kendinizi kandırıyorsunuzdur. Sadece içinizden hakikaten gelişim gösterdiğinizde gerçek bir gelişim gösterebilirsiniz. Bu yüzden, şunu aklınızda tutacağınızdan emin olun: Her ne zaman sorunlar ile, hoş olmayan, rahatsız edici şeyler ile veya başkaları ile meydana gelen sürtüşmeler gibi olaylar ile karşılaşırsanız, kendinizi gözden geçirmek ve kendi içinizi araştırıp, kendi içinize bakmak zorundasınız. O başa çıkılmaz problemin sebebini bulabileceksiniz. Önceden, geçici qigong modası döneminde, birçok insan kişinin kendi enerji alanının kişinin çevresini tesiri altına alabildiği gibi bir kavrayışa sahipti. Fakat aslında öyle değildir. Bu sizdeki bir uyuşmazlıktan dolayı gerçekleşir, yani evrenin asıl doğasına ters düştüğünüz için, etrafınızdaki her şeyin sizinle uyumsuz olduğunu görürsünüz -böyle bir ilişkidir. Eğer kendinizi uyumlandırırsanız, her şey onu güzelce takip edecektir. Kesinlikle bu böyledir.

Fa'yı çalışma konusunda bir başka şey daha var. Bazı uygulayıcıların kararlı ve azimli bir biçimde çabalamadığını, kitabı birazcık okuduklarını düşünürsek veya ciddi bir şekilde bir çaba sarf ettiklerini, çabaladıklarını, fakat henüz sadece bir tek kitabı bile okumadıklarını ve Zhuan Falun'u bile tamamlamadıklarını düşünürsek, size bu meseleyi hafife almamanız gerektiğini söyleyeyim. Özellikle, siz henüz yeni bir uygulayıcı iken ve kitabı ilk defa okuyorken, onu başından sonuna kadar bir kere tamamen okuyup bitirmezseniz, göreceksiniz ki, o andan itibaren kitabı okumak için zamanınız veya fırsatınız olmayacak. Hatta zamanınız olsa dahi, kitabı tekrar okumak aklınıza gelmeyecek. Peki neden? Herkes düşünce karmasına sahiptir, bu düşünce karması bencil ve kötüdür. Bu karma, okuduğunuz Dafa'nın çok erdemli ve doğru olduğunu ve yok edileceğini anlayınca bundan korkar; ona çalışmanızı ve kitabı okumanızı durdurmaya çalışır. Eğer kitabı baştan sona tamamlamadan yarı yolda okumayı bırakırsanız, bu düşünce karması, kitabı okumanız için olan bir sonraki fırsata sahip olmaktan veya Dafa kitabına el sürmekten sizi alıkoymaya çalışır. Bazı kişilerin, kitabın sadece ufak bir kısmını okuduktan sonra Fa'yı bir daha öğrenme fırsatının zor olduğunu keşfetmesinin sebebi budur. Bu yüzden kitabı ilk kez okumaya karar verdiğinizde, onu başından sonuna kadar, okumaktan vazgeçmeden, okumalısınız. Kitabı bir kez okuyup devirdikten sonra, düşüncelerinizi etkileyen fikir ve kanıların temelden yok olduğunu keşfedeceksiniz. Fa'yı bir sonraki okuyuşunuzda, bu anlamda herhangi bir engelin artık var olmadığını göreceksiniz. Bu yüzden uygulayıcılarımız, özellikle de eski uygulayıcılarımız bu konuya dikkat edeceğinden emin olmalıdır. Bir kişiden onu öğrenmesini istediğinizde [eğer o kişi okumak istiyorsa] ondan kitabı en başından sonuna kadar, bırakmadan okumasını isteyin. Eğer ilk seferinde kitabı okumamış ve okumayı durdurmuşsa, ona bir dahaki soruşunuzda, size hemen zamanı olmadığını ve sadece birazcık okuduğunu söyleyecektir. Bu kişi aslında oldukça akılsızdır. Bir insanın vücudunun bir elbise gibi olduğunu, çünkü onu kim giyerse o kişi haline dönüştüğünü ve kişinin zihninin bir şapka gibi olduğunu, çünkü onu kim takarsa o kişi haline geldiğini söylemiştim. Kişi zamanı olmadığını iddia eder. Aslında bu yorumu kişiye o karma yaptırmaktadır -bu yorumu ona, onu kitabı okumaktan alıkoyan, onu meşgul bir hale getiren ve ona kitabı okumayı unutturan karma yaptırmaktadır. Bu, Fa'yı okuma sırasında kolayca ortaya çıkabilen bir sorundur. Bu tehlikeye dikkat edeceğinizden emin olun.

Diğer yabancı dillere çevrilmiş olan Zhuan Falun'lar kesinlikle Çince kitap ile aynı etkiye sahiptir. Fakat burada bir probleme dikkat çekmek gerekiyor. Kitabı farklı dillere çeviren birçok uygulayıcımız, daima birbirleriyle tartışma eğilimindedir. "Burada içine katmadığın şu anlam var, burada atladığın şu şu anlam var; bu cümle doğru bir şekilde çevrilmedi, şu cümle yanlış çevrildi." Sıkça bu şekilde tartışıyorlar ve kitabın çevirisini bir türlü sonlandıramıyorlar. Aslında, sizlere bir şey söyleyeyim, bunu yapmakta haksız mısınız? Hayır, haksız değilsiniz, fakat aynı zamanda da haksızsınız. Neden yanlış yapıyor olduğunuzu söyleyemeyiz? Bahsettiğiniz anlam gerçekten de sizin kavramış olduğunuz şeydir, fakat o sıradan insanların seviyesinin ötesindedir. Fakat beyaz kâğıt üzerine bırakılan siyah mürekkep sıradan insanların seviyesini aşamaz. Bu yüzden, çeviri yaparken, cümlenin sıradan bir insanın seviyesindeki orijinal anlamı mümkün olduğunca, en iyi biçimde çevrildiğinde yeterlidir. Cümlelerin arkasındaki içsel anlamları ve prensipleri anlarsınız, çünkü cümlelerin arkasındaki elementler iş başındadır. Bunlar çeviri gayretlerindeki birkaç genel durumdur.

Uygulayıcılar sürekli gelişim gösterdikçe, bir problem kendisini gösterebilir, size bunu burada netleştirmek istiyorum. Sizlerle, özellikle batılı ve diğer ırklardan olan bazı uygulayıcılarımızı ilgilendiren bir konu hakkında konuşmak istiyorum. Dafa içerisinde xiulian uyguladıkları için, birçok insan şöyle bir durum görebilir: Uygulayıcılarımız arasında, xiulian uygulama yoluyla geliştirilen birçok vücudun, Buda Okuluna ait olmadığını keşfedebilirler. Ondan ziyade bazıları Tao Okuluna aitken, bazıları Tanrılarınki gibidir, bazıları da batılıların cennetinde bulunan Tanrıların görünümünü andırır. Sizlere şunu söyleyeyim, hangi sistemin daha iyi, hangisinin ise çok iyi olmadığı hakkındaki kavrayışınız, sıradan insan çıkış noktasından kaynaklanmaktadır. Bu kavrayış yüksek seviyelerde farklıdır. Peki, neden bazı uygulayıcılarımız farklı farklı cennetlere ait vücut görünümleri ediniyorlar? Çünkü siz farklı yerlerden geldiniz ve muhtemelen dünyada farklı insan ırkları içine reenkarne oldunuz. Fakat eğer siz yüksek bir seviyeden gelmiş olan bir varlık iseniz, gerçek doğanız anlamında, elbette ki kendi geldiğiniz orijinal yerinize dönmek istersiniz. Şu an için Shifu'nun cennetine gitmek istediğinizi düşünebilirsiniz. Bu düşünce sizin insani düşünme biçiminizden gelmektedir. Bu yüzden şu anki insani niyetinizden ziyade, asıl niyetinizin farkına varabilmenizi sağlamak için -yani bir başka deyişle, Fa'ya asimile olabilmenizi sağlamak için ve ardından da geldiğiniz asıl, orijinal yere dönebilmeniz için- şu anda öğretmekte olduğum Fa, Buda Okulu temelli olduğu halde, o bütün kozmosun Fa'sıdır ve farklı seviyelerdeki, farklı âlemlerdeki ve farklı birimsel cennetlerdeki tüm yaşamların prensiplerini ve ilkelerini içermektedir.

Bundan bahsederken, bu fırsatı boyutlar konusunu başka bir bakış açısından açıklamak için kullanacağım. Az önce, insanların farklı boyutlardan ve seviyelerden gelmiş olduğunu söyledim. Daha önce söylemiş olduğum gibi, bizim Dünya gezegenimiz kozmosun tam ortasındadır. Bizim dünya gezegenimiz gibi küçük olan aşırı derecede fazla sayıdaki gezegenler her yere yayılmış, her yerde bulunmaktadır, fakat sadece bizim gezegenimiz merkez konumundadır. Merkezi konumda bulunmak, kendi ayrıcalığını taşır, fakat bu, kozmostaki bir kavram değildir. Örneğin, sıradan insanlar, toplumumuz içerisinde bilgi sahibi olduklarında, "merkez" kavramını "en yüksek" veya "en iyisi" olarak ele alırlar. Fakat sizlere şunu söyleyebilirim: kozmosun kavramına göre, Dünya gezegeni, merkezi konumda bulunarak, en kötü yerdedir. Peki neden? Çünkü kozmos yuvarlaktır ve kozmosta bulunan çeşitli türlerde canlılar düşerler. Nereye düşerler? Kozmos yuvarlak olduğu için, sol taraf üsttür, fakat aynı zamanda alt taraf ta üst değil midir? Sağ taraf üsttür, (Shifu el işaretleri yapıyor) arka taraf üsttür ve aynı zamanda ön tarafta üsttür. Kozmostaki yozlaşmış şeyler düşer. Peki, nereye düşerler? Orta kısma [merkeze] düşerler, öyle değil mi? Fakat bununla birlikte, kozmos çok aşırı derecede karmaşıktır ve hala "merkez konum" olarak ele alınan, merkez gözü ile bakılan başka kavramlar vardır.

Kozmosta çok sayıda seviye vardır. Örneğin, yaklaşık üç milyardan biraz daha az sayıda Galaksi, Samanyolu Galaksimiz gibi galaksi, bir evrenin sahasını oluşturur; biz ona genellikle küçük evren deriz. Sonra bu küçük evrenin ötesinde, bu küçük evren gibi yaklaşık üç bin küçük evren daha vardır ve birbirleri arasındaki uzaklık çok fazladır. Sıradan insanlar bunu kafasında biçimlendiremez. Hatta bu uzaklık, ortalama düzey Tanrıların kavrayışı için bile oldukça büyüktür ve görüş alanının ötesindedir. Bununla birlikte, bu üç bin evrenin dışında bir kabuk vardır ve bu ikinci-katman evreni oluşturur. Bu şekilde devam ederek, ikinci-katman evrenin ötesinde, ikinci-katman evren büyüklüğündeki üç bin evren, üçüncü-katman evreni oluşturur. Bu sayıların kavramı muazzamdır. Bir pirinç tanesi bir evreni temsilen kullanılırsa, çoğalması katsayısal bir biçimde artar. Üç bin pirincin hacmi bu masa kadar geniştir veya daha bile geniştir. O durumda, sırasıyla, üç bin masa bu salona sığmazdı. Bu yüzden, katsayının ölçüsü çok büyüktür. Yani, onun miktarı ve alanı aşırı derecede geniş, uçsuz bucaksızdır.

Bununla birlikte, size bu kozmos ile ilgili anlattıklarım sadece en basit kavramdır. Bunun gibi bir kozmosa hala bir toz zerreciği gözüyle bakılır. Aslında, o gerçekten de bir parçacıktır ve makro kozmostaki çok küçük bir parçacığın formudur. Bunun yanı sıra, tüm kozmosun kompozisyonu içerisinde, içindeki her bir parça, aynı zamanda kendi kozmik vücudunun farklı var oluş biçimlerini barındırır. Kozmik vücutlar içerisinde aynı zamanda cennetlerin farklı katmanları bulunmaktadır. Bir kozmik vücudun her bir parçacığının içerisinde, içinde canlıların bulunduğu farklı katmanlar bulunmaktadır, farklı cennetler veya cennetlerin farklı katmanları bulunmaktadır. Cennetlerin bu farklı katmanlarında farklı Tanrılara ait sayılamayacak kadar çok cennetler bulunmaktadır. ABD'ye en son gelişimde ve San Francisco'da Fa'yı öğretişimde, sizlere çok büyük olan bir kavramı anlatmıştım. Kaç adet katmandan bahsetmiştim? İlk başta seksen birinci-katmandan bahsetmiştim ve daha sonra da bininci-katmanın üzerinde konuşmuştum. Bu alan oldukça büyüktür. Sizlere söyleyeyim ki, konuşmuş olduğum ve size kavranılamaz büyüklükte gelen bu alan, aslında hala çok aşırı derecede küçüktür. Eğer ondan daha da uzaklaşırsanız, üzerine yükselirseniz ve geriye dönüp arkanıza bakarsanız, kozmosun içerisinde, o da küçük bir toz zerreciği gibi görünür. Kozmos o kadar geniştir.

Fakat size söylüyorum ki, büyüyen ve genişleyen bu devasa kozmik vücut, [aslında "büyümek" doğru kelime değil; sadece insan dilini kullanabiliyorum, çünkü kullanılabilir başka bir dil yok] sadece Dünyanın başlangıç noktası olarak ele alındığı, o temele sahip olan kozmik vücuttur -bu gibi bir bağlantı sadece bu şekilde açıklanabilir- ki bu sadece tek bir sistemdir. Bunun gibi sistemler sayılamayacak kadar çoktur ve insanoğlu tarafından bilinen rakamlarla sayılamazlar. O kozmik vücutların içerisinde farklı yaşamlar vardır ve aralarında çok büyük uzaklıklar, mesafeler vardır. Bir düşünün. Bu kozmos o kadar uçsuz bucaksızdır ki, onun sınırsızlığını insan dili ile açıklayamazsınız. Bu yüzden, içinde bulunan canlılar arasındaki farklılıklar da çok büyüktür. İnsanoğlu sürekli, bugüne kadar gelişmiş uygarlığından gurur duyuyor, mesela Manhattan'da pek çok yüksek gökdelen var. İnsanlar olağanüstü gözüyle bakılan günümüz bilimsel başarısından da çok hoşnut. Geriye dönüp baktıklarında, antik dönemde yaşayanların, günümüz modern insanlarından daha kötü olduğunu düşünüyorlar. Antik dönem insanları at arabası kullanmak zorundayken, günümüz modern insanı araba, tren ve uçak ile seyahat ediyor. İnsanlar gösterdikleri gelişimin göz kamaştırıcı olduğunu düşünüyor. Gerçekte ise, sizlere söyleyeyim ki, sizler farklı kozmik vücutlardan ve farklı cennetlerden geldiniz. İnsan toplumunda geliştirilmiş olan her şey farklı kozmik vücutlardan veya toplumlardan kaynaklanan ve insan zihninde kalan kalıntıların veya mesajların bir sonucudur -ki bunlar, insanlara ait bu boyuttaki en işlenmemiş, en kaba materyalleri kullanarak onları yeniden yaratmamızı sağlamaktadır. Yani bir başka deyişle, bütün bu şeyler, kozmostaki farklı boyutlarda uzun bir zaman önce zaten mevcuttu.

Az önce ifade ettiğim gibi, pek çok insan, uzak yerlerden geldi. O zaman bir düşünün: aralarındaki farklar ve karakterleri arasındaki farklar oldukça büyüktür. Uzun bir zamanın geçmesiyle birlikte ve canlı varlıkların durmaksızın kötüleşmesiyle birlikte, [cennetlerin dilinde "iyi" veya "kötü" diye bir şey yoktur; onların genelde kullandığı cümleler veya kavram "ağırlaşmak"tır] batmaya ve gömülmeye başlarlar. Artık daha fazla saf, hafif ve süzülen bir biçimde olmadıklarında, batarlar. Aslında, madde değişmiştir; yani saf değildir. Durmaksızın devam eden batış süreci, bu tür bir süreç idi. Fakat bu çok aşırı derecede yavaş bir süreçtir ve insanlar kendilerinde bir değişiklik hissetmezler, ayrıca Tanrılar da kendilerinin değişiklikten geçtiğini hissetmezler. Çünkü bu süre çok çok uzundur -insanların kullandığı zaman ile sayılamaz.

Zamana gelince, farklı boyutlar farklı zamanlara sahiptir. Zaman, akıl almaz derecede karmaşıktır. O neredeyse, bir saatin içerisindeki farklı büyüklüklerdeki tertibatlara benzer, fakat onun gerçek karmaşıklığı bundan milyar kat veya trilyon kat daha fazladır. O, herhangi bir insan kavramı ile genelleştirilemez. Kendisine ait devir süresine ve kendi zamanına sahiptir. O maddeler, bu değişiklikleri kendileri ile birlikte getirerek battılar. İnsan seviyesine gelinmesi üzerine, insanlar insan zihnini karmaşık olarak algıladılar. Aslında, sizlere söyleyebilirim ki, insan zihni gerçekten de çok karmaşıktır, çünkü buraya varmadan önce, çok uzun bir zaman periyodundan geçti. Bu uzun zaman sürecinde, yaşantınız kendisi ile birlikte her bir seviyeye ait olan şeyleri taşıdı. Günümüzde bilim adamları insan beyninin %70'inin kullanılamadığını biliyor. Yani, insan zekâsı azaltılmış, indirilmiştir. İnsan zekâsında bir kısıtlama olmasaydı ve böylece de insanlar Tanrılar kadar bilgeliğe sahip olsalardı, sahip olduğunuz bu karmaşık düşünceler ile insan toplumunda var olmak korkunç olurdu. İnsan toplumunda ne gibi değişikliklerin meydana gelebileceğini söylemek zor olurdu. Bu yüzden, bu mesele hakkında konuşuyorken sizlere şunu da söylemek istiyorum: insan ırkının şu anki gelişimi iyi bir şey değildir. İnsanın sahip olduğu hırsın bir sınırı yok. Bir kişi yüksek bir seviyeye ulaştığında ve daha da yükseğe ulaşma umudu ile hala hırs taşıdığında, bu kötü bir şeydir. Peki, neden? Eğer insanlar insan olma durumunun ötesine gidebilseydi veya insanlar tarafından bilinebilecek olanların ötesine gidebilseydi, bu durum insan ırkı için çok ama çok tehlikeli olurdu. İnsan zekâsının sınırlandırılmasının nedeni, insanların o kadarını bilmesine izin verilmemesidir veya o oranda bir bilgeliğe sahip olmasına izin verilmemesidir.

Bu noktaya geldiğim için, birkaç şey daha söyleyebilirim. Şunu bir düşünün: Eğer her biriniz düşüncelerinize gerçekten çok dikkat ederseniz, aniden değiştiklerini göreceksiniz. Birçok düşünce aniden ortaya çıkabilir ve onların nereden geldiği hakkında bir fikriniz yoktur. Bazı düşünceler oldukça gariptir -onlar sizin birçok geçmiş yaşamlarınızdan gelen çeşitli fikir ve düşüncelerdir. Bir sorun ile karşılaştığınızda ortaya çıkarlar. Her insan doğumdan sonraki düşünceleri edinir ki bunlar bencil ve kişinin kendi çıkarını koruyucu niteliktedir ve insanların gittikçe daha ahlaksız olmalarının nedeni de budur. İşte bu yüzden, insan ırkı daha yüksek seviyelere yükselmekten ziyade, sadece aşağı seviyelere düşebilir. Aydınlanmış varlıklar, Budalar ve Tanrılar, insanları kurtarmaya gelirler, çünkü onlar bütün bunları görürler. Elbette başka birçok sayısız karmaşık faktörler de vardır. Tanrılar, öyle herkesi kurtarmazlar -onların hepsi, sadece kendi insanlarına göz kulak olurlar. Elbette burada bir başka sırrı daha açıklamış oldum. Herkesi kurtarmak için, tüm bu kısıtlamaları açan tek kişi benim. Bazılarınız sizi kurtarmak için, bunun Shifu'nun merhameti olduğunu söylüyor. Aslında bilemeyeceğiniz çok şey var. Sizi kurtarmanın ne kadar zor olduğunu bilmenize asla izin verilmeyecek. Bir düşünün: sahip olduğunuz bu karmaşık fikir ve kanılar, farklı cennetlerin katmanlarına, farklı cennetlere ve farklı âlemlere ait maddeleri içeriyor. Günümüzde Çin'de bir söz vardır: bazı şeyleri iyi sonuçlandırmak "düzgünce dengelemek" olarak bilinir. Böyle şeyleri nasıl düzgünce dengeleyebilirsin?

İnsanları kurtarmak ile ilgili çok sayıda söz ve düşünce olmuştur, fakat hiç kimse insanların yüksek seviyelere doğru nasıl kurtarıldığını bilmemektedir -bu çok zor bir şeydir. Az önce de söylediğim gibi, tüm aydınlanmış varlıklar [kurtarmak için] sadece kendi insanları ile ilgilenirler; diğer insanları işin içine katmazlar ve onları uzak tutmak için ellerinden geleni yaparlar. Başka insanlar işin içine girdiğinde sadece onu kurtaramamakla kalmazlar, aynı zamanda kendileri de bir problemin içerisine sürüklenebilirler. Bunun sebebi bu dünyanın aşırı derecede karmaşık olmasıdır. "İyi" ve "kötü" kavramları bile, belirli seviyelerde farklılıklar gösterir. Onlar insanların iyi ve kötü kavramlarını paylaşmazlar. Onlara ait şeylerden etkilendiğinizde, onlara ait sayısız faktörden etkilenebilirsiniz -onların kendi dünyaları da değişebilir. Bunun için sorumluluk alabilir misiniz? Alamazsınız. Bunu zorla yapmak, kötü bir şey yapmak ile aynı şey olur -insanları kurtarmaya çalışıyor olsanız bile. Düşündüğünüz gibi değildir. Bu, çok ama çok zor bir sorumluluktur. Sonradan gelen her bir uygulayıcı veya öğrenci benim için biraz daha zorluk yaratmaktadır. Fakat ben hala sizi kurtarmak istiyorum ve daha fazlasını kurtarmak için elimden gelenin en iyisini deneyeceğim -mümkün olduğunca fazlasını kurtarmak için. Size basit bir örnek vereceğim: Diyelim ki ben sizi kurtarmak istiyorum, fakat siz belirli bir dine inanıyorsunuz. O din doğru ve erdemli bir din olabilirdi, fakat artık insanları kurtarma vazifesi göremiyor ve politik bir form haline gelmiş. O yüzden, sizi kurtarmak için, o dinin sizi artık kurtaramayacağı konusunda sizi bilgilendirmek zorundayım. Peki, o din, kırgın bir hale gelmeyecek mi? O yüzden engellemede bulunur veya çeşitli türlerde kötü şeyler bile yapar. Bu basit bir örnektir.

Elbette, olayları bu boyutlara kadar ele aldım, çünkü salonda bulunan herkes benim Dafa uygulayıcılarımdır. Geçmişteki birçok dinin kötü olduğunu söyleyemeyiz. Budizm gibi, Hıristiyanlık gibi, Katoliklik gibi, aynı zamanda Musevilik gibi dinlerin ve tarihteki diğer başka dinlerin doğru ve erdemli olduğunu gördüm. Fakat günümüz toplumunda, insan zihninin modernize hale gelmiş olduğu şu anki tarihi dönemde, insanlar bu dinleri anlamak için gerekli olan orijinal insan doğalarını ve antik dönem zihin yapılarını artık daha fazla kullanamazlar. Yani, sahip olduğunuz zihinsel yapı, o dinlerin orijinal öğretileri ile olan bağlantısını kaybetmiştir. Artık onları daha fazla anlayamayacağınız için sizi kurtaramazlar ve sizinle ilgilenmezler. Fakat din adamları kendilerinden övünerek bahsediyorlar ve diğer kişilerin onlara inanması ve kendilerini beslemesi için güven belgeleri sergiliyorlar. Ün ve kişisel çıkar arayışındalar, hatta politikacılar haline gelmişler. Bu yüzden, iyice düşünüp taşının ve dönüp bir bakın: Bu dinler hala doğru ve erdemli midir? Ben, Budalar, Taolar ve Tanrılar doğru ve erdemli değildir demiyorum. Ben dinlerden bahsediyorum. Dinler insanoğlu tarafından yaratıldı ve kabul edildi. Tanrılar dinleri tanımazlar; ondan ziyade sadece insan kalbini göz önünde tutarlar. Her ne kadar amacınız bir Buda'nın veya İsa'nın cennetine gitmek olsa da, davranışlarınız buna uyum sağlamıyor. Dinin tamamı bu şekildeyse, onun hala erdemli bir din olduğunu söyleyebilir misiniz? Bunu söylemek zor! Hepinize karşı sorumlu olmak zorundayım. Sizlere bunu söylüyorum, çünkü sizleri kurtaramayacak olan o dinler tarafından engellenebileceğinizden korkuyorum.

Herkes gibi bende bu konferansa katılmak için buradayım. Farkına vardığım problemlere dikkat çekeceğim.

Ben uygulayıcıların konuşmalarını dinlerken, bazılarınız yerinde duramadı ve uygulayıcılardan konuşmalarını kısa kesmelerini istedi, böylece ben konuşabilecektim. Bu Fa konferansı bir tecrübe paylaşma olayıdır. Onu bozmayalım. Ben sadece belirli amaçlar için ve belirli konuları hedef almak için Fa konferansı veririm. Problemlerin farkına vardıkça, gelişiminizi kolaylaştırmak açısından onlara açıklık getiririm. Elbette xiulian esnasında ortaya çıkan çok sayıda sorular da var. Birçok defalar şunu söyledim: dünyanın neresinde olursa olsun, bizim uygulamamız, Çin'de almış olduğu yolu ve formu takip etmelidir. Peki, neden? Bildiğiniz gibi Çin toplumu, insanları denetim altına tutup düzene sokma anlamında katı, sert olarak kabul edilebilir. Eğer biz Fa'yı böylesine katı bir toplumda güzel ve düzgün bir şekilde yayabildiysek, gelecekte herhangi bir toplum içerisinde de Fa'nın yayılması, herhangi bir hasara maruz kalmadan yapılabilir. Bir başka deyişle, yıllar boyunca, Fa'nın öğretilmesi esnasında, Çin'de bulunan kişilere işleri nasıl yapmaları gerektiğini anlattım. Düzgün ve sağlıklı bir gelişimi sağlamak için, ortaya çıktıkları an, problemleri düzelttim. Diğer ülkelerden ve bölgelerden olan sizler de aynısını yapmalı, bu yolu takip etmelisiniz; böylece Fa daha az dolambaçlı yol alacak ve uygulayıcılar daha az zarar-ziyan yaşayacaktır. Amaç budur.

Xiulian uygulaması çok ciddi bir konudur. Söyleyeyim ki, en başından bu yana, insan toplumunun gelişim süreci boyunca, tek bir olay bile tesadüfen meydana gelmemiştir. Benim insan toplumunun gelişimi ile ilgili olan görüşüm sizinkinden tamamen farklıdır. Tüm insan düşünceleri ve hayalleri kendi ulusu, kendi bölgesi ve hatta kendi kişiliği ile ilgilidir; bu gibi bir temelde biçimlenmiş olan fikirlerin tamamı insan düşünceleridir. Ben olaylara bu şekilde bakmam. Ben tarihi sizler gibi analiz etmiyorum ya da insan ırkının gelişiminin tamamına sizlerin baktığı yolla bakmıyorum. İnsanların algıladığı şeyler gerçeğin tam tersi gibidir, çünkü onların çıkış noktası, mutluluk peşinde koşmalarıdır. Tanrılar, insanların toplum içerisindeyken sahip oldukları karmayı mümkün olduğunca çabuk bir şekilde ödemelerini ister, böylece insanlar gelmiş oldukları kendi orijinal yerlerine geri dönebilir ve sonra da huzur ve konfor içerisinde yaşayabilirler. Temel fark budur. Bu arada, insanlar burada sadece mutlu bir biçimde yaşamak istiyorlar. Elbette bu onların Fa'yı elde etmemişken nasıl düşündüğüdür. Eğer Fa'yı elde ederlerse, zihinsel durumları değişecek ve tamamen farklı bir hale gelecektir. Bu yüzden ben sıklıkla, insanlar için birazcık zorluk çekmenin ve birtakım sıkıntılar ile karşılaşmanın kötü bir şey olmaktan ziyade, iyi bir şey olduğunu söylerim. Bu neden böyledir? İnsanlar kendilerini korumak istediklerinde, düşünceleri -kendini düşünme arzusundan- bencillikten doğar. Acı çekmek istemiyorlar, sadece mutluluk ve iyi bir gelecek istiyorlar. Fakat bir düşünün: İnsanlar, buna batı toplumundaki birçok insan da dâhil, hepsi mutluluk ve iyi bir gelecek arzuluyor. Çin ile ve birçok Asya ülkesi ile karşılaştıracak olursak, onların yaşam şartlarının daha iyi olduğu doğrudur. Onlar bunu büyük bir mutluluk olarak görüyorlar; fakat gerçekte onlar da bir başka acı çekmekteler. Ölümlüler, doğumdan, yaşlılıktan, hastalıktan ve ölümden kaynaklanan acıdan kaçamazlar. Daha da kötüsü, tatmin edilmemiş arzulardan kaynaklanan duygusal sarsıntıların yarattığı zorluklardır. Ayrıca, yaşadıkları hayatın bir amacı olmadığını ve ne için yaşadıklarını bilmediklerini hissedebilirler. Kendilerini izole ve yalnız hissederler. Dayanılmaz yalnızlık, insanlar için en tehlikeli olan şeydir ve bu aynı zamanda xiulian uygulamasındaki en büyük sıkıntıdır. Bu yüzden, zorluklara dayanma sürecinde veya çeşitli çevrelerde, insanoğlu xiulian uygulayabilir ve kendisini geliştirebilir. Acı çekmek ve birazcık perişanlık yaşamak kötü bir şey değildir, çünkü Tanrıların bakış açısına göre, acı çektikten sonra karmanız ortadan yok olur. Karşılaştığınız sorun ne kadar ciddi olabilirse olsun, onu -çok sakin ve soğukkanlı bir zihin ile- layıkıyla ele almalısınız. Az önce anlatmış olduğum gibi, başkaları ile uyuşmazlık yaşadığınızda, hataları bulmak için kendi içinizi gözden geçirmelisiniz -çözümü dışarıda aramayın. Bu şekilde davranarak xinxing'iniz esaslı bir biçimde, temelden değişir.

Xiulian uygulayanlar toplumundaki bir deyişten daha önce bahsetmiştim: "Bazı insanlar Tao'yu uygulamadan zaten Tao'nun içindedir" Bu ne anlama geliyor? Bu türden bir kişinin sıradan insan toplumunda bazı eksik, yetersiz yanları vardır ve sürekli olarak sıkıntılar ile karşılaşır. Fakat her ne zaman bir sorun meydana gelse, o, diğer insanlara daima şefkatli davranır ve hataları kendisinde bulur. Bu insan gerçektende en iyi olan insan türüdür. Eğer bu şekilde davranmayı sürdürürse ve hayatının son anına kadar bu şekilde devam edebilirse, Tao'yu elde ettiğini keşfedersiniz. Tao'yu niçin elde edebiliyor? Örneğin, Batı dinlerinin bugün size öğrettiklerimden ve de Doğu'daki xiulian uygulamalarından farklı olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Onlar "inanç" kavramına inanırlar. Efendi'ye veya İsa'ya inancınız olduğu sürece ve Tanrının öğretisini takip ettiğiniz sürece, cennete gidebilirsiniz. Bu aynı düşünce biçimidir.

Elbette, Batı dinleri de aslında uygulama biçimleridir. Bunun sebebi nedir? Bir kişi ibadet ederken, yaptığı yanlışları itiraf eder. Bir sonraki sefere, doğru olanı yapar ve aynı hatayı yapmayı bırakır. Yavaş yavaş daha iyi ve daha da iyi davranır ve eski hataları tekrarlamaz. Daha iyi davranış sergilemiyor mu? Xinxing'ini yükseltirken, kendisini geliştirmiyor mu? Xiulian kişinin zihnini geliştirmesi ile ilgilidir. Peki, o kişi zihnini yükseltmiyor mu? Ve bu tür bir yükselme bir tür uygulama biçimi değil midir? Bununla birlikte kişi bir şeyi atlıyor: Bizim uygulamamız zihni ve bedeni aynı anda yükseltmektedir. Böylece kişi, yaşamının sonunda, cennete yükselme kriterini karşılayıp karşılamadığı konusunda İsa tarafından veya Batılı Tanrı tarafından değerlendirmeye alınır. Eğer karşılıyorsa, o Tanrı o kişi için ölümsüz bir vücut yaratır ve onu cennete alır. Öte yandan, bizim uygulamamız, doğudaki bazı antik dönem uygulamaları ile benzer karakteristik özelliklere sahiptir. Xinxing'inizi yükseltirken, bentiniz (orijinal beden) de dönüştürülür ve yüksek enerji maddesi ile yer değiştirir. Bu, bizim uygulamamızın belirleyici bir niteliğidir.

Buda bedeninin geliştirilmesi konusuna gelince, bir kişi uygulaması sürecinde seviyesini yavaş yavaş yükselttikçe, dantian bölgesinden "Ölümsüz Bebek" doğar, denir. Ölümsüz Bebek yavaş yavaş gelişir ve büyür. Görünür bir hale geldiğinde, küçük bir "Buda Bebek" veya küçük bir "Tao Bebek" görünümü alır. Giderek daha da büyür. Kişinin fiziksel vücudu ile aynı büyüklüğe ulaştığında, kişinin fiziksel vücudunun yerini alır. Budizm nirvana'ya inanır; etten kemikten olan bu beden birlikte götürülmez. Yetenekleri ile görebilenler şunu gözlemleyebilir: bu fiziki beden reddedildiğinde vücudun içinden bir Buda çıkar ve ayrılıp gider. Doğunun insanları ile batının insanları farklı görüşler taşır, çünkü günümüzde sahip oldukları kültürler farklıdır. Antik dönemlerde, Batı'daki bazı insanlar da Tao uyguladı ve bazıları vücutlarını da geliştirdi. Sadece, günümüz modern Batılıları bu mirası kaybetmiştir.

Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde çeşitli bölgelerde bulundum. Avustralya dağlarında, Batılı tipte Tanrılar gördüm; hepsi xiulian uygulayan dünyasal Tanrılardı. Aynı zamanda, Avrupa Alplerinde ve Amerika'daki Rocky Dağlarında da dünyasal Tanrılar gördüm. Şimdi bunu duymanız üzerine heyecanlanmayın -eğer oraya gitseniz dahi onları bulamazsınız. Bir başka deyişle, onlar sizinle görüşmeye cesaret edemezler. Peki, bunun sebebi nedir? Bunun sebebi, sizin uyguladığınız şeyin aşırı derecede erdemli olan Dafa olmasıdır. Sizlere şunu söyleyeceğim: Onun aşırı erdemli olduğunu hissedememenizin nedeni, yüzey vücudunuzun uygulamasının oldukça yavaş olmasıdır. Aksine, xiulian uyguladığınız esnada, yaşamınızın mikroskobik maddelerinin dönüşüm hızı ise çok yüksektir. Neden çok hızlı ilerler? Çünkü yaşamınızın orijininden olan vücut cennetten başlar. Fakat bu "cennet" kavramı, insanların sahip olduğu mesafe ile aynı değildir -düşündüğünüz gibi değildir. Sadece tek bir an düşünün. Eğer Mars'tan Dünyayı gözlemlerseniz, Dünya cennetlerin içerisinde değil midir? O da cennetlerin içindedir. Kişinin işaret eden parmağının bir inçten az olan kısmı -o cennetler değil midir? O da cennetlerdir. İnsanın mesafe kavramı ile düşündüğü cennetler gibi değildir. Örneğin, makroskobik maddelerden mikroskobik maddelere doğru, aynen insan vücudundaki hücreler gibi, hücreler moleküllerden oluşur ve bunu atomlar, atom çekirdekleri ve nötronlar takip eder, en sonunda da quarklar veya nötrinolar noktasına ulaşır. Bu hala çok temeldir. Hala durmaksızın çok daha mikroskobik seviyelere doğru gidebilir. İnsanların sahip olduğu mesafe kavramı perspektifinden bakıldığında [vücudunuzun içinde veya vücudunuzun dışındaki herhangi bir maddenin içinde olan bu şeylerin aralarında pek mesafe yoktur ve onlar neredeyse birleşiktir] Fakat o kozmik vücudun alanı devasa büyüklüktedir. Bir madde ne kadar mikroskobik ise veya bir maddenin parçacığı ne kadar mikroskobik ise, sahip olduğu nüfuz alanı bir o kadar büyüktür. Tek bir parça küçüktür, fakat o sayısız parçacıklardan oluşan tek bir vücut, bütünsel bir vücut olduğu için, son derece muazzamdır ve insanların içinde olduğu bu boyutun alanını dahi aşmaktadır. İnsanların bulunduğu bu boyut çok geniş gibi görünürken, aslında hiçbir şekilde büyük değildir.

Uygulamanız sürecinde ne tür bir problem ile karşılaşırsanız karşılaşın, olayın sebebi için kendinizi irdelemek ile başlayabildiğiniz sürece, her tür problemi çözebilmeniz mümkün olacaktır. Problemler ile karşılaştığınızda, kendi başınıza içinize bakmak zorundasınız. Daha önce de söylediğim gibi sebep başkalarının size kötü davranması değildir, ondan ziyade sizin tarafınızda yanlış giden bir şeylerin olmasıdır. Örneğin, eğer devasa ve görkemli kozmik vücut bir ahenk ve uyum içerisindeyse, fakat sizin tarafınızda bir uyumsuzluk var ise ve sadece sizin olduğunuz yerde karışık durumlar beliriyorsa, diğerleri ile uyum içerisinde olmayan kişi sizsinizdir. Sorunu kendi içinizde bulduğunuz zaman ve o problemi düzelttiğiniz zaman, durum tekrar uyumlu ve sakin bir hale gelecek ve herkes size bir kez daha güzel bir biçimde davranacaktır. Bu prensibi açıklamak için basit bir örnek kullandım.

Bu bir Fa Konferansı olduğu için ve insanlar burada konuşmalarını yapmak için bulunduğundan dolayı, sanırım devam etmek zorunda. Yarın sizinle tekrar konuşacağım ve sonra da sorularınızı cevaplandıracağım.

Sizlere xiulian uygulamanın kolay olmadığını söylemiştim. Çok sayıda zorluk çektiniz. Zorluklara dayanmak sadece doğru dinlerde veya doğru xiulian uygulamalarında olur. Eğer bir uygulama herhangi bir sıkıntı olmaksızın güzel ve sorunsuz bir biçimde ilerleyebiliyorsa, o xiulian olarak isimlendirilemez ve kişiyi Tamamlanmaya ulaştıramaz -bu, mutlak bir gerçektir.

Xiulian uygulamak ile ilgili konuşurken, ben bu fırsatla günümüzdeki toplumda mevcut olan çeşitli dinlere dikkat çekeceğim. Aynı zamanda şunu da herkes için açıklığa kavuşturmak istiyorum ki, bizim Falun Dafa'mız bir din değildir ve ben hiç bir zaman din ile meşgul olmayacağım. Bizim Falun Dafa'mız kesinlikle bir din değildir. Aynı zamanda sizlere şunu da söyleyeyim: Fa'nın toplumda yayılmasına mutabık olarak, bu kozmosun belirli seviyelerinde "karşılıklı-üretim ve karşılıklı-engelleme" olarak isimlendirilen bir prensip vardır. Yani ben burada doğru bir Fa öğretirken, tam tersi olarak şeytani öğretiler de belirecektir. Buna "karşılıklı-üretim", "karşılıklı-engelleme" ilkesi neden olur. Bakılan şeyler, kişinin hangi uygulamayı benimsediği ve kişinin hangi prensibe aydınlanmayı seçtiğidir. Çünkü insanlar bu seviyeye kendi yaptıkları yanlışlar yüzünden düştüler, bu suretle de kendileri için kaybolmuşluk engeli yarattılar. Bu labirentin içerisinde, doğru ve erdemli bir xiulian uygulamasının hala farkına varıp varamayacağınız ve neyin peşinde olduğunuz kritik bir hale gelir. İşin aslı, sizin için burada oturabilmek ve Fa'yı edinebilmek kolay olmadı. Çeşitli bilinçlerinizden hangisinin çok sayıda zorluğun üstesinden gelmenizi sağladığı ve böylece de bu Fa'yı elde edebildiğiniz konusunda hiç bir fikriniz yok -bu ister bilerek yapılmış olsun, ister bilmeyerek.

Aynı zamanda yayılmakta olan birtakım mezhepler de var. Hepsi, dünyanın sonu ile ilgili şeyler öğretiyor -hepsi bu şeyler hakkında konuşuyor. Elbette, büyük felaketlerin var olduğunu söylemiştim. Budizm'de onlara inanır, ayrıca Hıristiyanlık, Katoliklik ve Taoizm'de aynı bakış açısını paylaşır. Bu kozmosun evriminin bir kanunudur, fakat kesinlikle mezheplerin anlattığı gibi değildir. Dahası, ben şunu da gözlemledim: böyle bir olay gerçekten de zaman içerisindeki belirli bir dönemde olabiliyor; fakat bu durum çözülemez bir durum değildir. Burada ciddi bir şekilde herkese şunu açıklayabilirim ki, yeryüzünde 1999 yılında gerçekleşecek olan felaketler ile ilgili evrenin korkunç sonu ile ilgili savlar ve bu gibi şeyler artık kesinlikle var olmamaktadır. Peki, neden büyük felaketler olacaktı? Size bir prensibi açıklayayım. Düşünün: insan ırkının ahlakı çöktükçe, bütün maddeler çürümektedir. Yani bir başka deyişle, lekeleyen, bozan bir hale gelmektedir. Yaşadığımız şu dönem içerisinde, insan ırkının sahip olduğu kültür bir karmaşa içerisinde -onlar, her türlü pis ve karmaşık birleşimlerdir ve insan ırkı giderek daha da iç içe girmiş bir hale geliyor. Bunlar gerçekten de insan ırkını çok tehlikeli bir noktaya doğru sürüklüyor -buna şüphe yok. Daha önce de söylediğim gibi, büyük felaketler meydana gelmektedir, çünkü insan ırkı baştan çıkmıştır.

Peki, o halde neden bu sözüm ona büyük felaketler artık olmayacak? Şu anda Çin'de, bizim Fa'mızı çalışan 100 milyon insan var demiştim. Ayrıca dünyanın her yerinde bu Dafa'yı çalışan çok sayıda uygulayıcımız var. Sayı oldukça büyüdü. Eğer onların hepsi daha iyi kalpli insanlar haline gelmeye çalışıyorlarsa ve iyi insanlar olarak hareket edip, davranıyorlarsa, o durumda evren veya dünya yok edilirse bütün bu iyi insanlara ne olacak? Yok ediş, sadece gezegen artık daha fazla iyi bir durumda olmadığında yapılır. Etrafta bu kadar fazla insan varken dünya nasıl yok edilebilir? Yani bir başka şekilde söylemek gerekirse, bu gibi bir tehlike artık var olmamaktadır. (Alkış) Sizlere bunu söyledim, çünkü burada oturan herkes Fa'yı çalışmak için geldi. Bu konuya değinmiş olduğumdan dolayı, bu şeytani şeyleri ve kaotik görüşleri daha fazla dağıtmak için, sizlere bunu daha detaylı bir biçimde açıklayacağım.

Hepiniz biliyorsunuz ki, ben Fa'yı öğretiyor ve insanlara kurtuluş sunuyorum. Hepiniz bundan kişisel olarak fayda sağlamış olduğunuz için, burada bulunan herkes buna inanıyor. Sizler bunu gerçekten Fa'dan ve onun prensiplerinden başlayarak öğrendiniz. Fakat bununla birlikte, sizlere şunu söyleyebilirim: ben burada sadece insanlara kurtuluş sunmak için bulunmuyorum; benim yapmakta olduğum şey, insanlara kurtuluş sunmayı da içeren bir şeydir. Hakkında konuştuğum kavramlar çok yüksek bir seviyeden olduğu için, aranızda bulunan bazı yeni başlayanlar bunları kabul edilmesi zor bulabilir. Daha önce kozmosun tamamının, kozmosun asıl doğasından sapması ve saf olmayan bir hale gelmesi hakkında konuşmuştum. [kozmosun doğasına ilişkin olarak, bunu Zhuan Falun'da net bir biçimde açıkladım -Zhen-Shan-Ren kozmosun öz, temel doğasıdır.] Kozmosta bulunan tüm varlıklar, tüm madde ve tüm canlılar saf olmayan bir hale geldiğinde, bu durum, kozmosun temel doğasından sapmaktır -o, Fa'dan sapmaktadır. Kozmosun Fa'sı farklı seviyelerdeki canlılar için yaşam ortamları yaratmıştır. Uzun bir zamanın geçmesiyle canlılar ve maddeler saf olmayan bir hale geldiğinde, Fa'nın o seviyedeki gereksinimlerini artık daha fazla karşılayamazlar. Canlıların düşebilmesinin sebebi budur; artık daha fazla uyum gösteremedikleri zaman düşerler. Daha da kötü bir hale geldiklerinde daha da aşağı düşerler, ta ki insan ırkının bulunduğu seviyeye ulaşana dek. Fakat bu daha son durak değildir.

Bu senaryoda, bu tür bir problem geniş bir alanda bulunan maddeler için gerçekleştiğinde karşı karşıya olunan tehlike çok daha ciddi bir hal alır ve fark edilmesi de zorlaşır. Eğer size Fa'yı öğretmemiş olsaydım ve sizler Fa'yı öğrenmeye gelmemiş olsaydınız, hiç kimse insan ırkının şu anki yozlaşma derecesini fark edemeyecekti. Fa'yı çalıştığınız ve anladığınız için, geriye dönüp insan toplumuna baktığınızda, insan ırkının ne kadar kötü bir hale gelmiş olduğunu görebilirsiniz. Bu yüzden, her ne kadar ben bugün sizlere kozmosun Fa'sını öğretiyor olsam da, geçmişte Tanrılar bile Fa'yı bilmiyordu. Hiç bir canlının kozmosta bir Fa olduğunu bilmesine izin verilmedi. Sadece kozmosun her bir seviyedeki canlı varlıkların var oluş yolları için farklı gereksinimleri ve talepleri olduğunu biliyorlardı -belirli ve özel hiçbir şey bilmiyorlardı. Bu yüzden, kozmosun Fa'sından yavaşça sapmaları sürecinde, kozmosta çok uzun bir zaman geçmiş olsa da, bu geçiş dönemini hissedemediler. Ben bu büyüklükte bir sorumluluk almış durumdayım. Bunu neden yapıyorum? Bunu ardında nedenler vardır. Tabii ki, şu anda onları açıklayamam.

Yani söylediğim şu: üstlenmiş olduğum bu sorumluluk sadece insanlara kurtuluş sunmak için değildir. Ben aynı zamanda tüm sapmış yaşamları ve maddeleri rektife etmek istiyorum. (Alkış) Aksi takdirde, sizlerin ne kadar yüksek seviyelere doğru yükselmenizi sağlasam da, tehlike orada da olacak ve yaşamak için güvenli bir yer bulamayacaksınız. O yüzden bütün bunlar yapılmak zorundadır. Böyle bir şey yapmanın ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz. Her ne kadar sizlere bunu açıklamış olsam da, siz yine de öteki tarafta neler yapmış olduğumu göremiyorsunuz. Taşımakta olduğum görüntü sadece, burada tam ve eksiksiz bir insan figürü ile oturup sizlerle konuşan bir insan, Li Hongzhi, görüntüsüdür. Bu yüzden beni sadece tıpkı kendiniz gibi bir insan olarak görmelisiniz. Konuşup ele almış olduğum şey, uyarıcı bir konuşma değildir -ben sadece Fa'yı öğretiyorum ve sizlere kozmosun prensiplerini anlatıyorum. İnanıp inanmamak ve uygulama yapıp yapamamak tamamen size, sizin kendinize bağlıdır.

Buraya kadar konuşmuşken, bu fırsatı aynı zamanda size şunu söylemek içinde kullanmak istiyorum; bu kozmos aslında rektife edildi, sadece bu en dış katmanda bulunan insan ırkı ve maddeler hala Tamamlanmamış durumda; fakat Tamamlanması ilerliyor. Benim gong'um, bu katmandaki maddelerin dağılmasını, patlamasını ve diğer şeylerin olmasını tamamen engelleyebilmektedir -onu tamamen dizginleyip, zapt edebilmektedir. (Alkış) Bu yüzden, tarihte yapılmış kehanetler, artık kesinlikle var olmamaktadır. Elbette, daha önce de bahsetmiştim, bu sorumluluğu yerine getirmem için, elde tutulması gereken her şeyi rektife etmek zorundayım. Daha önce çürük elma örneğini vermiştim. Eğer elma zaten çürümüşse, onu saklamak kötü bir şey olabilirdi. Çok yüksek seviyelerdeki varlıkların gözünde, insan ırkı bir çöp gibi değersizdir. Onlar insanları kendi türlerinden kabul etmezler: Şöyle diyorlar: "Onları bağışlamak mı istiyorsun? Peki, neden? Eğer onları tutmaya devam edeceksen, onları rektife etmek zorundasın. Bu sadece insan ırkına uygulanmıyor -dünya üzerinde bulunan tüm maddeler, bitkiler, hayvanlar ve sayısız şeyler de buna dâhildir.

Benim bugün yapmakta olduğum şey, insan ırkını ve dünyanın tamamında bulunan maddeleri rektife etmek amacı içindir -ben, bütün bunları yapabilirim. Öteki organizmaların, bitkilerin ve hayvanların Fa'yı anlaması gerekli olmadığı için, onları direkt olarak dönüştürebilirim- onları direkt olarak yeniden yaratabilir veya asimile edebilirim. Bununla birlikte, sadece insanlar hakkında konuşalım. Dünya üzerinde bulunan her insanı rektife etmek imkânsızdır. Peki, bunun sebebi nedir? Bunun sebebi şudur, bazı insanlar Fa'yı öğrenmelerine izin verilemeyecek kadar kötüleşti. Hatta Fa'yı bilseler bile, öğrenmelerine izin verilmeyecek, çünkü bunu artık hak etmiyorlar. Bu durumda olan hatırı sayılır miktarda insan var; oldukça fazla sayıda. Peki, ne yapılabilir? Ben hiçbir zaman insanoğluna veya yeryüzüne felaketler olacağını söylemedim. Fakat sizlere söyleyebilirim ki, günümüz toplumunda meydana gelen tedavisi mümkün olmayan çok sayıda hastalığın ve her türlü doğal felaketlerin olması tesadüfî değildir. Modern bilim, tüm maddelerin yaşayan canlılar olduğunun ve tamamının canlı bir yanı olduğunun farkına varamıyor; sadece yüzeysel bir seviyedeki fiziksel olguları açıklıyor ve maddelerin yaşayan, canlı doğasını ortaya çıkaramıyor. Bu yüzden, insan ırkının geniş çapta bir yok oluş yaşayacağı kaçınılmazdır. Yeterince iyi olmayanlar elbette ki ayıklanacak. Tıpkı insan vücudunun metabolizmaya ihtiyaç duyduğu gibi: Uygun olmayan kısımlar yok edilir. Böyle bir şey meydana gelecek.

Aslında, bu tip bir şey, her tarihi dönem içerisinde gerçekleşti. Birkaç bin sene boyunca hep bunun gibiydi. İnsanoğlu bayat olanları yok ediyor ve taze olanları ediniyor; vücutları kendilerini metabolize ediyor. Bu yeryüzü için de geçerlidir ve insan toplumu için de; doğumlar ve ölümler vardır. Fakat benim söylediğim şu ki, daha tahrip edici ve daha büyük çapta böyle bir olay gerçekleşecek. Gerçekten çok fazla karmaya sahip olan insanlar sürekli olarak bu şekilde var olmaya devam edemezler. Peki, dünya nasıl korunabilir? Tıpkı xiulian uygulamanız gibi, vücutlarınız değiştirilirken yeni yeryüzü de yapılıyor. Bazı kişiler, acaba yeni yeryüzü yapılır yapılmaz biz bir şeye binerek oraya nakil edilecek miyiz diye merak ediyor. Bu insani düşünüş biçimidir ve insan kavramıdır.

Daha önce de söylediğim gibi, kozmosta bulunan bütün maddeler, mikroskobik maddelerin ve parçacıkların daha büyük parçacıkları oluşturup ta ki en sonunda insan hücreleri seviyesine kadar ulaşan, ardışık düzen ile oluşturulmuştur -insanlar tarafından moleküllerin büyüklüğündeki parçacıklar gözlemlenebiliyor. Yani, moleküllerden daha aşağı seviyede bulunan tüm maddeler yenilendi ve geriye sadece moleküllerin bu yüzey seviyesi kaldı; ya da daha dışsal seviyeleri kaldı. Yani bir başka deyişle, moleküllerin yüzey tabakasının altındaki mikroskobik parçacıkların biçimlendirmiş olduğu dünya, zaten yeni olan dünyadır. Yüzey seviyesi boyutundaki bu maddeler, yeni dünyada kalmaya devam edecek olan iyi insanların bir gün farkında olmadan dünyanın ansızın değiştiğini görmelerine olanak tanıyacak veya bir sabah kalkabilir ve dünyadaki her şeyin yenilenmiş olduğunu keşfedebilirler. Bunun dışında, insanlar başka bir şey hissetmeyebilirler. İnsanlar değişimi hissedebilecekler, fakat herhangi bir şok dalgası olmayacak.

Peki, bunun sebebi nedir? Bunun sebebi, maddenin yüzey maddesinin altında bulunan her bir seviyenin mikroskobik parçacıklardan meydana gelmiş olmasıdır. Ve mikroskobik madde parçalanıp yok olduğunda, yüzeydeki madde de parçalanıp yok olur ve gözden kaybolur; parçalanıp yok olması farkına varılamaz ve görülemez bir biçimde gerçekleşir; tıpkı sis ve duman gibi -o anda insanlar hala olduğu yerde durmasına rağmen yeni yeryüzünde var olmaktadırlar. Benim bu şeyleri size anlatmamın nedeni, bir yandan da, bu sözüm ona büyük felaketlerin var olmadığı hakkında herkesi bilgilendirmek, bir diğer yandan da iyi bir insan olmamanın tehlikeli olduğunu söylemek içindir. Bu konu insan ırkımızı doğrudan ilgilendirdiği kadar, bizim uygulamamızı da ilgilendirmektedir.

Bunun dışında, bu fırsatı bir de sizlere şunu söylemek için kullanacağım: Hiç kimse sözlerimde yenilik aramamalıdır, onların içeriğinden alıntı yapmamalıdır veya fanatiklik takıntısı ile veya diğer çeşitli takıntılar ile onları pervasızca ortalıkta yaymamalıdır. Sizler, uygulayıcılar olarak ne yapmanız gerektiğini bilmek zorundasınız. Bazı insanların birtakım şeyleri hala kendisinde saklayamadığını hissediyorum. Bunu size daha detaylı bir şekilde açıklayayım. İnsanlar neden, şu anda oldukları şeydir? Neden onların çok yetersiz oldukları söyleniyor? Birincisi, onlar çok az bir bilgeliğe sahiptirler. Buna ek olarak, her şeyi ellerini ve ayaklarını kullanarak başarmak zorundalar -fiziksel çaba ve çok çalışma yoluyla. Aksine bir Tanrı ise, işlerini yaparken ellerini veya ayaklarını kullanma ihtiyacı duymaz O Tanrı, onu zihni ile yapabilir; düşündüğü şey gerçekleşir. Çünkü bir Tanrının gong'u aşırı derecede mikroskobik parçacıklardan, çok mikroskobik parçacıklara doğru bir silsile, bir sıra düzeni ile devam eden parçacıkların içinde var olmaktadır ve o parçacıkların her biri o Tanrının görüntüsünü taşımaktadır. Onun gong'u, her büyüklükte parçaya sahiptir. O Tanrı ne zaman bir nesne oluşturmak isterse, onu en mikroskobik seviyeden diğer tüm seviyelere doğru olduğu kadar, yüzey seviyeye kadar da eş zamanlı bir biçimde, aynı anda yaratır. O Tanrı düşündükçe, gong'u nesneyi oluşturur. Onu yoktan var eder ve bunu çok hızlı bir zaman alanında yapar. Bir Buda'nın böylesi yüce yeteneklere sahip olmasının ve bir Tanrının çok güçlü olmasının sebebi budur.

Öte yandan insanoğlu en yetersiz olandır. Herhangi bir şeyi başarmak için fiziksel vücudunu kullanmak zorundadır. Bir bina inşa etmek için, bir sürü insanın yukarı çıkıp inmesi gerekir, aynen orada burada bir ileri bir geri çalışma ile meşgul olan yüzlerce molekül gibi. Bu en beceriksiz, en hantal yöntemdir. Dahası, bir Buda bir şeyler yapmak istediğinde -bu insan zamanında bir şeyler yapan insanların aksine- en hızlı zamanın boyutunda yapılır. Bu yüzden de bu boyutta bir anda tamamlanabilir; insanların sahip olduğu zaman alanında, sadece bir düşünce ile yapılıp bitmiş gibi görünür. Kişinin uygulama seviyesi ne kadar yüksek ise, kişi bir o kadar güçlüdür ve bir o kadar zaman alanını yönetebilir.

Şimdi soruları cevaplandıracağım.


**********SORU - CEVAP**********

Öğrenci: Benim 4 yaşındaki çocuğum Shifu'nun Zhuan Falun kitabını ve makalelerini okumayı ve ezberlemeyi çok seviyor. Fakat egzersizleri yapmayı sevmiyor. Bu, xiulian uygulaması olarak kabul edilir mi?

Shifu:Küçük çocuklar, biz yetişkinler ile aynı değillerdir. Küçük çocuklar, oyun oynamayı severler. Onların doğası öyledir ve bu durum, bir takıntı olarak görülemez çünkü onlar sadece bu şekilde yaşamaktadır. Eğer bir çocuk Fa çalışmayı başarabiliyor ise, yapılacak en iyi şey, çalışmasına izin vermektir. Ben, çocukları izlemeyi çok severim, çünkü onların düşünceleri, zihinleri ve vücutları oldukça saftır. Eğer xiulian uygularlar ise, gerçekten çok hızlı bir şekilde ilerleyebilirler. Onlar, hayat içerisinde sonradan geliştirilen takıntıların herhangi birine sahip değillerdir. Fa'nın öğretilerini dinledikleri zaman, bazı çocuklar aynı anda oyun da oynarlar, sanki hiçbir şey duymuyorlarmış gibi. Fakat aslında, hepsini duymaktadırlar. Eğer onlara sorarsanız, her şeyi biliyor olduklarını görürsünüz. Eğer bir çocuk egzersizleri yapabiliyorsa, bu çok iyi bir şeydir fakat eğer yaşı çok küçük ise, bu olanaklı olmayabilir. O, küçük bir çocuk olduğundan dolayı, oyun oynamak zorundadır. Küçük çocukları farklı ele almak gerekir.

Öğrenci:Beyaz ırktan insanlar arasında Fa'yı yayarken, onların, İsa'ya olan inançlarını terk edemediklerini görüyoruz. Bu durum, Dafa uygulamalarında ne türden bir etkiye sahip olabilir?

Shifu:''İkinci bir uygulama yoktur'' konusunu daha önce anlatmıştım. Eğer bir kişi yalnızca Dafa içerisinde uygulama yapmaya odaklanamaz ise, o kişi bizim Dafa'mız içerisinde Tamamlanmaya ulaşamaz. Daha önce, tüm kozmosun, hatta daha da büyük bir alanın, Fa'dan sapmış olduğunu söylemiştim. Buna, insanoğlu da dâhil değil midir? Dinler, insanoğlu tarafından oluşturulmamış mıdır? Eğer, kozmosta bulunan tüm canlılar Fa'dan sapmışlar ise, buna, insanların inandığı cennetler de dâhil değil midir? Eğer Buda'ların, Dao'ların ve Tanrıların cennetleri tamamen bunun parçası ise, bunun ne türden bir sorun olduğunu bir düşünün. O yıllarda kim öğretmiş olursa olsun - ister İsa, ister Sakyamuni, ister Lao Zi, ya da Yahova - öğretilerini öğrettikleri dönemde, kozmosta bulunan tüm canlılar ve tüm yaşamlar, kozmosun en temel doğasından, çok uzun bir zaman önce sapmışlardı bile.

Size en basit dille bir örnek vermeme izin verin. Buda'ların ve Tanrıların cennetlerinin altından yapılma olduğunu varsayalım. Fakat uzun bir zamanın geçmesiyle birlikte, saf olmayan bir hale gelmişlerdir ve artık o saf altın değillerdir. Hala altından oluşmuşlardır fakat o altın artık sadece 18 karat ya da 16 karat altındır. Bugün, Fa rektife edilmekte, yenilenmektedir; altın saftır, sağlamdır ve 24 karattır. Bununla birlikte, arkalarında bırakmış oldukları dinler ya da xiulian uygulamaların hepsi 18 karat ya da 16 karat altın döneminden gelmektedir ve onlar artık Tanrıların ya da Buda'ların yeni cennetlerinin kriterlerini karşılamazlar. Kişi hala 24 karat altında oluşan bir cennete geri dönmeyi başarabilir mi? Eğer öyle bir molekül dahi geri dönseydi, o cenneti kirletirdi; o yüzden böyle bir şeyin gerçekleşmesine izin verilmez. Mesele bu değil midir? Dolayısıyla ben bu fırsatı size şunu söylemek için kullanıyorum: bugün dünyadaki hiçbir din, insanları artık Tamamlanmaya ulaştıramaz - buna, Buda'ların öğrettiği (ve benim kötü olarak isimlendirmeyeceğim) tüm erdemli olanları da dâhildir.

Bir kişi hangi dini seçmiş olursa olsun ya da kendisini ne kadar iyi geliştiriyor olursa olsun, -bir Buda tarafından ya da İsa tarafından o yıllarda öğretilen şeyi tamamen takip ediyor olsa bile - başarabileceği en önemli şey, o zamanlar Sakyamuni ya da İsa tarafından öğretilmiş olan en yüksek prensibe ulaşmak olacaktır. Fakat o 16 ya da 18 karat altındır. O kişi hala hala saf altından oluşan cennete geri dönebilir miydi? Bu, Sakyamuni'nin ya da İsa'nın yeterince iyi olmadığı anlamına gelmiyor. Benim söylediğim şey, kozmosun tamamında bulunan canlıların Fa'dan sapmış olduklarıdır ve onların ikisi de, sadece elementlerin arasındadır - durum budur. Detaylara girmeyeceğim çünkü bu büyük bir meseledir. İnsanlar sadece inatla yanlış yöne saplanıp kalmışlardır; onlar sadece şu anda görebildiklerine inanıyorlar. İnsanlar aynı zamanda çok ciddi ve kökleşmiş bir alışkanlığa da sahipler: olaylara (konulara) mantıklı bir şekilde bakmıyorlar, ondan ziyade, bunu duygusal olarak gerçekleştirmeyi seviyorlar. Sahip oldukları duygular yüzünden, antik zamanlardan miras edindikleri şeyleri terk edemiyorlar ve neyin tam olarak yanlış ya da doğru olduğunu analiz etmek için mantıklarını kullanmıyorlar.

Öğrenci:Batılılara Fa'yı anlatırken nelere dikkat etmeliyiz?

Shifu:Beyaz ırktan olan insanlar, bizim gibi sarı ırktan olan insanlardan daha farklı bir düşünme biçimine sahiptir, dolayısıyla, onların bu farklı durumunu göz önünde bulundurmak zorundasınız. Gerçekten çok karmaşık olan Çinli düşünme biçimi ve lisanını kullanarak onların kafasını karıştırmayın. Bu durum onların, ''bu çok zor'' şeklinde düşünmelerine sebep olur ve iyi neticeler elde edilemeyebilir. Dolayısıyla benim önerim şu: Batılıların Fa'yı elde etmesi için gösterdiğiniz çabada, onlara önce, Çin Falun Gong (yenilenmiş versiyonunu) gösterin. Onu okuduktan sonra Zhuan Falun'u okuyabilirler. Bu şekilde, öğrenmeleri onlar açısından daha kolay olacaktır. Eğer önce Zhuan Falun'u okuyarak başlarlar ise, anlamadıkları noktada büyük çoğunluğu bırakacaktır. Elbette, sıradışı bir şekilde iyi olan ve daha ilk bakışta anlayacak olan kişiler de vardır. Bir diğer problem de şu: ilk denemelerinde, kitabı bitirmeleri için yollar bulmalısınız. Eğer yarı yolda bırakırlarsa, okumak için tekrar zaman bulmaları onlar açısından zor olacaktır; onlardan çalışmalarını ve okumalarını istediğiniz zaman, zamanları olmadığını söyleyecek olmaları kaçınılmazdır. Durum daima böyledir. Aslında, onları okumaya devam etmekten alıkoyan şey, düşünce karmasıdır, çünkü o korkmaktadır. Bu kitabın okunmasının ardından, sahip oldukları düşünce karması yok edilebilecektir.

Öğrenci:Biz, Dafa'yı, Amerikalı radyo istasyonlarına, televizyon istasyonlarına ve gazetelerine tanıttık fakat herhangi bir cevap almadık. Bu çabaları sürdürmeye devam etmeli miyiz?

Shifu:Herkese bir prensipten bahsedeyim. Hepiniz büyük ihtimalle, benim, olayları sürekli olarak ne şekilde yaptığımı biliyorsunuzdur. Daha önce şunu söylemiştim: hiçbir dini form uygulanmayacağını, ben sizin isimlerinizi o sıradan insanlarınki gibi tek tek isim listelerine yazmıyorum. Bizim hiçbir formalitemiz yoktur; hiçbir ofisimiz yoktur ve somut hiçbir şeyimiz yoktur. Somut olan herhangi bir şey, insan takıntılarına neden olabilir ve bu yüzden de bir xiulian uygulamasında öyle bir şeye yer yoktur. Bizim terk etmek zorunda olduğumuz şeyler sadece para, zenginlik, şöhret, ya da şahsi çıkarlar değildir. Size şunu söyleyeyim: Bizim Fa'mız toplum içerisinde yayılıyor olduğu için ve tek kelimeyle sınırsız olduğu için, açık söylemek gerekirse, böylesine muazzam bir Fa'nın yayılması için olan gereksinimler de en yüksek düzeyde olmak zorundadır. Böyle formsuz bir yöntemi neden seçmiş olduğum konusunda bir fikriniz yok. Bizim Fa'mız çok yüce olduğu için, bu insan dünyasına Fa'yı yaymak için ''biçime sahip olmayan yüce yol'' formunu seçmek zorundayız. Daha önce Fa'yı öğretmek için birçokları geldi - Batılı Tanrı İsa, ve hatta Yahova gibi Buda'lar. Onların hepsi insanları bir araya getirdiler, aksi takdirde insanların onu iyi bir şekilde çalışmayacağından ve düşeceklerinden korkuyorlardı. O nedenle, insanlar hep birlikte uygulama yapmak için bir araya toplandılar. Sakyamuni, öğrencilerinden, saçlarını kazımalarını ve kasaya giymelerini istedi. İsa'nın öğrencileri manastırlara kapandılar. Şunu söyleyebilirim ki, bunu yapma sebepleri, öğrettikleri Fa'nın daha düşük seviyeli olması idi. Bu gibi gereksinimler olmadan, insanları kurtarmayı başaramayacaklardı. Tam tersine, bugün bizler öylesine muazzam bir Fa'ya sahibiz ki, elbette ki herşeyi açmaya ve herşeyi size bırakmaya cesaret etmektedir - sadece sizin kalbinizle ilgili bir meseledir. Daha önce, büyük bir kapı açmış olduğumu söylemiştim. İşin aslı, aslında artık hiçbir kapı olmadığını bilmiyorsunuz. Tamamen açıktır - sadece kalbinizle ilgili bir meseledir!

Şunu söyleyelim ki, sizler Fa'yı edinmek için, çeşitli boyutlardan ve cennetlerden buraya geldiniz. Sahip olduğunuz insan zihni, bu konuda hiçbir fikre sahip değil. Eğer cennetlerinize geri dönmek istiyorsanız, bir düşünün: Bunu, geçmişe ait yöntemlerle ya da dini formlarla başarabilir misiniz? Kesinlikle hayır. Aksine, bizim Dafa'mız tüm yaşamları (canlıları) kurtarabilir ve onların orijinal yerlerine dönmelerini sağlayabilir çünkü bu, kozmosun Yüce Fa'sıdır. Durum bu olduğu için, bu Fa'nın insan dünyasında yayılması için olan gereksinimler, çok ama çok doğru (erdemli) bir yolu takip etmelidir. Biz insanlardan, şahsi çıkarlarını, duygularını (hislerini) ve şöhrete olan kaygılarını terk etmelerini istiyoruz. Benimle başlayarak, biz hepimiz bu gibi şeyleri bir kenara bırakıyoruz. Hepsi bu değil. Biz aynı zamanda şunu da savunuyoruz; sizler, sıradan insanların yaşadığı bu toplum içerisinde Fa'yı yayarken ona uyum sağlamak zorundasınız ve insan toplumunun kurallarını bozmamalısınız.

Fa'yı yayarken, reklamlar, televizyonlar ya da gazeteler yoluyla tanıtım yapmak konusunda zor zamanlar yaşıyoruz ya da kendimizi çok fazla anlatıyoruz. Hayır, biz bunu yapmadık. Ben Fa dersleri verdiğim dönemde gazetelerdeki özet sadece şöyleydi: Li Hongzhi burada. Dafa'nın reklamını yapan çok çok az sayıda öğrenci vardı. Fakat o aktiviteler, onların kendi başlarına yaptıkları davranışlar idi, bireyler olarak, Fa için iyi bir şeyler yapmak istiyorlardı. Eğer bizim Dafa'mız kendisini tanıtmak için herhangi bir medya reklamı kullansaydı, kendisini kirletmiş olurdu. İşte bu sebepten dolayı, biz öyle bir yol almadık. Diyelim ki siz bir uygulayıcısınız ve aynı zamanda da bir gazetenin muhabiri ya da editörüsünüz: Eğer Fa'nın tanıtımını yapmak isterseniz, bu durum kişisel bir davranıştır- bizim Fa'mızın böyle bir gerekliliği (talebi) yoktur. Bu gibi şeyleri yapmak konusundaki arzu ya da bu gibi kişisel davranışlar, tamamen şahsi bir eğilimdir. Bireyler olarak iyi bir şeyler yapma isteği -bütünsel olarak- bizim Fa'mız ile bağlantılı değildir.

Niçin çok sayıda insan Fa'yı çalışıyor? Hepiniz biliyorsunuz ki, bizim Fa'mız iyidir. O kozmosun Fa'sı olduğuna göre, kim onun iyi olmadığını söyleyebilir ki? En kötü bireyler bile dışarıdan ona karşılarmış gibi olsalar da, içsel olarak ona hayranlık beslerler. Peki ona dışsal olarak neden karşılardır? Herkes Fa'ya göre davranırsa, gerçekten yok olma sırasının kendilerinde olacağını bilmektedirler. Dolayısıyla, Fa'yı yaymak için yapmakta olduğunuz şeyler, sizin kendi kişisel davranışlarınızdır. Dafa'nın kendisi, herhangi bir formaliteye sahip değildir. Bizler gerçekten ''biçimi olmayan yüce yolda'' yürüyoruz.

Hepiniz, evinize gittiğinizde, toplumun normal birer üyesisiniz. Biz sadece sizin kalbinize değer veriyoruz - bizim hiçbir biçimde dogmamız, hiçbir zorunlu koşulumuz yoktur. Gerçekten de, geçmişte hiç kimse bu yolu benimsemeye cesaret edemedi. Din ne olursa olsun, eğer insanlara eve gitmelerini ve dini ritüellere bulaşmamalarını ya da niyetli aktivitelerde bulunmamalarını söyleseydiniz, o din ortadan yok olurdu. Bunu bu şekilde yapmaya kesinlikle cesaret edemezlerdi, çünkü onlara ait olan Fa, yeterli derecede kudretli değildi. Öte yandan biz, bu şekilde yapmaya cesaret ediyoruz. Eve gittiğinizde, hepiniz işinizi yapacaksınız ve hayatınız değişmeyecek. Fakat hepiniz kalplerinizde Fa'yı taşıyor olacaksınız, xiulian uygulayacak ve kendinizi gerçekten geliştirip yükselteceksiniz. Daha önce de söylemiştim, Buda'lar ve Tanrılar, sıradan insanların dinlerine dikkat etmez ya da tanımazlar - onlar sadece insanların kalplerine değer verirler. Dinler sabote edildiğinde, neden Buda'lar buna müdahale etmediler? Kilise mahvedildiğinde, İsa neden bir adım atmadı? Çünkü bütün bunlar, insanların yaptıklarıdır. İnsanlar iyi bir şeyler yapmak istediler, ve bu yüzden de, Buda'ya ya da İsa'ya tapınmalarını sağlamaya olanak versin diye tapınaklar ve kiliseler inşa ettiler. Bütün bunlar insanlar tarafından benimsenen formalitelerdi. Fakat öte yandan, Tanrılar ve Buda'lar sadece insan kalbine değer verirler. O yüzden biz hiç bir formalite kullanmıyoruz.

Elbette, daha önce de söylemiş olduğum gibi, bizim neden politikaya bulaşmamamız gerektiği konusunda daha fazla nedenler de vardır. Bizler kesinlikle politikaya bulaşmamak zorundayız. İnsan toplumunun gelişimi, bir ülkenin durumu ve insanlar arasındaki ilişkiler, tamamen toplumsal evrim tarafından belirlenir. Sıradan insanlar buna hiçbir şekilde engel olamazlar. İnsanların tek yapabileceği, ilerleme kaydetmek için kafa yormaya çalışmak, bir şeyleri başarmak ya da diğer amaçlar için yoğun bir şekilde çalışmaktır; fakat, kozmik değişimler olmadan, sıradan insanlar tek bir şeyi bile değiştiremezler. İnsan ırkının gelişimi, önceden belirlenmiş bir yolda ilerlemektedir ve gelişimi içerisinde ileriye doğru attığı her adım yoldan sapmaz bir şekilde ilerleyecektir. Dolayısıyla, bir uygulayıcı, sıradan bir insanı aşmaktadır. Neden insan meseleleri için endişelensin ki? Bazı dinlere inanan politikacılar, özgürlük adına, belli bir bölge (toprak) adına, ve hatta sözüm ona "statü" için politikaya giriyorlar. Hatta bazıları insanları öldürüyor ve terörist aktivitelere bulaşıyorlar - bu, şeytandır. Ben, onların uygulayıcı olmadığını söylüyorum. Bir uygulayıcı, sıradan insanların politikasına bulaşmaz. O insanlar sadece politikacılar. Bir Buda'nın ya da bir Tanrı'nın istediği şey, göksel bir cennettir. İnsan toprağı için neden kavga edip savaşsın? Siz, o insanların bir uygulayıcı olduğunu düşünüyor musunuz? Onlar, kriterlere uyuyorlar mı? Fakat insanlar hala onları ilahi kişilikler gibi görüyor ve önlerinde büyük bir saygı ile eğiliyorlar. İşin aslı, onların bazıları uygun insanlar bile değiller; o kişiler, cehenneme gidecekler.

Öğrenci:İnsan toplumunun binlerce yıldır devam eden bu maddesel ortamı, düşünce karmasını yaratan faktörlerden birisi midir?

Shifu:Evet, elbette. Bu maddesel ortam olmasaydı, herhangi bir karma yaratmıyor olurdunuz. İnsanların şu anki ortamları olmaksızın, iyi ya da kötü davranışları sürdürmeyi dahi başaramazdınız. Bu ortam olmadan, bir insan olamazdınız - buna hiç şüphe yok. Fakat aynı zamanda da, insan toplumu kendi maddesel karakteristik özelliklerine sahiptir, o nedenle de, var olmak zorundadır.

Öğrenci:Amerikan toplumunun şeytani doğası, Amerikalıların Fa'yı edinmelerinin önündeki başlıca engel midir?

Shifu:Bunu bu şekilde ortaya koyamazsınız. Amerika'daki kırsal kesimi ve bazı küçük şehirleri ziyaret ettiğimde, çok sayıda iyi kalpli insan ve çok sayıda iyi kalpli batılı gördüm. Dünyadaki bütün büyük şehirler, oldukça kaotik bir durumda; iyi ve kötü insanlar iç içe geçmişler ve iyi olanları kötü olanlardan ayırmak zor. Genellikle, beklenmedik kadar iyi olanlar olduğu gibi, beklenmedik derecede kötü olanlar da var ve bu duruma, karşılıklı-üretim karşılıklı-engelleme prensibi neden olmaktadır. O yüzden, basit ayrımlar yapmamanız gerekiyor. ABD'nin kendine has bir karakteristiği vardır. ABD, dünyanın tamamında, modern stildeki bozuk (çarpık) düşünce biçiminin gelişiminde temel rolü oynuyor ve bu durum her alan ve her konu için geçerli -sanat dalları gibi, kültür gibi ve insan değerleri gibi. Bu modern tarz, çok kötü bir kültürdür - insan kültürü değildir. Bu kesin. Düşünceme göre, 1950'lerden önceki Amerikan kültürü, insan kültürü idi. İnsanlar oldukça kibarlardı. Batılı erkekler, centilmen bir anlamda kalmayı sürdürür ve çok uygar davranırlardı ve kadınlar da, olması gerektiği gibi davranırdı. Bence bu oldukça iyiydi. Günümüzde erkekler ve kadınlar aynı kişiliklere sahiplermiş gibi görünüyorlar. Elbette ben, ABD toplumunun kötü olduğunu söylemiyorum.

Daha önce de söylemiş olduğum gibi, ben, insan ırkındaki değişim hakkında konuşuyorum. Günümüzde, Asya insanları da oldukça berbat durumda. Herkes birbirini kırıyor ve kötü niyetler taşıyorlar. İki insan buluştuğu zaman, hiç bir fikre sahip değiller, hatta daha bir şey dahi konuşmadan birbirlerini kırmaya başlıyorlar. Bunun sebebi de şudur, uzun süreli bir kültürel tarih boyunca ve de yaşamlar boyunca, sizler kimin kime borçlu olduğunu asla bilmiyorsunuz. Haksızlıkların (kinin) ve minnet borçlarının inşa edilmesi konusunda uzun bir tarihi geçmiş olduğundan dolayı, insanlar birbirleriyle buluştuğunda, her biri, geçmişten kaynaklanan geri ödemelerin gerçekleşmesini ister ve bu yüzden de birbirlerini acımasızca kırarlar. Sizler, Amerika'daki Çinlilerin anlaşamadığını söylemiyor muydunuz? Hepiniz yüzeye bakıyorsunuz, ben ise gerçek sebepleri görmekteyim. Sebebi, budur.

Öğrenci:Ben, şeytan doğasının etkisi altında kaldım. Vücudumun etrafında ya da içerisinde vahşi bir şekilde hareket ediyor. Etrafımdaki insanlar kararıyordu ya da sarı, yeşil ya da solgun yüzlü kişiler haline dönüşüyorlardı, aynen şeytanlar gibi.

Shifu:Size şunu söyleyeyim: Bazı kişiler Dafa uygulayıcısı olduğunu söylüyor olsa da, ya da sizler Dafa uygulayıcısı olduğunuzu iddia ediyor olsanız da, ben sizin gerçek bir Dafa uygulayıcısı olup olmadığınızı görmek zorundayım -sizin göstermelik bağlılığınız bir işe yaramaz. Benim uygulayıcılarım, gerçek anlamda xiulian uygulamak zorundalardır ve problemler ile karşılaştıklarında, ''bu durum benim zihnimdeki bir problemden mi kaynaklanıyor?'' sorusunu kendilerine sorarak, takıntılarını bulmaya çalışırlar. Kitabı sadece bir kere okuduktan sonra, bazı insanlar Dafa uyguladıklarını ve birçok problemle karşılaştıklarını iddia ediyor. Zihinleri tamamen insan meseleleri ile dolu. Problemler ile karşılaştıklarında, ya da sürtüşme durumlarında, başkaları ile kavga ediyorlar; hatayı kendilerinde bulacaklarına başkalarında buluyorlar. Onlar, benim öğrencilerim olduklarını iddia ediyorlar, fakat ben bunu kabul etmiyorum. Bunlar, hiç şüphe götürmeksizin iki ayrı şeydir. Elbette burada bu soruyu ya da bu kişiyi ima etmiyorum.

Benim söylediğim şey şu, eğer siz noksanlıklar konusunda kendinizi irdelerseniz, her problem çözülebilir. Bir kişinin çok sayıda kötü şey öğrendiğini ve vücudunun etrafını bozuk mesajların sardığını görebilirsiniz. Sıklıkla korkunç görüntüler görür ya da vücudunda korkunç reaksiyonlar meydana gelir. Dafa'yı öğrenmeye bu gibi sebepler yüzünden gelmiştir çünkü Dafa'mızın muazzam gücünü bilmektedir. Fakat herkese şunu söylüyorum, bu durum, bir şeylerin peşinde olmak takıntısı ile Fa'yı bir niyetle edinmeye gelmek demektir. Bu hiçbir şeye yaramaz ve hiçbir şey elde edilemez. Fakat başlangıçta, Fa'yı henüz anlamaya başlıyorken, bu gibi bir takıntıya sahip olmanıza karşı değiliz. Fakat Fa çalışmaya başladıktan sonra, bu gibi takıntılardan ayrılmak zorundasınız. O durumda, her durum çözüme kavuşturulabilir. Sanırım, bu konudaki düşüncemi net bir şekilde dile getirmiş bulunuyorum. Bu konu Zhuan Falun'da net bir şekilde anlatılmıştır. Kitabı okumak ve Fa'yı daha çok okumak zorundasınız. Kitabı okumak, tüm problemlerinizi çözüme kavuşturabilir.

Öğrenci:Ben her zaman iyi kalpli biri olduğumu hissediyorum, fakat niçin Shifu'nun bahsettiği merhamet durumuna ulaşamıyorum?

Shifu:Bu, güzel bir soru. Aslında, bu sorunun kendisi bir takıntı. Bu soruyu yazmanın bir takıntı olduğunu söylemek istemiyorum. Ondan ziyade, merhamete takıntı yapmışsınız ve o da istemek ile gelecek bir şey değildir. Seviyeniz yükseldikçe, uzaklaştırılmış duygularınızın o parçası, boş kalmayacaktır - merhamet ile dolacaktır ve bu da yavaş yavaş gerçekleşir. Burada oturan siz öğrencilerim arasında, bazılarınız gerçekten çok yüksek seviyelere ulaştı, fakat neden o denli yüksek seviyelere ait merhameti hissetmiyorsunuz? İşin aslı şudur ki, tanrıların merhameti modern insanların düşündüğü merhametten tamamen farklıdır. Size daha önce bu konuyu defalarca anlatmıştım. Sıradan insan toplumunda yaşamanızı sağlamak için, yüzeyde fazlaca sıra dışı olmanıza izin verilmez. Çok fazla merhamet sergilediğinizde, sıradan insanlar arasında yaşamanız artık gerçekten mümkün olmazdı. Bu sebepten dolayı, xiulian uygulayarak elde ettiğiniz merhametiniz ve diğer unsurlarınız, var oluşunuzun en mikroskobik seviyesinde büyük bir hızla gelişmektedir ve onların, yüzey katmanınızdan ayrılması sağlanmıştır.

İnsan yaşamı, mikroskobik parçacıklardan başlayarak yüzeydeki en büyük parçacıklar olan moleküllere doğru silsile şeklinde ilerleyen parçacıklardan oluşturulmuştur. Moleküller de sonradan hücreleri oluşturur. Xiulian uygulamaya devam ettikçe, vücudunuzun içerisinde bulunan moleküller (insan lisanı limitli olduğu için sadece bu şekilde açıklayabiliyorum) ve yaşantınızın mikroskobik parçacıkları, Fa'nın kriterlerini karşılamak için muazzam bir şekilde dönüşüme uğrar. Kendinizin bir kısmını geliştirmeyi bitirmenizin ardından, onun, başka bir tarafa gitmiş olması gibi olur. Bir diğer parçayı geliştirdikten sonra, o da aynı şekilde diğer tarafa gider -sahip olduğunuz merhamet dahi gider. Bu aynı, xiulian uygulayarak elde ettiğiniz her şeyi saklayan bir depo gibidir. Eğer vücudunuz yüzey kısmında çok hızlı değişime uğrasaydı, xiulian uygulamak sizin için imkansız olurdu. Gördüğünüz her şey için ağlamak isterdiniz. Yaptığınız her şey, xiulian uygulayarak kendisini geliştirmiş kısmınızın sizinle birlikte aynı şeyleri yapıyor olması gibi olurdu - bu durum, insan davranışları sergileyen bir tanrıya sahip olunması gibi olurdu. Hatta kötü şeyler yaptığınızda, bu, bir tanrı tarafından kötü şeyler yapılmış olması ile denk olurdu. Bunun sonucunda da, düşerdiniz. Düşmenizi engellemek ve sıradan insanlar arasında xiulian uygulamanızı sağlayabilmek için, uygulama yoluyla tamamen geliştirilmiş parçanız, henüz tamamen geliştirilmemiş kısmınızdan derhal uzaklaştırılır (ayrılır) ve o kısım hala kaba parçacıklardan oluşmaktadır. Bir tanrının kımıldamadan orada lotus pozisyonunda sonsuza kadar oturması gibi kendisini muhafaza eder, kendisini henüz geliştirmemiş kısım ise aynen bir insan gibi daima toplum içerisinde yaşamayı sürdürür. Xiulian de, uygulamanıza içeriden dışarıya doğru devam ettikçe, kendinizi yavaş yavaş tamamlanmaya ulaştırıyorsunuz. En dış yüzeyde bulunan moleküller tamamlandığında ve asimile edildiğinde, kalan son basamak en son final Tamamlanmasıdır. Bizim yürümeyi seçtiğimiz yol budur.

Bazı öğrenciler: ''Shifu, ben bu şekilde uygulama yapıyorum fakat nasıl olur da fazla bir gelişim hissedemiyorum ve neden uygunsuz düşünceler hala bazen zihnime yansıyor?'' diye soruyor. Size endişeli olmamanızı söyleyeyim. Eğer yüzeydeki bütün insani maddeler kaldırılsaydı, xiulian uygulayabilmeniz gerçekten mümkün olamazdı. Eğer hiçbir insan düşünceniz olmasaydı, insanların yaydığı tüm düşünceleri algılayabilirdiniz. Günümüz modern insanı tarafından sarf edilen her bir cümle, her bir davranış ve düşünce bencildir, ve hatta bazı birtakım derin, uygunsuz (çirkin) düşünceler de vardır ki onlara dayanabilmeniz mümkün değildir. Onların arasında yaşamayı nasıl başarabilirdiniz? Onlarla iletişim kurmayı nasıl başarabilirdiniz? Dolayısıyla, bu şekilde yapılamaz. Örneğin, vücudunuzdaki yüz parçayı geliştirdiğinizde, sadece tek bir parça yüzeyinizden ayrılabilir; o yüzden daima, yüzeydeki gelişimin hızlı olmadığını hissedersiniz. Bu, normaldir. Şu an söylediğimi duyduğunuzda, ''demek öyle. O zaman endişelenmemeliyim ve canım ne istiyorsa onu yapacağım'' diyebilirsiniz. "Ben, Fa'nın prensipleri hakkında konuşuyorum. Eğer kendinizi sıkı gereksinimlerde tutmaz ya da kriterlere uygun davranamazsanız, xiulian uyguladığınız söylenemez. Aradaki ilişki budur.

Öğrenci:Dikkatsiz olduğum anda, benim ne olduğum ortaya çıkıyor.

Shifu:Kendinizi çok fazla küçümsemeyin. Aslında, siz bir uygulayıcısınız. Kendi eksikliklerinizi görebiliyorsunuz, o andaki düşüncelerinizin üstesinden zaten geldiniz ve eski benliğinizi geride bıraktınız. Sıradan bir insan kendi yetersizliklerini göremez. Kendisiyle ilgili her şeyin, sanki bir çiçek gibi, iyi olduğunu düşünür, öyle değil mi? Uygulama yapıp, kendinizi inceleyebildiğinize ve yetersizliklerinizi görebildiğinize göre, siz bir uygulayıcı değil misiniz?

Öğrenci:Ben iki büyük hata yaptım ve sonradan çok pişman oldum. Bu, benim yardımcı ruhumdan (fu yishi) mı yoksa sahip olduğum mesajlardan mı kaynaklanıyor?

Shifu:Eğer sıradan insanlar arasında bir şey yaptıysanız ya da kötü bir şey yaptıysanız, bunu kendinizin yapmadığını söyleyemezsiniz. Ayrıca ana ruh (zhu yishi) ya da yardımcı ruh yaptı diye de ayıramazsınız çünkü siz bağdaşık bir vücutsunuz. Dahası, bütün bunların, düşünce karması tarafından yapıldığını da söyleyemezsiniz, çünkü bunlara aynı zamanda, zayıf ana ruhunuz sebep olmuştur. Bu karma, ondan kurtulana kadar sizi engelleyecektir. Bu karma yok edilmediğinde, onun dışsal davranışları tamamen size ait olarak nitelendirilecektir. Eğer onu güçlü bir şekilde reddederseniz, ya da ayırt edip, ana ruhunuzu güçlü tutabilirseniz, farklı bir durum olacaktır. Yani eğer karmanın yaptığını defetmezseniz, suçunu siz üstlenmek zorundasınız. Xiulian uygulaması bu kötü şeylerin ortadan kaldırılması ve aynı zamanda ana ruhun güçlendirilmesidir. Xiulian uygularken, geçmişte meydana gelen şeyler hakkında düşünmemek en iyisidir. Ne kadar kötü olursa olsun, olan çoktan olmuştur. Gelecekte iyi iş çıkarmaya özen gösterirseniz, bir takıntı oluşturmazsınız.

Öğrenci:Biz Amerika Birleşik Devletleri'ndeki çeşitli Fa konferanslarının video kayıtlarını yaptık fakat onları yurtdışındaki yakınlarımıza vermedik. Bunu yapmak Shifu'nun isteğine karşı mıdır?

Shifu:Ben, bizim Dafa'mızın xiulian uygulamasına yönelik olan yaklaşımının en iyisi ve en safı olduğunu söyleyebilirim. Ben Tamamlanma'ya hakikaten ulaşmanızı sağlamak için sizden gerçek anlamda sorumluyum. Bizim Dafa içerisindeki uygulamamızda, uygulamamıza ait olmayan tüm bu şeyleri temizlemek zorundayım. Hatta bu, benim söylediğim bir şey olsa bile, benim belirli bölgelerdeki veya ülkelerdeki uygulayıcılara söylediğim bir şey olsa bile, ya da diğer bölgelere uygun olmayan bir şey olsa bile, yine de temizlenmesi gerekmektedir. Evrensel bir yaklaşımı olmayıp, sadece belirli bir bölgeye söylenen sözler de temizlenmelidir. Bunun maksadı, herhangi bir aksama olmaksızın doğru bir şekilde uygulama yapmanıza olanak sağlamaktır, amaç budur.

Bazı insanlar şunu sordular: "Geri dönünce, Shifu'nun bugünkü konuşmasını oynatmak, öğrencilerin gelişimi adına faydalı olmaz mı?" Eğer kaydettiyseniz, varsın olsun, ancak onu aşırılık takıntısı ya da heyecan yüzünden toplumda yaymayın. Geri döndükten sonra egzersiz alanlarınızda ya da kendi ülkelerinizdeki öğrencilere göstermeniz sorun değildir. Ama bir uygulayıcı olarak, bununla nasıl baş etmeniz konusunda, benim ayrıntılı olarak açıklama yapmama ihtiyacınızın olmadığını söyleyebilirim. Herkes izlediğinde ya da konferansın kitapları basıldığında, onu silin -hepsi bundan ibaret. Eğer ki birisi diğer insanlar için onları pervasızca kaydeder, oynatır, yayar ya da ahlaksızca yayınevlerinde ya da fabrikalarda seri üretim yaparsa, o kişi en kötü eylemde bulunmuş olur. Ben bu kişinin bir Dafa uygulayıcısı olma kriterine uygun olmadığını söyleyebilirim.

Öğrenci:Xiulian uygulamasında gayretli olmadım ve cinsel arzusu testini geçmeyi birkaç kez başaramadım. Eğer şimdi davranışımı düzeltirsem, beni hala kabul edecek misiniz?

Shifu:Size şunu söyleyeyim, bir veya iki kez bir testi geçemediniz diye artık xiulian uygulayamayacağınızı düşünmeyin. Aslında siz bu şekilde xiulian uygulaması yapıyorsunuz. İyi uygulama yapan bazı kişiler testi geçti; o kadar iyi uygulama yapmayan bazı kişiler ise testi yeterince geçememiş ya da hiç geçmemiş bile olabilir, ancak, bu kişi diğer konularla ilgili testleri geçebilir. Bu şekilde çabalamak ve yeterli bir şekilde testleri geçip geçememek -xiulian uygulamak böyledir. Herkes her testi geçebiliyor olsaydı, uygulama yapmanıza gerek olmazdı ve hemen Buda olurdunuz. Doğru değil mi? Gene de üst üste bir testi geçmeyi başaramadığınızda bunu ciddiye almalısınız. Eğer uzun zaman böyle devam etmesine izin verirseniz, hala uygulama yapıyor olarak sayılır mısınız?

Öğrenci:Ben Zhuan Falun çalışmaya başlamadan önce, qigong ile hastalık tedavisi yapıyordum. Falun Gong'u çalışmaya başladıktan sonra, bu mesleği bıraktım. Şimdi Çin tıbbı ve akupunktur öğrenip, bunları bir meslek olarak uygulayabilir miyim?

Shifu:Bu kesinlikle bir sorun değil. Çin tıbbı insan toplumuna dâhil olan tıbbi bir tedavi şeklidir. İnsana ait bir şeydir ve de xiulian uygulaması ile çakışmaz. Qigong ile hastalık tedavisine gelince, bunu kesinlikle yapmamanızı tembihliyorum. Çin tıbbı ve akupunktur öğrenebilirsiniz, bunun bir sorun olmadığını düşünüyorum - bunları öğrenip, uygulayabilirsiniz.

Öğrenci:Burada az sayıda öğrenci var ve biz dağınık bölgelerde yaşıyoruz. Fa'yı öğrenmek için Çin'deki gibi harika bir ortamımız yok. Nasıl daha iyi ortamlar yaratabiliriz?

Shifu:Eski günlerde Fa'yı öğretmek için Pekin'e gittiğimde, ilk seminerde sadece iki yüzün üzerinde insan vardı, biliyor musunuz? Oysa şimdi 100 milyon insan var. Hepiniz diğer insanlara Fa'dan bahsetmek için yükümlülük sahibisiniz. Gelecekte daha fazla insan olmayacak mı? Kişinin çevresi kişinin kendisi tarafından oluşturulur. Daha fazla kişinin birlikte xiulian uygulaması gerçekten çok iyi bir şey. İnsanlar görüş alışverişinde bulunabilirler, birbirlerinden bir şeyler öğrenebilir, birbirlerinin karşılıklı olarak gelişmesine yardımcı olabilir ve xiulian'de meydana gelmiş şeyler hakkında konuşabilirler. Bu durum, kişinin uygulamadaki güvenini artıracaktır. Aynı zamanda, egzersizler grup olarak yapıldığında, çok güçlü bir enerji alanı var olmaktadır ve bu, kuşkusuz, uygulayıcılara faydalı olacaktır -bu, kesin. Eğer bir kişi kendi kendine uygulama yaparsa, meşgul olduğu anlarda unutabilir; erken veya geç zamanlarda egzersizleri düzensiz bir şekilde yapabilir. Bu kişi şüphesiz daha tembel olacaktır.

Öğrenci:Neden diğer boyutlarda gördüğüm insanların hepsi Batılı olarak görünüyor -hatta bazısı kanatlı melekler- oysa hiç Asyalı görmedim?

Shifu:Eğer görmüşsen, oluruna bırak. Eğer ben bunu sana ayrıntılarıyla açıklarsam, yanlış anlayabilir veya yeni bir takıntı oluşturabilirsin diye korkuyorum. Öğrencilerimiz bugün Çinli gibi görünebilirler; İsveçli veya diğer türdeki beyaz ırktan biri gibi görünseler de farklı bir ırktan da olabilirler. Evren son derece muazzamdır. Uygulamanızda başarılı olduktan sonra belki Batılı gibi görünen tanrıların cennetine gideceksiniz. Durum bu olabilir. Ben durumun böyle olması gerektiğini söylemiyorum-bir takıntı oluşturmayın. Heyecanlı ve aklı karışık bir hale gelmemeli ve bundan sonra Buda Okulunda uygulama yapmayı bırakmamalısınız. Eğer bugün size öğrettiğim bu sistemi uygulamazsanız, oradaki yerinize ulaşmanız mümkün olmayacaktır. "Shifu'nun bize öğrettiği Buda Okuluna ait, ben bu yüzden, yarın bir Katolik kilisesine gidip dua edeceğim" derseniz, oraya geri dönmeniz mümkün olmayacaktır. Ben öğretilerimin Buda Okulu'na dayalı olduğunu söyledim, fakat açıkladığım şeyler kozmosun Fa'sıdır. Hangi okul kozmosun Fa'sının kapsamına dahil değildir ki? Dolayısıyla, nedeni budur. Ben Fa'yı öğretirken giderek daha da açık (net) oldum. Bu, xiulian uygulamanız için çok yararlı olmayabilir. Siz kendiniz xiulian uygulamak ve bu gibi şeylere aydınlanmak zorundasınız.

Öğrenci:Belirli bir qigong uygulaması yapan bir akrabamı, bırakması için ikna etmeye çalıştım. Bir gece rüyamda, ondan guanding aldığım zaman, kendimi kontrol edemedim. Birçok kötü şey akın etti. Uyandıktan sonra bir baş ağrısı hissettim ve o zamandan beri sık sık baş ağrım var. Ne yapmalıyım?

Shifu:Kendini iyi kontrol etmedin. Yani sana guanding yapacağı zaman itiraz etmedin - itiraz etmemek, onu istediğin anlamına geliyor. Bir anlık zayıflık nedeniyle onun guandingini kabul ettin. Bu dersi hatırlamalı ve kendini bir dahaki sefere kontrol etmelisin. Merak etme, bu bir testtir. Baş ağrısı hissetmen sahte; bu, aydınlanma kaliteni artırmayı sana öğretiyor. Rüyalarda testlere maruz kalmak, sizin uygulamanızın bir parçası değildir. Uygulamanızın sağlam olduğunu o durumdayken görmek için sizi deniyor -nedeni budur. Eğer rüyalarınızda bile kendinizi çok kararlı biçimde kontrol edebiliyorsanız, bu seviyedeki uygulamanız ve bu konudaki uygulamanız sağlam demektir. Ama bu sadece bu bir kerelik durumunuz için geçerlidir. Birçok rüya, rüya olmayabilir. Bir şeytan gerçekten gelirse, farklı bir durum olacaktır.

Öğrenci:Shifu, bir keresinde bizim bu dünyamızın pis olduğunu söylediniz. Aynı zamanda buradan olan şeylerin diğer tarafta değerli olduğunu da söylediniz. Bu nasıl açıklanabilir?

Shifu:Bu dünyadan hiç dokunulmamış bir şeyi, o dünyaya götürürseniz, onu kimse istemez. Onu en pis şey, hatta dışkıdan bile daha pis bir şey olarak nitelendireceklerdir -doğrusu budur. Yine de bu dünyadaki maddeler, bir dönüşüm işlemi yoluyla o aleme asimile edildikten sonra, değerlidir - ilişki budur. Başka bir deyişle, bazı maddeler buradan gitmiştir, ama burada olan maddeler yukarıdan düşmüştür. Bu türde bir bağlantısı vardır. Göksel sırlar tamamen ortaya çıkarılmış durumdadır.

Öğrenci:Bir kişi, Ölümsüz Bebeğinin ortaya çıkma noktasına kadar uygulama yaptığında, Göksel Gözü Ölümsüz Bebeği görebilir. Orta seviyeye ulaşmak için kriter nedir?

Shifu:Geçmişte, dünya üzerindeki belirli yöntemlerin uygulayıcıları onu görebiliyordu. Örneğin, Tao Okulu'nda şöyleydi, Ölümsüz Bebek (yuanying) yedi veya sekiz yaşındaki bir çocuğun büyüklüğüne ulaştığında, kişinin ana ruhu (yuanshen) onu kontrol etmek amacıyla içine girerdi ve Ölümsüz Bebek vücudun dışına atlardı. Buna "Ölümsüz Bebeğin Doğuşu" denirdi. Kendini zapt etmek konusunda zorlanıyordu -sonuçta o bir Buda Bedeni idi- ve gezinip oynamak için dışarı çıkmak istiyordu. Eğer vücudunuzda Ölümsüz Bebek görüyorsanız ve o da dışarı çıkmıyorsa, buna "Ölümsüz Bebeğin Doğuşu" denmez. Fakat bizim uygulama şeklimiz dışarı çıkmasına izin vermez, ya da en azından mevcut dönemde vermez. Az önce söylediğim gibi, hala halledilmemiş olan tek boyut budur ve burası çok pis ve tehlikelidir. Üst seviyedeki boyutlar ele alındığında, birçok varlıklar aslında bu boyuta geldi -hatta çok yüksek seviyelerdeki kötü şeyler bile geldi. Sokaklarda yürürken gördüğünüz bazı kimseler, gerçekte, insan değildir. Eğer bu yeteneğiniz varsa, bu dünyaya bir göz atın ve birçok yabancı varlıkların olduğunu göreceksiniz. Fakat insan gibi görünüyorlar ve siz aradaki farkı söyleyemezsiniz. Tüm bunların halledilmesi gerekiyor.

Orta seviyeye ulaşmak için kriter nedir? Hangi seviyeye kadar xiulian uygulayabileceğinizi bilebilir misiniz? Sizin orta seviyeniz neresi? Xiulian uygulayabilmenizi sağlamak için size artık bu şekilde öğretiliyor. Bu yüzden, bilmenize imkân yoktur ve de buna izin verilmez. Öğrendiğiniz anda kendinizi beğenme takıntısı ya da başka takıntılar geliştirirsiniz -ne yapabileceğiniz hakkında hiçbir fikriniz yok. Geçmişte, öyle uygulama yapan bazı kişiler mahvoldular. Aniden, bir gün, kişi kendisini bir Buda görünüşü ile görür ve bu yüzden de bir qigong ustası olmak için giderdi. Kendine şunu söyledi: "Ben bir Buda'yım." Sonra da gidip böyle şeyler yapmaya başladı. Shifu'suna dahil başkalarına itaat etmeyi reddetti. Siz cezbedilmeyeceğinizi söyleyebilirsiniz, fakat sadece şu an için böyle bir durumdasınız. Bu ortamı terk edip, bir şeyler gördüğünüzde, aklınız çelinmeyecek mi? Bundan dolayı, herkesin daha hızlı ilerlemesini sağlamak amacıyla, bazı insanların görmesine izin verilmez. Bununla birlikte, birçok kişinin görmesine izin verilir; herkesin durumu farklıdır. Aynı zamanda, Tamamlanma'ya ulaşmanın eşiğinde olan pek çok uygulayıcımız da var. Aslında zaten ulaştılar. Sadece henüz harekete geçmelerine izin verilmiyor. Fakat birçok şeyi biliyorlar. Bazı insanlar benimle konuşuyor, beni görüyor ve benimle iletişim kurmak istiyor. Bu olay daha önce gerçekleşmedi, çünkü bunun gerçekleşmesi imkansızdı. Bu durum, öğrencilerimizin xiulian uygulamalarında hızla geliştiğini gösteriyor

Öğrenci:Bazı uygulayıcılar görüyorum, oldukça havalılar ve kendilerini başkalarından daha iyiymiş gibi görüyorlar ve ben de onlardan kesinlikle uzak durmak istiyorum. Bu normal bir şey mi, yoksa bu uygulamamı iyi yapmadığım anlamına mı geliyor?

Shifu:Bunun sadece normal bir şey olduğu söylenebilir. Bazı insanların bu gibi takıntıları var. Bazı öğrencilerimiz, birtakım kişilerin düşüncelerinden kaynaklanan takıntıları hissettiklerinde, buna dayanamıyorlar -özellikle de yeni öğrencilerin, çünkü onların düşünceleri daha fazla sergileniyor. Bu durum, o öğrencilerin iyi xiulian uygulamadığı anlamına gelmiyor. Bunun sebebi, henüz yok edilmemiş takıntılarının sergileniyor olmasıdır. Xiulian uygulamak böyle bir şeydir. Bir kişide takıntı gördüğünüzde, onun iyi olmadığını söyleyemezsiniz. Ayrıca kişi bir şeyleri iyi yaptığında, onun yüksek seviyelere doğru uygulama yapmış olduğunu da söyleyemezsiniz. Bir kişi, sadece geniş çaplı değerlendirilebilir.

Öğrenci:Shifu ''Fa'yı açıklamak'' makalesinde, şeytani kötülüğü insanca beslemek.tabirini kullanıyor. Bu şeytani kötülükler nelerdir?

Shifu:Şeytanlar nedir? Şeytanlar, sadece şeytandır. Bu evrende her zaman için şeytanlar vardı. Sizin bahsettiğiniz şeytanlar, esasen, xinxing'in ya da düşüncelerin sergilenmesinden kaynaklanan şeytan-doğası ile ilgili şeyler ki bu da insanlarda şeytan doğasının olduğu anlamına gelir. Yani, bizim öğrencilerimiz, bazen, birbirleri için şeytan vazifesi görürler. bazen, bir kişi diğerlerini bir şeytanmış gibi alt üst edebilir (rahatsız edebilir). Fakat onun bir şeytan olduğunu söyleyemezsiniz- sadece öyle bir rol oynadığını söyleyebilirsiniz. Belki o kişi oldukça iyidir. Hala xiulian uygulayarak kendisini geliştirmektedir, sadece o anda bir şeyi doğru yapamamış ve bu yüzden de başkaları için bir şeytan vazifesi görmüştür. Aynı zamanda, daha fazla düşünce karmasına sahip olan bazı insanlar da vardır. Fa'yı açıklamak makalesinde bahsedilen şeytanlar, Fa'ya zarar vermiş olanlar ve sizin uygulamanıza zarar verenlerdir. Bu, benim sizi bu gibi şeytanlardan koruyamayacağım anlamına gelmiyor. Şunu söyleyebilirim ki, xiulian sürecinde gerçekleşen her şey sizinle bağlantılıdır, dolayısıyla uygulama yapıp geliştirmek zorundasınız.

Öğrenci:Fa'yı elde eden kısım Fa'yı nasıl rektife edecek?

Shifu:''Fa'yı açıklamak'' makalesini soruyorsun. Burada size onu detaylarıyla açıklamayacağım. Fa'yı açıklamak makalesini nasıl anlarsanız anlayın, yanlış anlamış olmayacaksınız; sadece anlayış miktarınız limitli olacaktır. Aslında, onu tamamen sizin insan olan kısmınız için yazmadım. Ondan ziyade, sizin tam olarak gelişmiş olan kısmınız için yazdım. O nedenle, ne kadarlık kısmını anlayabilirseniz, iyidir.

Öğrenci:Xinjiang'daki uygulayıcılar Shifu'yu görmeyi çok istiyorlar.

Shifu:Benden oraya gitmemi istiyorlar. Duygularınızı biliyorum. Hepinize teşekkür ederim. Birçok bölgedeki insanlar, gelmemi istiyorlar. Doğru zaman gelecek mi görelim bakalım.

Öğrenci:Ben Fa'nın yayılmasına gerçekten yardım etmek istiyorum, fakat bazen bunu doğru bir şekilde yapamayacağımdan ve yanlışlıkla Dafa'ya zarar vereceğimden korkuyorum. Bunu nasıl ele almalıyım?

Shifu:Fa'yı öğrenme deneyimleriniz hakkında konuşun. Fa'nın kelimeleri sanki size aitmiş gibi konuşmayın -Fa'yı yanlış yorumlamalarla konuşmayın. Kendi deneyimleriniz hakkında konuşun. Eğer Fa'ya zarar vermekten korkuyorsanız, deneyimlediğiniz ve anlamış olduğunuz şeyler hakkında konuşun ve bunun gibi. Ardından şunu ekleyin: ''Bu Fa'nın anlamı gerçekten çok derin. Şu anki uygulama seviyemde, bu şekilde anlıyorum.'' Böyle yaparsanız, Fa'ya zarar vermezsiniz. Alternatif olarak ta, kişiye Shifu'nun sözlerini söyleyebilir ve onun kendi başına anlamasına olanak tanırsınız. Bu yöntemlerin hiçbiri, Fa'ya zarar vermez. Eğer benim cümlelerimi başkalarına, sanki sizin kendi cümlelerinizmiş gibi söylerseniz, istemeden de olsa kötü bir etki yaratacaktır. Bazen kişi kendi fikir ve kanılarını Fa'nın içerisinde katıyor, bazı belirli cümlelerin anlamının şu-bu olduğunu iddia ediyorlar. Bu yorumlamayı yaparsa, bu çok kötü bir şeydir. Bu kişi Fa'yı keyfi olarak yorumlamıyor mudur? Aslında, Fa derin içsel anlamlara sahiptir - onu en ufak şekilde bile yorumlayamazsınız. Kişi sadece şunu söyleyebilir: ''Ben, Fa'nın içerisinde şöyle bir anlamın olduğunu fark ettim ve hala daha da derin anlamlar bulunuyor''. Böyle yapılmasında bir sorun yoktur.

Öğrenci:Bizler wuwei uygulamalı ve sıradan insan meselelerine karışmamalıyız. Bu arada da, her durumda, diğerlerinin menfaatlerini göz önünde bulundurmalıyız. Bu meseleyi nasıl dengelememiz gerekiyor?

Shifu:Öğretmiş olduğum Fa'nın içerisindeki prensiplerden birisi de şudur. Herkes kendi kalbini ve zihnini geliştirmek zorundadır, kendisini iyi bir insana dönüştürmelidir - daha iyi bir insana -ve yüksek seviyelerin ilkelerini dahi karşılamalıdır. Problemler meydana geldiğinde, sebepler için kendi içinize bakın. Eğer gözünüze ilişen sosyal olaylara burnunuzu sokarsanız, onları doğru şekilde ele alamayabilir ve hatalar yapabilirsiniz. O yüzden bunu mümkün olduğunca az ya da hiçbir şekilde yapmamalısınız. Şunu göz önünde bulundurun: Geçmişteki keşişler, niçin dünyadan uzak durdular? Bir keşiş kulaklarını pamukla dahi tıkardı ve böylelikle bütün gün bir şey duymazdı, çünkü hiçbir şey dinlemek istemezdi. Konuşmaktan sakınmak için ağzını tıkardı. Duymak yoluyla, kötü şeylerin içeri girdiğini anlamıştı. Her şey karma getiriyor gibi görünüyordu.

Kötü bir insan nedir, biliyor musunuz? Kötü bir insan neden kötü bir insandır? Çünkü, o kişinin zihni, çok sayıda kötü şeyle doludur. Çok sayıda kötü şey öğrenmiştir ve zihni kötü düşüncelerle doludur. İster görünüyor olsun ister görünmüyor olsun, o kişi kötü bir insandır. Peki bütün o kötü şeyler nereden geliyor? Duymuş olduğu şeylerden gelmemiş midir? O keşiş ''Hiçbir şey istemiyorum. Kötü şeyler dinlemeyeceğim, gördüğüm şeyleri reddediyorum ve hiçbir şey dinlemeyeceğim.'' şeklinde bir anlayış taşırdı. Peki iyi bir insan nedir? Eğer zihniniz tamamen iyi düşünceler ile doluysa, iyi bir insansınız demektir. Eğer zihninizde sadece iyi düşünceler varsa, yaptığınız şeyler kriterleri karşılayacaktır. Tüm davranışlar, insanın beyni tarafından yönlendirilir, dolayısıyla, yaptığınız şeyler elbette iyi şeyler olacaktır. Eğer siz, bir uygulayıcı olarak, insan meselelerine sürekli burnunuzu sokmayı seviyorsanız, hatalar yapacaksınız demektir çünkü siz onun ardında yatan ayarlamaları göremiyorsunuz. Eğer bu sizin mesleğiniz ise, elbette onu inkar edemezsiniz. Sıradan insanları toplumunda, birinin bir başkasına bir yumruk attığını ya da ona küfrettiğini görürseniz, ya da bir anlaşmazlık yüzünden birbirleriyle kavga eden kişiler görürseniz ve de kişiyi adaletsizliğe karşı savunmak amacıyla adım atarsanız, o durumda bu gibi şeylere karışıp müdahil olmamalısınız. Peki neden? Polisler ve yetkili pozisyonunda olan insanlar vardır. Sizin olaylara el atmanız, müdahale etmek gibi olacaktır. Ayrıca, yaptığınız şey doğru olmayabilir. Eğer bir kişi, önceki yaşantısında bir başka kişiye bir yumruk borçlu ise, sadece bu yaşantısında bunu geri ödüyor demektir. Eğer araya girerseniz, bunu geri ödeyebilmesi mümkün olmaz. Sıradan bir insanın bakış açısından baktığınızda, iyi bir şey yapmış gibi görünürsünüz. Karmik borcu düzenlemek için ayarlama yapmış olan tanrıya göre ise, kötü bir şey yapmışsınız demektir çünkü bir uygulayıcı artık sıradan insanların standartlarına göre değerlendirilmez. Bu gibi niyetleri taşıyan davranışlarda bulunmamanız için tasvir ettiğim bir noktadır.

Diğer insanların çıkarlarını her durumda ne şekilde aklınızda tutmanız gerekiyor peki? Sizlere daha önce, xiulian uygulamanızın, sıradan insan toplumuna mümkün olduğunca uyum sağlaması gerektiğini, sıradan insanlarla temas içerisinde olmanız gerektiğini söylemiştim. Dolayısıyla, kişisel menfaatleri içerecek konular olacaktır. Eğer hala gerçekten çok bencil olursanız, olaylarda öncelikle kendinizi düşünürseniz ve diğer insanları göz önünde bulundurmazsanız, bunun hiç iyi olmadığını söyleyeyim. Netice itibarıyla, toplumdaki insanlarla temas içerisinde kalmayı sürdürmeniz gerekiyor. Eğer iş yerinde, soğuk ve izole bir şekilde, hiçbir şey yapmadan öylece oturursanız, sanırım patronunuz sizi işten kovacaktır. Hala insan toplumu içerisinde yaşama biçimini yerine getirmek zorundasınız. İnsanlarla teması sürdürmek, insanlara karşı kibar (iyi) olmak ve bir şeyler yapmadan önce başkalarını düşünmek zorundasınız. Günümüz toplumunda, bazı işadamları, sadece diğer insanların cebindeki parayı almak ve böylece hızla (bir anda) zengin olabilmek istiyorlar. Bu anlamda konuşacak olursak, bence Batılı iş adamları oldukça iyi bir zihinsel duruma sahipler. Batılı bir işadamı, yaptığı işi bir meslek ve bir görev (vazife) olarak görüyor ve yeteneği elverdiği ölçüde onu yürekten yapıyor. Eğer günde sadece tek bir müşterisi olsa bile bunu önemsemez. Bunun, kendisinin işi olduğunu düşünür, hayatının bir parçası olduğunu düşünür, birşeyler yapıyor olduğunu, kendisi ve ailesini geçindirdiği (desteklediği) ve bir miktar para biriktirebildiği sürece sorun olmadığını düşünür. İnsan olma durumu budur. Günümüzde insanların hızla zengin olma isteği korkunç derecede güçlü. Böyle bir düşünce tarafından yönlendiriliyorlar. İnsanlar sadece birbirlerini kırmakla meşguller, sanki diğer herkesin cebindeki parayı kendi ceplerine indirmek istiyor gibiler. Peki diğer insanlar ne yapacaklar? Neden diğer insanların yarattığı zorlukları düşünmüyorlar? Yaptıklarını, diğer insanları kesinlikle düşünmeden yapıyorlar. Bu mantalite, günümüzde ters yüz olmuş insan ırkının zihniyetidir. Bir konu hakkında birşeyler yaptığınız zaman başkalarının buna dayanıp dayanamayacağını düşünün - bir insan, bu şekilde olmak zorundadır.

Öğrenci:Orta yolda ilerleyin makalesinin anlamını bize bir kere daha anlatır mısınız?

Shifu:Bütün uygulayıcılar şunu bilmelidir ki, Fa'yı insan duygularınızla ve insani düşünme biçiminiz ile anlamamalısınız. Basitçe ortaya koyacak olursak, bu, böyledir. Örneğin, bugün birisi benimle bir röportaj yaptı. Bana: ''Bize evrenin içini ve dışını anlatmaya ne dersiniz?'' şeklinde bir soru sordu. Ben de ona ''Bahsettiğiniz biçim, insani bir zihinsel yapıdan geliyor. Evrende, düşündüğünüz gibi bir iç ve dış yoktur dedim - böyle bir yapı yoktur. Söylemiş olduğunuz şey bir insana ait olan düşünceler ve düşünme biçimidir, dedim. Benim sizlere söylemek istediğim şey de, insani düşünme biçiminizi değiştirmeniz gerektiğidir aynı zamanda. Yani, günlük yaşantınızda, ya da Fa'ya olan anlayışınızda, ona artık gerçekten bir insan düşüncesi ile yaklaşamazsınız ve artık Fa'yı, sıkıca yapışıp kalmış olduğunuz ve terk etmediğiniz insan maddeleri ile anlamamak zorundasınız. Orta yolda ilerleyin makalesinin yüzeydeki anlamı, ''aşırılığa gitmeyin''dir.

Öğrenci:Shifu siz bize daha önce, cennetlerdeki görkemli Buda'ların kudretli erdeminin onlar tarafından geliştirilmiş olduğunu söylemiştiniz. Fakat Buda'ların cennetinde xiulian uygulamak çok zor olduğu için, onlar xiulian uygulamak için insan dünyasına gelmek zorundalar gibi bir anlam mı içeriyor?

Shifu:Kozmostaki canlılar için 2 kaynak vardır. Birincisi ebeveynler yoluyla doğmaktır ve diğeri de, kozmostaki maddenin deviniminden kaynaklanan sonuçlardır. Belirli bir seviyede yaratılmış olan bir canlının farkındalık seviyesi, sadece o seviyenin yüksekliği kadar olabilir. O canlı, düşük seviyedeki unsurlar tarafından lekelenemez (kirletilemez) ve o, düşük seviyelerdeki herhangi bir kritere de uymak zorunda değildir. Var olduğu (can bulduğu) seviyenin kriterlerine uyar. O canlı, o seviyede yaşamak zorunda değil midir? O durumda, oraya xiulian uygulayarak ulaşan başkaları da vardır. Ben burada xiulian uygulamayı vurguluyorum, çünkü sizler uygulayıcılarsınız. Aslında oraya xiulian uygulayarak ulaşan canlıların sayısı, oran olarak, kozmosta çok düşüktür. Çoğu canlı, kendi orijinal seviyesinde (âleminde) doğar.

Öğrenci:Birçok öğrencinin Fa'yı yaymak konusundaki heyecanı beni çok etkiliyor, fakat ben genellikle kayıtsızım. Bu zihinsel durumumu düzeltmek için ne yapmam gerekiyor?

Shifu:Bu anlamda benim herhangi bir gereksinimim yoktur. Ben, öğrencilerimiz gidip Fa'yı yaymak zorundalardır ya da Fa'yı başkalarına yaymak zorundalardır demedim. Eğer bir kişi böyle bir heyecan hissetmiyorsa, ya da kişi Fa'yı öğrendikten sonra onu yaymak istemiyorsa, sorun değildir. Bunu yapmaya zorlanmıyorsunuz ve hatalı olarak da görülmezsiniz. Fakat biz şunu söylüyoruz, siz bir öğrenci olarak diğer insanları acı çekerken gördüğünüzde, onlara Fa'yı anlatmalısınız, çünkü sizler merhametlisiniz diyoruz. Onlara vereceğiniz hiçbir para ya da herhangi türden bir yardım, onları Fa konusunda bilgilendirmeniz kadar iyi olmayacaktır. Yapılabilecek en iyi şey, budur.

Öğrenci:Egzersizleri müzik ile birlikte yapmadığımızda, hareketlerimizin hızı, sonuçları etkiler mi?

Shifu:Ne kadar hızlı yaparsanız yapın, çok hızlı olmayacak; ne kadar yavaş yaparsanız yapın çok yavaş olmayacaktır. Hız, standart değildir. Sizler, mekanizmaları güçlendiriyorsunuz, o yüzden illa ki tam olarak benimki gibi olacak diye bir şey yoktur. Fakat egzersizleri yaparken, hız, ses kaydındakine yakın olmalıdır. Hareketler aynı olmak zorundadır ve onları grup olarak yapıyorken, uyum içerisinde olmalıdır.

Öğrenci:Kişinin ölümsüz bebeği kişinin kendi büyüklüğüne geldiği zaman büyümeyi durduruyor. Peki o zaman çocuklar, xiulian uygulamak için büyümeyi mi beklemek zorundalar?

Shifu:İnsanoğlu nasıl olur da Ölümsüz bebek ile mukayese edilebilir? Ölümsüz bebek xiulian yoluyla oluşur. Xiulian uygulayan çok sayıda çocuk yok mu

Öğrenci:Diğer insanların düşünceleri sıklıkla zihnimin içerisine girebiliyor. Bir kişi uykulu iken, ben de uyumak istiyorum; bir kişi kızgın iken ben de mutsuz hale geliyorum.

Shifu:Bu, kişinin uygulamasında gerçekleşen bir durumdur. Yani, gözenekleriniz tamamen açılmıştır ve dışsal mesajları hissedebiliyorsunuzdur. Bu, olağanüstü bir yetenek değildir. Sadece kişinin uygulama sürecindeki bir durumdur. Bir kişi vücudunun herhangi bir yerinde acı hissettiğinde, siz de hissedersiniz; bir kişi herhangi bir yerinde bir rahatsızlık hissettiğinde, siz de rahatsızlık duyarsınız; bir kişi mutlu olduğunda siz de mutlu hissedersiniz. Aslında, vücudunuz baştan sona açıldığında gerçekleşen bir durumdur bu. Fakat çabucak geçer. Xiulian uygulamasında ne kadar hızlı ilerlerseniz, bu durum da bir o kadar hızlı geçer

Öğrenci:Çin'de Fa'yı öğrendikten hemen sonra ölen bir öğrenci olduğunu duydum. Ölmeden önce ilaç almayı reddetmiş. Bir insan ölümden bu denli korkmuyorken, neden ölür?

Shifu:Hasta bir insan ilaç almadığı zaman, yüzeyden bakıp, kişinin kalbinin derinliklerinde onu iyileştirmemi isteyip istemediğini ya da kendisini kararlı biçimde görüp bir uygulayıcı olarak görüp görmediğini dile getirebilirsiniz. Eğer sıradan bir insan ölümcül bir hastalığa yakalanırsa ve ilaç almama konusunda ısrarcı olursa, ölür mü? Ölür, öyle değil mi? Onun için ölme zamanı gelmiştir, o nedenle ölecektir çünkü o sıradan bir insandır. Sıradan bir insanın hayatı nasıl olur da keyfi olarak uzatılabilir? O kişi egzersizleri yapıyor olduğunu iddia edebilir. Bir düşünün: Falun Gong egzersizleri yapıyor olmanız ve kitapları okuyor olmanız, sizi bir uygulayıcı mı yapıyor? Eğer azimli bir şekilde ilerlemez ve size öğretmiş olduğum standartlar doğrultusunda davranmazsanız, nasıl olur da benim öğrencim olabilirsiniz? Benim öğrencim olup olmamanız, benim sizi öğrencim olarak görüp görmememe bağlıdır. Bir başka deyişle, siz bir öğrencinin standartlarını karşılıyor musunuz? Eğer egzersizlerinizi diğer fiziksel egzersizler gibi her gün yapıyor, içeriğine uyum sağlamadan kitapları okuyor, azimle ilerleme kaydetmiyor ve kitapların gereksinimlerini karşılamadan davranıyorsanız, siz benim öğrencim olabilir misiniz? Hala sıradan bir insan değil misiniz? Diyelim ki sıradan bir insan bir hastalığa yakalandı -aynen boğulan bir adamın bir şeylere tutunma isteği gibi -kendisinin hastalık karmasını yok edebileceğimin farkına varır. Karma yok edilirken ilaç almaması gerektiğini bu sistemden öğrenmiştir, eğer sadece egzersizleri yaparsa ve ilaç almaz ise iyi olacağını ve ölmeyeceğini düşünür, böyle bir yanlış anlayışa sahiptir. Üstelik o sadece sıradan bir insan da değildir, aynı zamanda kendisinde güçlü bir takıntıyı da barındırıyordur. Bu kişi nasıl olur da ölmeyebilir?

Dafa kutsaldır ve xiulian uygulaması ciddi bir meseledir. Bir kişinin son bulması gereken yaşantısı nasıl olur da keyfi olarak uzatılabilir? Ya da sıradan bir insanın Tamamlanmaya ulaşmasına ve bir Buda haline dönüşmesine nasıl olur da kolayca izin verilebilir?! Zihninizi geliştirmek zorundasınız. Zihniniz temelden dönüşmediği müddetçe, kabul edilmez. Kendinizin fark etmediği küçük bir takıntıyı dahi hala kendinizde barındırıyorken fakat dışarıdan bakıldığında iyi iş çıkarıyormuş gibi görünüyorken, testi geçmiş olarak kabul edilmezsiniz. Çünkü bu, olabilecek en önemli meseledir. Temel değişimlerin hakikaten gerçekleşmesi gerekmektedir. Biliyorsunuz, çok sayıda insan Falun Gong uyguluyor ve oldukça fazla sayıda insanın kanser hastalığı ya da sahip oldukları ölümcül hastalıkları iyileşti. Size bunları anlatmama gerek yok, çünkü bütün öğrencilerimiz bunu biliyor

Kanser gibi ya da başka ölümcül hastalıklar yüzünden acı çeken ve Falun Gong uygulamaya gelen bazı insanlar da var fakat bir şey değişmedi, aynı şekilde öldüler. Peki neden? Bu kişi Falun Gong uygulamaya sözde bir bağlılık gösteriyor olsa da aslında zihni sahip olduğu hastalığı hiçbir şekilde terk etmemiştir. Bazı insanlar: ''O kişi uygulama konusunda oldukça hevesliydi. Bize ilaç almamamızı söylüyor, aynı zamanda bize hastalık takıntımızı terk etmemiz konusunda tavsiyelerde bulunuyordu. Hatta başkalarının Fa'yı öğrenmelerine yardımcı bile oldu.'' şeklinde düşünebilir. Fakat kendisininkini terk etmemiş olabilir - o kişinin zihninde neler taşıyor olduğunu bilmiyordunuz. Bu durum, meselenin ne denli karmaşık olduğunu gösteriyor. Bu kişi başka insanlardan, takıntılarını bırakmalarını istiyordu çünkü Shifu'nun bunu duyabildiğini biliyordu. Shifu tarafından duyulmak istiyordu. Basitçe ortaya koyacak olursak, Shifu'yu kandırmaya çalışıyordu. ''Bütün bu yaptığım şeyler yüzünden Shifu bana göz kulak olacak. Ben kitapları okuyorum, egzersizlerimi yapıyorum ve diğer insanlara xiulian uygulamalarını söylüyorum, dolayısıyla Shifu kesinlikle benim hastalığımı yok edecek.'' - gerçek niyeti bu idi. Görüyorsunuz, bu kişi yüzeyden bakıldığında ilaç almayı bırakmıştı, bu gibi sözler sarf ediyor ve benim uygulama için olan gereksinimlerim doğrultusunda davranıyordu. Fakat işin özünde, bir uygulayıcının standartına gerçek anlamda uymuyordu. Hala ''ben bunu yaptığım müddetçe Shifu elbette benim hastalığımı iyileştirecek'' şeklinde düşünüyordu. Hala bu şekilde düşünüyordu. Shifu'nun onun hastalığını iyileştirmesi arzusunu kökünden söküp atmış mıydı? Bu arzu hala zihninde gömülü değil miydi? Bu hala zihninde gizlenmiyor muydu? O durumda, beni olduğu kadar, diğerlerini de kandırmaya çalışmıyor muydu? Aslında o kişi sadece kendisini kandırıyordu. Bu durumda, o kişinin hastalığı nasıl olur da iyileşebilir?

Bununla birlikte, ciddi şekilde hasta olan insanlara sıklıkla şanslar veriyor ve bir şeyleri erteliyoruz. Hastanedeki ölüm günü çoktan geçmiş oluyor. Uzun bir zaman geçmiş oluyor. 6 ay geçmiş, 1 yıl ya da birkaç yıl geçmiş oluyor. Biz ise bu kişiye şans vermeye devam ediyor ve kendisinden o takıntıyı terk etmesini bekliyoruz. O ise tek kelimeyle, bunu terk etmiyor. Hiçbir şey söylemese de, zihni: ''Ben Falun Gong uyguladığım için hastalığım muhtemelen geçmiştir. Falun Gong uyguladığım için belki de iyileşecek.'' şeklinde düşünceler taşıyor. Kendisini hiçbir şekilde, hastalığı düşünmemesi gereken bir uygulayıcı gibi görmüyor. Sizler için olan gereksinimlerim hemen hemen hiç yoktur. Hiçbir şey kurallarla sınırlanmamıştır - bu sadece zihin meselesidir. Eğer ben sizin zihninize bile bakmasaydım, sizi hala kurtarabilir miydim? Aslında, bir kişi hangi xiulian yöntemini uyguluyor olursa olsun, zihni dönüşmek zorundadır. Aradaki tek fark, bizim uygulamamızın, doğrudan kişinin zihnini hedef almasıdır.

Öğrenci:Fa'yı çalıştıkça, Fa'nın gücünün bir o kadar sınırsız olduğunun farkına varıyorum. Herşeyin bu sınırsızlık tarafından kuşatıldığını ve bunun bir sonunun olmadığını fark ediyorum. Shifu, bunun sebebi nedir, söyler misiniz?

Shifu:"Her şey, sınırsızlığın içerisinde kuşatılıyor - bu da aynı zamanda bir testtir. Tamamlanma'nın yakın olduğunu hissettiğinizde, artık bu gibi bir hisse sahip olmayacaksınız. Taşıdığın bu his çok iyi. Ne şekilde hissedersen hisset, buna çok fazla odaklanma. Bazen kişi gelişim gösterirken, çok hızlı bir şekilde ilerleyebilir. Fakat Üç Diyarın içerisindeki vücudun parçasına ulaşılması üzerine, bir adım daha ileri atmak inanılmaz derecede zorlaşır. O kadar zordur ki, insan düşünce biçiminizden hiçbir şekilde ayrılmak istemezsiniz. Fark ettiğim durum budur.

Öğrenci:Shifu bize sıklıkla zamanın azaldığını söylüyorsunuz. Aynı zamanda da Dafa'nın insanlar arasında geniş çaplı ve uzun zaman yayılacağını da söylüyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi?

Shifu:Gerçekten de zamanın daraldığını söylüyorum. Ben sadece insanları kurtarmadığımı söylemiştim. Sizler Tamamlanmaya ulaştıktan sonra, sizlere söyleyemeyeceğim başka şeyleri de yapmak zorunda olacağım. İnsan dünyasında Fa'yı çok uzun bir zaman öğretemem. Eğer zamanın bastırdığını söylüyor isem sizler sadece uygulamanızı hızlandırmak zorundasınız. Cümlelerimi, günümüzde şeytani dinler tarafından söylenen felaket konuşmaları ile karıştırmayın ya da yanlış yorumlamayın. Xiulian için olan zaman hakikaten daralıyor. Bir felaket olmayacak fakat xiulian uygulamasının son bulacağı bir zaman sınırı olacak. Bütün gerçeklik bir kez ifşa edildiğinde, her şey son bulacak ve artık xiulian uygulamanıza izin verilmeyecek. Fakat insan ırkı devam edecek. Xiulian uygulaması sonsuza dek varolacak, fakat geleceğe ait bir form içerisinde olacak.

Öğrenci:Sıradan insan toplumu içerisinde yaşarken bir kişi işine ve ailesine karşı sorumluluk taşıyor ise ve birazcık bile ihmalkâr değilse, bu durum onun takıntılı olduğu anlamına mı gelir?

Shifu:Hatalı olduğunuzu söyleyemem fakat cümlelerinizdeki güçlü insan elementlerini de göz ardı edemem. Çünkü insan toplumu içerisinde bu gibi şeyleri iyi bir şekilde yapmaya çalıştığınızda, onları bir Buda'nın düşünme biçimi ile yapamazsınız. Olayları o şekilde yapmanız mümkün değildir. O nedenle, sizler hala insan düşünme biçimine sahipsiniz. Bu sadece belirli seviyelerdeki çeşitli durumların bir yansımasıdır.

Öğrenci:Amerikalı arkadaşlarım ingilizce Zhuan Falun'un anlaşılmasının zor olmasından yakınıyor. Lütfen bize Amerikalılar için Dafa'nın beklentisini anlatabilir misiniz ?

Shifu:Sizlere söyleyeyim ki, ingilizce versiyonun anlaşılması zor değildir. İngilizce versiyonun iyi bir şekilde çevrilmiş olduğunu söyleyeyim - ABD de yayınlanmış olanın anlaşılması özellikle kolay. Bu Dafa'nın içerisinde çok sayıda içsel anlam varolmaktadır. Bir şekilde basit bir zihin yapısına sahip olan Amerikalılar, onun anlaşılmasının zor olduğunu düşünüyorlar. Bazı şeyleri anlamak, zihinlerini kullanmaya alışmamış olan genç insanlar için gerçekten zordur. Burada oturan hanginiz, Zhuan Falun içerisindeki herşeyi kolaylıkla anladığınızı söyleyebilirsiniz? Hepiniz, onu ne kadar okursanız bir o kadar zorlaştığını hissediyorsunuz. Biliyorsunuz, keşiş Monk Tang, Batı cennetindeki kutsal yazıtları elde etmek için 11 yıl yürümüştü. Her türlü zorluktan ve tehlikeden geçti ve döndükten sonra da kendi başına tercüme etmesi gerekiyordu. Bugün ise Dafa buraya önünüze kadar getirildi, fakat onu hala zor buluyorsunuz. Eğer çevirinin iyi olduğunu düşünmüyorsanız, sizler de çevirisini yapabilirsiniz - daha iyisini yapabilirsiniz.

Çin'de kitabı İngilizceye çevirmesi için bazı öğrencileri organize ettik. Bu iş onların 2 senesini aldı. Durmadan kendi aralarında tartıştılar. Sürekli olarak kendi aralarında tartışıyorlardı çünkü İngilizce okuyacak olanlar için orijinal versiyondan herhangi bir sapma olmamasını istiyorlardı. Büyük zorlukların üstesinden geldiler. Siz onu hazır bir şekilde elde ettiniz fakat onun hala zor olduğunu düşünüyorsunuz. Eğer birşeyler gerçekten sorgulanabilecek düzeydeyse, o zaman Çin'de çevrilmiş olan ile mukayese edebilirsiniz. Boston'da yaşayan Rus bir uygulayıcı var. Dün konuşurken onu izledim. Herkes onun Çince öğrenme sürecini çok olağandışı buldu. Bunun gibi çok sayıda örnek vardır. Eğer kendinizi verirseniz, bence hepiniz onun gibi olabilirsiniz.

Amerikalılar için Dafa beklentisine gelince, sizlere söyleyeyim ki, her bir olayın, her bir yaşamın, ve evrende yapılan herşeyin geleceği, en başından sonuna kadar görülebilir. Sadece benim üstlenmiş olduğum bu işin geleceği hiç kimse tarafından görülemez. Ben bütün bunları ayarlamadan önce, herhangi bir gelecek yok idi. Geleceğin nasıl olacağına gelince, eğer günümüz insan toplumu bu şekilde devam ederse, insanların hepsi son derece kötü bir hale gelecek, aynen şeytanlar gibi olacaklar. Elbette insanlar kötü oldukları zaman, şiddet çatışmaları artar, doğal felaketler ve de insanların neden olduğu felaketler artış gösterir. İnsanlar birbirlerini öldürür ve birbirleriyle savaşırlar ve karma büyür. O zaman beklenti nedir ki? Bu gerçekten korkutucu bir şey. Xiulian anlamında konuşacak olursak, Dafa için olan beklenti, Amerikalıların Fa'yı ne denli iyi edineceğine bağlıdır.

Öğrenci:Bazı Amerikalılar, Dafa'nın bazı kısımlarının diğer qigong uygulamalarına karşı olduğunu düşünüyor. Bu durum sıklıkla problem yaratıyor.

Shifu:Sizlere söyleyeyim ki, çok yüce bir Fa öğretilmektedir. Sadece bu kitabın içerisinde bile, çok ama çok sayıda test vardır ve insanların zihinlerinin nasıl reaksiyon vereceğini hedeflemektedir. Dafa, nedensiz yere edinilemez. Örneğin günümüzdeki tarikatların ve sahte qigong uygulamalarının sayısı, günümüzde inanılmaz bir sayıya ulaşmış durumda ve bütün bunlar insanların yanlış yöne sapmasına neden oluyor. Xiulian uygulama yetisine sahip olan çok sayıda kişi, aynen dinler gibi, bunlara dahil oluyorlar ve bazıları da intihara teşebbüs ediyor - tam bir keşmekeş. Ben size sadece insanları kurtarmadığımı söylemiştim. Eğer bu gibi şeylere dikkat çekmeseydim, onların kötü şeyler olduğunu söylemeseydim, bir zarar görmeden uygulamanıza nasıl odaklanabilirdiniz ve önemli bir mesele olan ''ikinci bir uygulama yoktur'' konusunu nasıl anlatabilirdim? Dafa nedensiz yere öğrenilemez (edinilemez). Belki bazı kişiler bu gibi şeylere takıntılılardır ve dolayısıyla da engelleniyorlar ve Fa'yı edinmek istemiyorlardır. Eğer Fa'yı edinmek istemiyor ise, o zaman kişiyi kendi haline bırakın, çünkü eğer o takıntıyı terk etmiyor ise ve sadece tek bir yöntemi uygulamıyor ise, Tamamlanmaya ulaşamayacak ve Dafa'ya zarar verecektir. Fa'yı elde etmesini engelleyen şey, o kişinin kendi kişisel duygularıdır. Dafa kutsaldır. Herkes Fa'yı elde edemez. Bizler Fa'yı geniş çapta yayabiliriz ve bütün o önceden belirlenmiş ilişkisi olan kişileri ya da Fa'yı edinebilecek kişilerin Fa'yı elde etmelerini sağlayabiliriz. Fakat Fa'yı hiçbir şekilde elde edemeyecek olan insanlar vardır. Artık görmelerine izin verilmemektedir, o yüzden muhtemelen engellenmektedirler. Eğer kişi engellenmez ise, o kişi Fa'yı edinmek için gereken karmik ilişkiye muhtemelen hala sahiptir.

Öğrenci:Shifu'nun resmi olarak yayımlanan fotoğraflarında birbirinden farklı el işaretleri var. Onların anlamlarını bize söyler misiniz?

Shifu:Konferansta asılmış olan bu fotoğrafın dışında, el işaretleri olan hiçbir fotoğraf yayımlanmamıştır. El işaretleri oldukça karmaşıktır. Onlar aynen bugün size öğrettiğim Fa'nın bütün bu cümleleri gibidir. Hareket halindeki el işaretleri bir lisandır. Onların gösterilen bir serisi, Fa'nın bir parçasının öğretilmesidir. Eğer size kelimelerle öğretebileceğim bir şey olsaydı, size bugün el işaretleri yapmazdım. Çünkü, o gibi bir içerik konuşulamaz. Size bugün söylemiş olduğum şeylerin yüce (alametli) olduğunu düşünüyorsunuz; öyle olduğunu düşünüyorsunuz. El işaretlerinin ne denli daha yüce olduğunu tahmin bile edemezsiniz -onlar, hakikati gösterirler. Eğer onları anlarsanız, bu iyidir, eğer anlamazsanız, yine de sorun yoktur.

Öğrenci:Bence bizim Batı toplumuna gelerek Fa'yı yayabilmemiz ayarlandı ve uygun zaman gelince doğuya geri döneceğiz. Bu doğru mu?

Shifu:Eğer bana neden batıya göç ettiğinizi soruyorsanız, size bunu söyleyemem. Günümüzde canınız nereye isterse oraya gidebiliyorsunuz. Eğer Tamamlanmaya ulaştığınızda doğuya gideceğinizi söylüyorsanız, eğer Tamamlanmaya ulaşırsanız, dünyada ne yapacaksınız ki?

Öğrenci:Nakledilmiş böbreği iflas ettikten sonra alınan bir kişi var. Kendisi Falun Gong'u öğrenmek için bir fırsata sahip oldu ve bu yaşam süresinde Tamamlanma'ya ulaşabilmek umuduyla, günlük yaşamında xinxing'ini geliştirmek için gayretli. Bu kişinin bir şansı var mı?

Shifu:Birçoğunuzun, operasyonlar ve vücudunuzun belli bölgeleri olmadan da xiulian uygulayabilip uygulayamayacağınız hakkında sorular sorduğunu söyleyebilirim. Doğruyu söylemek gerekirse, bir operasyon bu insani boyutta yapılmaktadır ve başka boyutlardaki bedenlerin herhangi bir bölümüne dokunamaz. Bu yüzden alınan neyse sadece bu yüzeysel boyutta olan bir şeydir. Esas beden(ler) dokunulamaz. Diğer bir deyişle, oradaki beden(ler) tamdır. Ama xiulian uygulamak için burada olan bu bedene bağlı olmaktasınız. Eğer xiulian uygulama kriterini gerçekten karşılayabilirseniz, sizin için her mucize yapılabilir. Eğer o kriteri karşılayamazsanız, size hiçbir şey verilemez. Bu yüzden xiulian uygulaması ciddi bir konudur.

Öğrenci:Eğer birisi bir şeye aydınlanmış ama ona göre hareket etmemişse, o kişi hala bu konuda aydınlanmamış olarak mı sayılır?

Shifu:Eğer birisi bir şeye aydınlanmış ama iyi hareket etmemişse, o kişi "tamamen bilerek yanlış yapmaktadır." O kişi aydınlanmamış demek değildir. Aslında, şakalaşıyorum. Şunu söyleyebilirim ki birçoğunuz prensipleri mükemmel bir şekilde biliyor, ama bir testle yüz yüze geldiğiniz zaman hala bu takıntıyı bırakmıyorsunuz -öyle değil mi? Bu doğru mu? (Herkes "Evet!" diye yanıtlıyor.) Bunun sebebi nedir? Bazı insanlar, kendi değerlerini muhafaza etmek için hareket etmiştir; bazıları ise duygularından vazgeçememiştir, değil mi? Bu yüzden bilerek hatalar yaptılar. Şimdi bir uygulayıcısınız, bundan dolayı bilerek her zaman yanlış olanı yapamazsınız. Er ya da geç testi geçmelisiniz.

Öğrenci:Durgun su Zhen-Shan-Ren içerebilir mi?

Shifu:Kozmos, esas doğası olan Zhen-Shan-Ren tarafından oluşturulmuştur. Onun kavramsallaştırılması ile ilgilenmeyin. Belli bir konseptte bu şekilde ve başka bir konseptte diğer bir şekildedir. Ne ilgi alanları ne de bilginin peşinden koşmayın, xiulian uygulamasında sizi bunlar motive etmemelidir. Bu işe yaramaz. Uygulama yapmaya konsantre olmalısınız.

Öğrenci:Eğer birisi Arhat'ı aşan bir seviyede xiulian uygulamak istiyorsa, bütün canlı varlıklara kurtuluş sunma arzusuna sahip olmalı mıdır? Eğer böyle bir arzusu yoksa kişinin sadece daha düşük bir seviyeye ulaşacağı doğru mu?

Shifu:Ben düşünme biçiminizi buna doğru yönlendirmedim. Böyle şeyleri söylemedim. Hangi dinden bunu duydun? Ne dilek tutması? Bunun tamamen insan duygusu olduğunu size söyleyeyim. Madem ki bundan söz ettin, Budizm'e inananların neden bunu söylediği hakkında konuşacağım. Bugünün Budizm'inin dilek tutma konusunda laf etmesi insan yapımı değil midir? Bunlar, kasıtlı eylem ve kovalama takıntıları değil midir? Budizm'de tüm canlı varlıklara kurtuluş sunmak için dilek tutmak hakkında konuşuyorlar. Tüm canlı varlıklara kurtuluş sunmak için dilek tutarlarsa, Buda yapılacaklarını düşünüyorlar. Bu bir şaka değil mi? Kişi sadece o seviyeye ulaşmak için gerçekten xiulian uygulayarak, birçok sıkıntıya dayanarak ve o yüce alemi kazanarak bir Buda haline gelebilir. Budizm'e inananlar şimdi bütün canlı varlıklara kurtuluş sunmak istiyor. Yüksek bir seviyeye doğru uygulama yapmadan, tüm canlı varlıklara nasıl kurtuluş sunabilirler? Aslında, Budizm'e inananların çoğu, o ifadeye, birçok duygu takıntılarını ve gösteriş yapma niyetini dahil ediyorlar. Benim sözlerim, bir kişinin kalbine anında işleyebilir. İnsanlar "bütün canlı varlıklara kurtuluş sunmanın" bir Buda'nın seviyesindeki anlamını nasıl olur da anlayabilirler? İnsanlar bu günlerde tüm canlı varlıklara kurtuluş sunmak hakkında konuştukları zaman, aslında gösteriş zihniyetlerinden ve hayal dolu düşüncelerinden kaynaklanan karmaşık bir takıntıyı ortaya sermiyorlar mıdır? İnsanlara ve duygulara olan takıntılar buna sebep olmaktadır - ve gelecekteki bir gösteriş zihniyeti. Dharma-Bitiş dönemindeki bir Budist, o kadar asil ve kutsal bir alemde olabilir mi? Bu mümkün değildir.

Buna ek olarak, tüm canlı varlıklara kurtuluş sunmak, sıradan bir şekilde konuşulamaz ya da yapılamaz. İnsanlar, Sakyamuni'nin dünyaya inmeden önce pek çok Buda, Tao ve Tanrılardan, ve hatta daha yüksek seviyelerdeki diğer birçok Buda'lardan, Tao'lardan ve Tanrılardan izin almak zorunda olduğunu nereden bilebilirler ki? Özel bir görev için olmasaydı kim inmeye cesaret edebilirdi? Aşağı inmek, tıpkı düşmek gibidir. Bir kişinin geri dönebilmesi için uygulama yapması gerekir, bu yüzden kim inmeye cesaret eder? Ayrıca, kişinin Üç Diyar'a gelişigüzel bir biçimde girmesi yasaktır. Kişi insanlar tarafından kirletilmeyeceğini düşünebilir. Eğer birisi bir gübre çukuruna atlarsa nasıl olur da kirlenemez? Kesinlikle kirlenir, doğru değil mi? Bu yüzden bu, gelişigüzel bir şekilde yapılamaz. Aslen bunlar dindeki çok kutsal ifadeler idi; tanrılar tarafından söylenen ve xiulian uygulamasında kullanılan, Buda Okulu'nun sözleriydi. Şimdiyse, sıradan insanlar onları üstün körü şekilde dikkatsizce konuşuyorlar. Sıradan insanlar, onları sanki tamamen değersizlermiş gibi kullanıyorlar; ve onların kutsal çağrışımı, çoktan kaybettirildi.

Dahası, bir Arhat'ın tüm canlı varlıklara kurtuluş sunma niyeti yoktur. Neden? Bunun nedeni bir Arhat'ın kendi kendine aydınlanmış bir varlık olmasıdır -bu, bir Arhat'tır. Kendi kendine aydınlanmış bir varlık nedir? Kendi kendine aydınlanmış bir varlık, sadece kendi başına xiulian uygulamış ve Üç Diyarın ötesinde Tamamlanmaya ulaşmıştır. Başarılı ve serbest olarak kabul edilir; o yüzden başkalarını kurtarma arzusu ya da amacı hiçbir şekilde yoktur. Bir Bodhisattva, bir Buda'nın yaşamları kurtarma çabasında sadece ona yardımcı olur. Bir Bodhisattva'nın insanları kendi cennetine kurtardığı söylenir, ama onun bir cenneti yoktur -o Buda'nın cenneti içerisindedir. İnsanları serbestçe kurtarıp kurtaramayacağı, Buda'nın onlara sahip olma isteğine bağlıdır. Bu doğru değil mi? Aradaki bağlantı şu ki, eğer Buda insanları kurtarmak isterse, o [Bodhisattva] belirli konuları yürütmeye yardımcı olacaktır.

Öğrenci:Takıntılarımı gidermem için sadece elimden geleni yapmamın gerektiği, ancak onların atılıp atılmayacağının tamamen Shifu'nun yaptığı bir şey olduğu doğru mudur?

Shifu:O zaman uygulama yapan kişi ben olmaz mıyım? Süreç bu şekildedir, ancak bu tarzda anlaşılamaz.

Aslında sorunu tanımlayabildiğinizi bulduğunuz ve de sahip olmamanız gereken takıntıları gerçekten fark ettiğiniz anda kriteri karşılamaktasınız. Shifu sizin için yüzeyden bu maddeleri doğal olarak ortadan kaldıracaktır. Bu, kendi uygulamanızdan kaynaklandığı için gerçekten Shifu'nun yaptığı bir iş olarak sayılamaz.

Öğrenci:Büyük merhamet ve wuwei [eylemsizlik] arasındaki ilişkiyi nasıl ele almamız gerekir?

Shifu:Bir Arhat veya Bodhisattva'nın aleminde, insan duyguları büyük merhamet ile yer değiştirmiştir. İnsanlar, sevgi ve duygu için yaşar. Yani insanlar duygunun içine batmıştır ve kopmak, onlar için çok zordur. Bir kişi kendisini duygudan kurtarmadan xiulian uygulayamaz ve ilerleyemez. Wuwei'e gelince, bu, xiulian uygulamasında gereklidir. Bu durum aynı zamanda kozmosta oldukça yüksek bir aleme ulaşmış birisi için de mevcuttur: O her şeyi bilir ama oyuncaklarla oynamaktan daha kolaymış gibi her şeyi yapma yeteneğine sahip olsa da, hiç bir şey yapmak istemez. Bir üniversite öğrencisi olduğunuzu ve de son derece akıllı olduğunuzu varsayalım. Birkaç çok basit ahşap bloklar buraya konulmuş olsa ve eğer ileri geri hareket ettirmeniz ya da onlarla oynamanız istense, bunu yapmak ister miydiniz? İstemezdiniz. Her şey bir bakışta anlaşılır olurdu. Onlar sadece birkaç ahşap blok, niye onlarla oynansın ki? Bir hamle dahi yapmak istemezdiniz. Wuwei daha fazla karma üretmenizi engellemek için xiulian uygulamasında vurgulanmaktadır. Eğer kendinizi duygulardan özgür kılar ve wuwei standardını elde ederseniz, büyük merhamet alemindesiniz demektir.

Öğrenci:Ben kapsamlı bir yayının yarı zamanlı editörüyüm. Fa'yı yaymak amacıyla, Zhuan Falun ve diğer eserlerinizi yayınlamak niyetindeyiz. Alan sınırlı olduğundan ancak, sadece isteğe göre belirli bölümleri ve kısımları seçebiliyoruz.

Shifu:Bu iyi bir fikir değil. Bir kere, derginiz geniş bir yelpazeyi kapsadığından, Fa'yi orada yerleştirmek uygun olmaz. Ayrıca, bu yolla seçim yapmak aslında içerik dışı alıntı yapmaktır. Aynı zamanda anlaşılması da zor olacak ve muhtemelen o sözde "edebiyatçılar" tarafından insani bir şeymiş gibi kopyalanacaktır. Bu yüzden böyle şeyleri yapmamaya ve de içerik dışı alıntı yapmamaya mutlaka emin olun.

Öğrenci:Shifu, eski bir öğrencinin egzersizleri yapmak için egzersiz alanlarına gitmemesinin normal olduğunu söylediniz. Öyle bir ortamda uygulama yapmalarından onları vazgeçirmek Shifu için iyi bir fikir midir?

Shifu:Bu, sandığın kadar basit değil. Sizi kurtarırken, sizin bu durumlarınızı bile dikkate almam gerektiğini biliyor musunuz? Farklı bir seviyede ve durumda olan birisine gitmesini istediğinizde, onun huzursuz hissettiğini bilmiyorsunuz. Söylediğiniz ve yaptığınız neyse, onun için aşırı derecede rahatsız edicidir. Böyle durumlar mevcuttur. Birisi bu durumda değilse ve sadece dışarı çıkmak istemiyorsa, onun yaklaşımını düzeltmeye ihtiyacı olduğunu söyleyebilirim. Eğer egzersizleri yapmak için dışarı çıkarsanız bu sizin için yararlı olacaktır. Eğer iş nedeniyle gerçekten vaktiniz yoksa, bu da anlaşılır, ve o zaman size kalmıştır.

Kuşkusuz, Çin'de hem sabah hem de akşam çıkıp egzersizleri yapma örnekleri var. Günde iki defa, sabah saat dörtte ve akşam yemeğinden sonra saat altıda egzersizleri topluca yapmak için çıkıyorlar. Bu şekilde egzersizleri yapmanın çok iyi olduğunu anladılar. Buna rağmen diğer ülkelerin birçok alanındaki insanlar, çeşitli bahaneler kullanarak, egzersizleri böyle yapmıyorlar. Size söyleyeyim, eğer bu uygulama sisteminde size öğrettiğim gibi yaparsanız, hiçbir şekilde zararlı olmayacağı, sadece yararlı olacağı garantidir. Çok meşgul olduğunuzu ve zamanınızın olmadığını iddia ediyorsunuz. Aslında, yeterince dinlenmeyeceğinizden korkuyorsunuz. En iyi dinlenme şeklinin xiulian olduğu gerçeğini hiç düşündünüz mü? Uyku yoluyla elde edilemeyen bir dinlenme türünü elde edebilirsiniz. Kimse şöyle söylemeyecektir: "Egzersizler beni öyle yoruyor ki bugün hiçbir şey yapamam." Kişi sadece şunu söyleyecektir: "Egzersizler tüm vücudumu dinlendirip rahatlatıyor. Uykusuz bir geceden sonra uykulu hissetmiyorum. Enerji dolu hissediyorum. Günlük işten sonra beni rahatsız ettiği hiç gözükmüyor. "Bu durum böyle değil midir? Bundan dolayı egzersizleri yapmak için gelmeyen birisi, hiç zamanının olmadığını söylüyor ya da başka bahaneler kullanıyorsa, bunun tamamen derin bir Fa anlayışına sahip olmadığından ve de emek vererek çaba sarf etme iradesinden yoksun olduğundan dolayı olduğunu söyleyebilirim. Şüphesiz, eski bir öğrenci bu durumda olduğu zaman, kesinlikle farklı bir durum vardır. Ama birisi henüz o hale erişmediyse ve hala gelmemek için bu bahaneyi kullanıyorsa, bu doğru değildir. Xiulian uygulamak kendini geliştirmek ile ilgilidir. Başkalarını kandırmak, aslında kendini kandırmaktır.

Öğrenci:Uçaklar uzun sure önce yüksek seviyeli boyutlarda var idiler. Yüksek seviyeli boyutlardaki insanlar uçabiliyorlar, doğru değil mi? Peki neden hala uçakları kullanmaları gerekiyordu?

Shifu:Ben farklı boyutlarda tüm canlıların, cennetlerin her yerindeki Buda'lar ve Tanrılar gibi olmadıklarını sizlere anlatmıştım - canlılar büyük farklılıklar gösterirler. İnsanlarınki gibi olan yerler de vardır, ancak birkaç tane. Hatta uzaylı varlıklarınki gibi olan yerler özellikle daha çoktur. Onların uçmaları ve uçan cihazları kullanmaları gerekir. Ben tüm bunları size anlatamam, düşünme biçiminizi o gibi noktalara yönlendirip merakınızı teşvik edemem. Varlıklar son derece karmaşıktır. Her türlü dünya vardır ve evrende büyük bir çeşitlilik vardır. Şu anda yeryüzünde biz sadece insanların beyaz, sarı ve siyah ırklarına sahibiz; orada, yeşil ve mavi olanları ve hatta rengarenk olanları vardır. Hayal ettiğiniz hiçbir şeye benzemez, her türden olanları vardır. Başka bir deyişle, bu konular hakkında insani düşünce tarzı ile düşünmeyi durdurmanız gerekiyor.

Öğrenci:Falun Gong gevşek bir biçimde idare ediliyor. Somut bir organizasyon yapısından nasıl farklıdır?

Shifu:Gevşek idare ediliyor ve organizasyon yapısı şekli yoktur. Eğer gelmek isterseniz gelebilir; gelmek istemezseniz gidebilirsiniz. Bizim bir üyelik listemiz yok. Görünüşte, kimse sizin kim olduğunuzu bilmiyor. Bu doğru değil mi? Herkes kendi isteğiyle öğreniyor. Örneğin, insanlar Shifu'nun nereye gittiği hakkında sorular sordu ve sonra da Fa konferansını dinlemek için geldi, doğru değil mi? Herkes Fa konferansını dinlemek için ABD'ye gelsin diye mobilize olma emirleri de vermedim. Böyle bir şey yoktu. Bir kişinin xiulian uygulayıp uygulamaması tamamen isteğe bağlıdır. Bir kere sıradan insanlarınki gibi olan o yönetim biçimi kabul edildiğinde, herhangi bir insan niyeti ortaya çıkabilir ve de takıntılar kişinin xiulian uygulamasını engelleyecektir, bundan dolayı Fa için sorun yaratır.

Öğrenci:"Buda-Doğasında en ufak bir eksiklik bile yoktur"taki, "eksiklik yoktur" ifadesi ne anlama geliyor?

Shifu:"Eksiklik yoktur" Budizm'deki bir terimdi; yani, Budizm'deki uygulama diliydi. Şunu düşünün, insanlar duygularından kaynaklanan, her türlü hislere, arzulara ve çeşitli takıntılara sahiptir. Kıskançlık, gösteriş niyeti, nefret vb. gibi çok sayıdadırlar. Bu takıntıların her biri yok edilmek zorundadır. Bunlardan herhangi birisi ortadan kaldırılmazsa hala eksiklik olarak kabul edilir. Eğer bir eksiklik varsa kişi Tamamlanmaya ulaşamaz. Hiçbir eksiklik ve takıntı kalmayana dek kişinin xiulian uygulaması gerekmektedir. Artık gerçekten hiçbir şey atlanmadığında kişinin Tamamlanmaya ulaşması mümkün olacaktır.

Öğrenci:Yeni bir evren son derece yüksek seviyelerdeki Aydınlanmış Varlıklar tarafından yeniden yaratıldığı zaman, her seferinde Zhen-Shan-Ren doğası değişir mi?

Shifu:Artık bu tür soruları sormamanız gerekir. Hatta bunları düşünmemelisiniz. Temel doğa olan Zhen-Shan-Ren sonsuza dek değişmeden kalır. Fa değiştirilemez, böylece onun içindeki varlıkların ve maddelerin değişimi ölçülebilir.

Öğrenci:Uygulayıcıların konsantre olan bir zihne erişmelerine yardım etmekten başka, Falun Gong müziğinin herhangi bir diğer özelliği var mı...?

Shifu:En büyük rolü, insanların en kısa sürede konsantrasyona girmelerine yardımcı olmaktır. Bunun nedeni, insanlar, bu müziği dinlediklerinde başkalarıyla rekabet, karmakarışık durumlar, işlerinin nasıl gittiği ya da ne kadar para yaptıkları gibi sıradan işleri düşünmüyor. Bu yaklaşım benimsenmiştir. Müzik, bir düşünceyi binlerce düşüncenin yerine geçirmek için kullanılır. Dafa içeriği de müziğe eklenmiştir. Yani ne kadar çok dinlerseniz, size o kadar çok hoş gelir ve siz de o kadar daha rahat hale gelirsiniz.

Öğrenci:Dinginlik egzersizlerini yaparken Shifu'nun Fa konferanslarını dinleyebilir miyiz?

Shifu:Benim Fa konferanslarımı dinlerken nasıl dinginliğe girebilirsiniz? Fa'yı dinlerken beyin hücreleriniz çok aktiftir, öyle değil mi? Yani dinginliğe girmeniz mümkün olmaz. Fa konferanslarını dinlemek, sadece Fa konferanslarını dinlemektir.

Öğrenci:Shifu, dün her yeni gelen uygulayıcı ile bir pay daha fazla zorluğa katlandığınızdan söz ettiniz. Ben bunu duyduğuma üzüldüm çünkü xiulian uygulama yolunda birçok insana öncülük ettim.

Shifu:Bu konuyu düşüneceğinizi biliyordum. Şöyle söyleyeyim: Bu şekilde düşünmeyin çünkü ben kendi yöntemlerime sahibim -sadece uygulamanıza konsantre olun. Eğer Fa'yı öğrenmeleri için birçok insana rehberlik ederseniz, katkınızın ve erdeminizin sınırsız olduğu söylenebilir ve siz de gerçekte Shifu'nuza Fa'yı yayması için yardımcı olmaktasınız. Zihniniz bu konuda düşünmek amacıyla oldukça aktif. Demek istediğim, her eklenilen uygulayıcı ile, benim bir kişi ile daha ilgilenmem gerekmektedir. Benim kaygılarım hayal ettiğiniz gibi değildir. Benim bunları yapan sayısız Fa Bedenlerim vardır.

Öğrenci:Meditasyonda oturduğum sırada ve rüyalarımda gökyüzünde uçtuğumu görüyorum, ama Buda Okulu'ndaki sarı giyinmiş şahısları hiç görmedim. Gerçekten bir şey görüp görmediğimi merak ediyorum.

Shifu:Aslında, bir şeyleri gördün. Buda Okulunda olan kişilerin olmamasının sebebi, gittiğin yerin farklı olmasıdır. Böyle şeyleri görürseniz, kendi haline bırakın gitsin diye düşünüyorum. Buna çok fazla dikkat etmeyin ve aklınızı uygulamaya verin. Mutlaka böyle yapın.

Öğrenci:Yukarıdaki Tanrılar artık modern insanlara insan gözüyle bakmıyorlar. Fakat Shifu, dün; bugün hiç kimsenin burada insanoğlu olarak kalmak için bulunmadığını söylediniz.

Shifu:Bugünün insanları gerçekten yozlaşmıştır. Tanrılar artık onlarla ilgilenmiyorlar. Tanrılar insanoğlunun ahlaki olarak aşırı derecede bozulduğunu gördüklerinden dolayı ve artık daha fazla insanoğlunu insan olarak görmediklerinden dolayı, hiçbir din, artık Tanrılar tarafından gözetilmiyor. Aslında nereden geldiğiniz ve kurtarılıp kurtarılamayacağınız, iki ayrı meseledir. Fakat hiçbir varlık tarafından bilinmesini istemediğim şeyler var. Bunun yanısıra, benim bir şeyleri yapış şeklimin onlarınkiyle aynı olduğunu da söylemedim. Benim yapıyor olduğum şeylerin çok daha geniş bir anlamı vardır. İnsan toplumu gelişmeye devam edecek. Uygulamasında başarılı olup Tamamlanmaya ulaşanlar, farklı seviyelerdeki göksel cennetlere gidecekler Tamamlanmaya ulaşamayan fakat orijinal insanoğlunun kriterlerini karşılayabilenler de, bir sonraki medeniyetin insanları haline gelecekler.

Öğrenci:Shifu, "Onaylama" makalesinde "Dafa'nın doğru ve gerçek bir bilim olduğunu..." ispatlamamız gerektiğini yazmıştınız. Onu nasıl ispatlayabiliriz?

Shifu:Sizler eğitimli insanlarsınız. Anlamayan insanlarla veya o konuda iyi olmayan insanlarla karşılaştığınızda; deneyimlerinizi, bilginizi veya çalışmalarınızın somut sonuçlarını paylaşarak onu ispatlayabilirsiniz ve bunun gibi şeyler.

Öğrenci:Ben Polonyalıyım. Ne zaman Polonyaca materyaller görebileceğiz ve ben nasıl yardım edebilirim?

Shifu:Polonya'da bazı Çinli insanlar var. Bazıları çalışıyor ve egzersizleri yapıyorlar, fakat Polonyaca çeviri yapılmadı. Sadece bizim uygulayıcılarımız çeviri yapabileceği için böyle bir fırsatın ortaya çıkıp çıkmayacağını görelim bakalım. Başkaları için Dafa kitaplarını çevirmek zordur. Tıpkı sizin gibi, Zhuan Falun'u Polonyaca görmeyi ben de sabırsızlıkla bekliyorum. Tabii ki, eğer çevirebilirseniz, iyi olacaktır.

Öğrenci:Zhuan Falun'un Dafa'sını, diğerlerine gereğine uygun bir şekilde tanıtmak kolay değil. Bazen, nispeten derin şeyler farkında olmadan konuşuluyor, - niyet edilenin aksine-bu da, insanlar için onu inanılmaz yapıyor.

Shifu:Bu doğru. Herkes bu noktayı dikkate almalıdır. Henüz Fa'yı öğrenmemiş kişilere, onu kendi anlayışınız perspektifinizden anlatmayın - bu, onların gözünü korkutacaktır. Farkında olmadan söylediğiniz şeyler zaten oldukça derindir, çünkü sizin seviyenizi yansıtmaktadır. Buna ek olarak, konuşmadığınız fakat sözlerinizde ima ettiğiniz çok daha fazla derin şeyler de vardır. Bu gibi şeyler, o kişinin yüzeydeki zihni tarafından algılanamaz, fakat zihninin derinlikleri tarafından algılanır. O kişi buna katlanamaz. Bu nedenle, Zhuan Falun'u diğerlerine tanıtırken, onun prensiplerinden en düşük ve en yüzey seviyede bahsetmeliyiz, örneğin nasıl iyi bir insan olunur veya bir kişi seviyesini nasıl yükseltebilir gibi. Bunun gibi basit prensiplerden bahsedin. Bu tıpkı bir insanın okula gitmesini isteyip; o henüz ilkokula bile gitmemişken, onunla üniversite seviyesindeki konular hakkında konuşmanız gibidir. O kişi şöyle diyecektir, "Ben bunu öğrenmek istemiyorum-Onu anlamıyorum." Bu size mantıklı geliyor mu?

Öğrenci:Eğer bir kişi bacağını ve elini kaybetmişse, çift bacak lotus oturamaz veya egzersizleri yapamaz. O kişi nasıl uygulama yapabilir?

Shifu:Dafa uygulamasının ciddi bir mesele olduğunu söylemiştim. Ben Fa'yı insanların uygulama yapabilmesi için öğretiyorum. Bu demek oluyor ki, o kişi uygulama yapabilir. Önemli olan, onun kalbidir. Bir eliniz veya bacağınız olmadığında, uygulama yapabilecek bir kalbe sahipsiniz. Eğer tek bir bacak veya sadece tek bir elle bile yaparsanız, mucizelerin gerçekleşeceğini düşünüyorum. Belirleyici faktör, kişinin kalbidir.

Öğrenci:Dinginlik durumunda meditasyon yaparken, eğer daha fazla bedenimin farkındalığını hissetmiyor, sadece ışığın ve sesin varlığını hissediyorsam, uygulamama nasıl devam etmeliyim?

Shifu:Ben size kişi dinginlik halindeyken ne olduğunu veya kişinin nasıl bir duruma girdiğini anlatmadım-Bu gibi şeyler hakkında konuşmadım. Biz, temel konu olan, kişinin kalbini ve zihnini geliştirmesi üzerinde duruyoruz. Herhangi bir duruma karşı olan takıntı, sizin çok yüksek seviyelere ulaşmanızda engel yaratacak ve sizi büyük ölçüde sınırlayacaktır. Wuwei (eylemsizlik) en yüce yoldur. Tüm gördüğünüz ve duyduğunuz şeylerin hepsi normal oluşumlardır. Onlarla ilgilenmeyin ve onlara takıntılı olmayın.

Öğrenci:Ana ruh bedeni terk ettiğinde, zihinsel niyetim olmamalı mı ve onun uçmasına izin mi vermeliyim? Daha yükseğe uçmak ve daha güzel bir pozisyonda uçmak gibi bir arzuya sahip olmalı mıyım? Veya, pozisyonu değiştirebilir miyim, örneğin uzanır halden oturmaya geçmek, veya yüzükoyun olmak gibi...?

Shifu:Eğer uçabiliyorsanız, öyleyse uçun. Nasıl uçtuğunuzun bir önemi yok, ister uzanarak olsun veya oturarak. Fakat ona bir eğlenceymiş gibi bakmayın. Bazı insanlar onlara bazı şeyleri göstermemi istemişlerdi. Size gösterdiğim şeylere bir insan düşünce yapısıyla bakacak ve sadece eğlenecektiniz. Buda Fa'nın kutsal güçlerinin muazzam değerinin gerçek anlamda ne olduğunu göremeyecektiniz; bu nedenle o, bu şekilde kullanılamaz. Eğer öyle bir şey yapabiliyorsanız bile, onu bir eğlence aracı gibi görmemelisiniz.

Öğrenci:Benim ana ruhum bedenimi terk ettiğinde, yükseğe ve uzağa uçabiliyordu. Son zamanlarda aniden yükseğe uçamamasının sebebi nedir?

Shifu:Belki de, bir takıntı geliştirdiğin içindir. Xiulian uygulamasında, sürekli böyle olmanıza izin verilmez. Eğer bu çok sık olursa iyi değildir ve uygulamanızı etkiler. Uygulamanızda seviyenizi yükseltmeniz öncelikli ve en önemli şeydir.

Öğrenci:Falun Dafa'nıza tüm kalbimle hayranlık duyuyorum, fakat her gün resminizin önünde meyveleri adak olarak adamamız gerektiği söylendi.

Shifu:Aslında, bir tanrı insan dünyasında insanları kurtardığında, o da yiyecek yer, fakat insanların tükettiği gibi yiyecekleri değil. Peki, ne yer? Biliyorsunuz, her objenin, diğer başka bedenleri olduğunu da söylemiştim. O, sizin yiyeceklerinizin diğer bedenlerini yer. Siz uygulayıcılarsınız ve ben de sizin Shifu'nuzum, bu nedenle tabii ki görgü kurallarının detayına inmeyeceğim. Yiyeceğiniz servis edildiğinde ve yediğinizde, ben onu zaten o diğer taraftan alıp götürmüş oluyorum. Ben size hiçbir konuda formaliteye bağlı kalmanızı söylemedim. Fakat eğer öyle birşey yapmak gibi bir isteğiniz varsa ve gerçekten öyle yapmak istiyorsanız, buna itiraz etmeyeceğim, çünkü o sizin isteğiniz. Önümde saygıyla eğilen bazılarınızla ilgili olarak, sanırım eğer önümde inancınızla eğilmez fakat kendinizi iyi bir şekilde geliştirirseniz, ben sizi görmekten memnun olurum. Eğer her gün önümde eğilir, fakat uygulamanızı iyi bir şekilde yapmazsanız, sizi gördüğümde üzgün olacağım. Bu size mantıklı geliyor mu? Bu sadece bir formalitedir, fakat aynı zamanda kişinin kalbini de gösterir.

Öğrenci:Belirli bir konu hakkında kafam karışık olduğunda, onun üzerinde çok kafa yoruyorum ve o zaman hayalimden bir cevap ortaya çıkıyor, bazen zihnimde resimlerle beliriyorlar. Bu iyi bir şey midir yoksa kötü mü?

Shifu:Bu genellikle sıradan bir insan olduğunuzda başınıza gelir. Bu sıklıkla kişinin sıradan insan problemleri hakkında çok düşündüğünde meydana gelen bir durumdur. Eğer hala uygulamanızda ve Fa çalışmanızda böyle yapıyorsanız; en azından, sizin Fa [çalışmaya] çok takıntılı olduğunuzu söylerdim. İşyerinizdeki veya hayatınızdaki problemler hakkında düşündüğünüzde, o iştir, fakat aynı zamanda bunu uygulamanızdan ayırmanız gereklidir. Uygulama yaparken onu terk etmeli ve hiçbir şey hakkında düşünmemelisiniz. Çalışıyor olduğunuz zaman kendinizi işe vermeniz uygundur. Resimlerin görünmesi ve cevaplar süper normal yeteneğin bir göstergesidir.

Öğrenci:Eğer kişinin zihni düşüncelerden her zaman muafsa, bunun Zen Budizm'inden farkı nedir?

Shifu:Temel bir fark vardır. Zihniniz ne kadar boş olursa olsun, bilincinizin ayrılmasına izin verilmez. Biz, bu türde bir boşluktan bahsediyoruz; Zen Budizm'indeki "boşluk" ise, geride hiçbir şeyin kalmaması ve kişinin hiçbir şeyin farkında olmamasıdır. Onlar kendilerini geliştirmiyorlar; onlar uygulama yapmıyorlar, sadece hareketsiz bir şekilde duruyorlar. Bu nedenle, onlar bir başkasını geliştirirler - Yardımcı Ruhlarını (fuyuanshen).

Öğrenci:Shifu, dün "bugün dünyadaki hiç kimse insanoğlu olmamalı" hakkında söylediklerinizi çok anlayamadım.

Shifu:Buna insanoğlunun bu en yüzey kabuğundan başlayalım. Bugünlerde, insanlık (tabii ki, siz uygulama yaptığınız için buna dahil değilsiniz) her çeşit ahlaksızlığı yapabilecek kapasitede; fakat, onların hepsi, çok derin nedenlerle buraya geldiler. İlişki budur. Bu sırada, gerçek insanoğlunun, daha önce burada bulunmuş insanların, başka boyutta olduğunu tespit ettim, yani alt dünyada. Savaşlarda öldükçe, reenkarne olmak yerine, kademe kademe oraya gittiler. Onlar, derin nedenlerle buraya gelen varlıklarla tamamen yer değiştirildiler. Bununla birlikte, gelenler de tıpkı insanlar gibi bir aldatmacanın içinde olmalıydılar ve istisnasız bir şekilde, insan toplumuyla birlikte onlar da bozulmuş bir hale geldiler. Dolayısıyla, ilişki budur. Sadece aşağıya inmek konusunda göksel bir cesarete sahip olanlar, bu muazzam ve derin Fa'yı duyabilirler. Yine de, herkes Fa'yı edinmek için buraya gelmedi: Aynı zamanda Fa'ya zarar vermek için gelen bazıları da var. Hiçbiri insanoğlu olmak için gelmedi dememin sebebi, budur. Ve yine, herkes buraya uygulama yapmak için de gelmedi. Özellikle Fa'ya zarar vermek için gelen bazıları da vardır-onlar cehenneme gönderilecektir. Ve yine, artık daha fazla iyi olmayan ve artık Fa'yı elde edemeyecek olan kişiler de vardır. Bunun yanı sıra, artık Fa'yı elde etmeye layık olmayanlar da vardır.

Öğrenci:Ben Danimarka'danım ve Fa'yı Kaliforniya'da elde edecek kadar şanslıydım. Fa'yı yaymak için Danimarka'ya geri dönmeli miyim? Bu sorumluluğu kaldıramamaktan korkuyorum.

Shifu:Bu şeyler hakkında endişelenmemelisiniz. Bir kişiye Fa'yı elde etmesi için yardımcı olmaya çalışırken, çoğunuz genel olarak şöyle diyorsunuz, "bu kitap gerçekten çok iyi." Bunu bir arkadaşınıza söylüyorsunuz. Arkadaşınız da: "Gerçekten mi? Bir göz atayım." diyor. Farkında olmadan, o bu yolla dahil olabiliyor. Hepsi bu kadar basittir, fakat tesadüf değildir. Tabii ki, şöyle bir şey de var. O da, "Bence bu çok çok iyi, ama nasıl olur da sen öğrenmek istemezsin?" diyemezsiniz. O kişi: "Öğrenmek istemiyorum. Zamanım yok." veya "Ben bunun iyi olduğunu düşünmüyorum." diyebilir. Onu başkalarına dayatmak, yanlıştır. Peki neden yanlıştır? Fa'yı elde etmesi için onu zorluyor ve ona baskı yapıyorsunuz. Zorlama olmamalıdır. Eğer bir kişinin kalbi etkilenmediyse, Fa ona verilmemelidir - kişinin kalbi kendi başına oynamalıdır. Başka bir deyişle, Fa'nın kendisine gösterilmesine layık olmalıdır. Bu gerçek değil mi?

Öğrenci:"Tamamlanmaya ulaşmadan hemen önce, gong'unun yüzde sekseni, xinxing seviyesi ile birlikte alınır" sözünü nasıl anlamalıyız?

Shifu:Bu prensibi daha önce açıklamıştım. Gong'unuzu almanın amacı, Tamamlanma'ya ulaşabilmenizi sağlamaktır. Tamamlanma'ya ulaşmak ne demektir? Bu, uygulama yoluyla kritere ulaştığınızda olan şeydir ve tüm kutsamalarınız ve erdeminizle birlikte gong'unuz tamamlanmıştır. Bir Buda, istediği her şeye ve her yeteneğe sahip olabilir. Peki, bu kapasite nereden geliyor? O, sizin harcadığınız zorlu çabanızdan gelmektedir. Yani, xinxing ile birlikte var olan kudretli erdeminizden-gong'unuzdan tamamlanarak oluşmuştur. O olmadan, cennete gidemezsiniz. Biliyorsunuz, bir Buda'nın vücudunun etrafında bir daire vardır. Antik tapınaklarda resmedilen Buda portrelerinde, hepsinin bir ay şeklinin içinde oturduğu görülür. Aslında o, Buda'nın kendi cennetinden başka bir şey değildir. Bu cennetin desteklenmesi (doğrulanması) gerekir veya sadece gong'dan başka bir şeye sahip olmazdınız. O zaman, nasıl olur da bir Buda olarak adlandırılabilirdiniz? Eğer insanları kurtarmak ve iyi şeyler yapmak istediyseniz, sahip olmanız gereken o cenneti kaybetmiş olurdunuz. İstediğiniz her şeye sahip olmadan önce, ilk başta kendi cennetinize sahip olmak zorundasınız.

Öğrenci:Bugünkü gibi Dafa deneyim paylaşım konferansları olmadan, xinxing'imi yükseltebileceğimi sanmıyordum. Bu normal midir?

Shifu:Deneyim paylaşım konferansları aslında gerçekten öğrencilerimizin gelişimi ve ilerlemesi için faydalı olabilir ve aynı zamanda diğerlerine Fa'yı tanıtabilirler. Bu çok iyi bir format ve bu şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Gerçekten de uygulamalarında ağır ilerleyenlerin, nerelerde eksik kaldıklarını bulmalarını ve böylece yakalamalarını sağlayabilir. Bir kişinin bu konferans olmadan Fa'yı elde edemeyeceğini söylemek yanlış olur. Fa herkesin öğrenmesi için burada. Fa konferansları, diğerlerine Fa'yı tanıtma amacına hizmet edebilir ve sizin gelişiminizi hızlandırabilir. Fa konferansları yoluyla Fa'yı elde eden bazı insanlar vardır.

Öğrenci:Shifu, bu dönem sırasında, boyutların farklı seviyelerinde bulunan tanrıların da, bu Fa'yı öğrendiğini söylemiştiniz. O seviyelerde yüksek varlıkların çalıştığı yazıtlar, bizim gördüğümüz yazıtlarla aynı mı?

Shifu:Onlar kesinlikle farklıdır-farklı seviyelerde Fa farklıdır. Beyaz kâğıtta siyah mürekkeple yazılı olan şeyler, insanoğlunun okuması içindir. Aynı Fa'nın kelimeleri ve anlamı, farklı seviyelerde farklıdır.

Öğrenci:Şeytanlar reenkarne olup insan dünyasına içler acısı karmaşa getiriyorlar. Neden yüksek varlıklar, şeytanların cehennemden reenkarne olmasına izin veriyorlar?

Shifu:Bütün şeytanlar cehennemde var olmuyorlar-farklı seviyelerde farklı şeytanlar vardır. Bazıları karşılıklı-oluşum ve karşılıklı-engelleme prensibi yüzünden var olmaktadır; bazıları insanların devasa karmaları sonucunda var olurlar; ve diğerleri de Fa için sorun yaratmak üzere gelen eski ve yozlaşmış güçlerdir.

Öğrenci:Geçen yıl vaftiz edildim, fakat şimdi Falun Dafa'nın Büyük Yol olduğunu fark ettim. Falun Dafa'da uygulama yapmaya kararlıyım. Bunda bir çelişki var mıdır?

Shifu:Bir çelişki yoktur. Vaftiz bir insan davranışıdır ve yüzeyseldir-o tanrıların davranışı değildir. Tanrıların kabul ettiği şeyin, kişinin kalbi olduğunu söylemiştim, bir tür insan formalitesini değil.

Öğrenci:Evrenin oluşum, istikrar ve yozlaşmadan geçtiğini söylediniz. Peki neden yozlaşma var?

Shifu:Hepiniz yiyeceğin çürüdüğünü, insanların yaşlandığını, hatta kayaların hava etkisiyle aşındığını biliyorsunuz-düşünce budur. Sadece daha fazla zaman alır. Zamanlama farklıdır ve çok uzun olan bir zaman dilimi, insanlara hayal edilemez gelir, sanki sonsuza dek sürüyormuş ve asla bozulmuyormuş gibi.

Öğrenci:Son birkaç aydır, benimle küfürlü bir dilde konuşan şeytanların rahatsızlık vermesinden kurtulamadım. Rüyalarımda ve günlük yaşamımda kötü mesajlarla rahatsız ediliyorum.

Shifu:Kitabı daha fazla oku ve her türde problem çözülebilir. Size sadece kitabı daha fazla okumanızı söyledim, fakat aslında, söylemiş olduğum şeyin içsel anlamını kavramamış olabilirsiniz. Bu kitap yücedir, her şeye gücü yeter. Ana Bilincinizi daha kararlı hale getirdiğinizde, düşüncelerinizdeki karma alınır. Birçok vakada, nispeten şiddetli düşünce karmasından dolayı bu durum meydana gelir, fakat siz gerçekten dikkatinizi Ana Bilincinizi kuvvetlendirmeye vermelisiniz.

Öğrenci:Kendi kendime kitabı okumakla ve egzersizleri yapmakla ilgili sorunum yok. Fakat ne zaman egzersiz alanına gitsem, sanki politik çalışmalar yapıyormuşuz gibi geliyor [kitabı birlikte okuduğumuzda].

Shifu:Belki sen politik çalışmalardan hiç hoşlanmıyorsundur ve buna güçlü hoşlanmama duygusu neden oluyordur? Formalite önemli değildir-önemli olan özüdür. Bu güçlü bir takıntı değil midir, hiç hoşlanmama takıntısı?

Öğrenci:Falun Dafa'nın basılı yayınlarında bulunan kısa tanıtım, kapsam dışı alıntı yapmak olarak adlandırılabilir mi?

Shifu:Kısa tanıtım, bana ait olan Fa'dan bir alıntı değildir. O "kısa tanıtımdır," bu nedenle kapsam dışı alıntı yapmak demek değildir. O, benim Fa'mın genel hatlarını tanıtır. Bunu yaptılar, fakat sağduyululardı. Bunu tekrar eden müzakereler sonrasında yaptılar.

Öğrenci:Yalnızlığın, uygulamada en tehlikeli düşman olduğu konusunu ne şekilde anlamalıyız?

Shifu:Yalnızlığın, bir kişi için her şeyi mahvedebileceği konusunda hiç bir fikriniz yok. Geçmişte, keşişler uygulamalarında neye güvenirdi? Uygulamalarında nasıl başarılı olabiliyorlardı? En büyük zorluk, yalnızlıktı. Peki nasıl bir yalnızlığa katlanmaları gerekiyordu? Yalnızlığa katlanmak zordu. Dao'yu uygulamak için dağlara giden bir kişi, Dao'yu elde etme konusunda neden başarılı olabiliyordu? Dünyevi insanlar; şöhret, saltanat, zenginlik ve makamın keyfini çıkarıyorlardı. Hatta şöhret, saltanat, zenginlik ve makamın keyfini çıkaramayan yoksul insanlar bile; dostlara ve yakınlara sahiptiler ve dünyevi zevklerden hoşlanıyorlardı. Keşişler ise kendi başlarına dağda zorluklarla uygulama yaptılar. Diğer insanlarla hiç iletişimde olmadan; dayanması zor olan o yalnızlık, bir kişinin birçok takıntısını ve çeşitli arzularını zayıflatabilir. Tabii ki, biz o yolda yürümüyoruz. Biz direkt olarak kişinin kalbini hedefliyoruz-bu en hızlı yoldur. Sizin [takıntılarınızı] yenmeniz için birkaç on yıl zamanınız olduğunu düşünmüyorum.

Öğrenci:Akıl hastalarının seminerlere katılmasına izin verilmiyor. Peki, megolamanlık, obsesif-kompulsif bozukluk, panik atak ve bunun gibi rahatsızlıkları olan hastalar da akıl hastası olarak kabul edilir mi?

Shifu:Aslında, size insanların anladığı "akli dengesizliğin" benim yorumumdan farklı olduğunu söyleyeyim. Benim bahsettiğim akli dengesizlik; bir kişinin Ana Ruhunun(zhu yuanshen) kendi bedenini kontrol edemediği ve herhangi bir yabancı mesajın, başka varlıkların veya kendi karmasının ona şunu veya bunu yapmasını söyleyerek komuta ettiği durumlardır. Beynindeki karma, onun küfür etmesine ve kötü şeyler yapmasına sebep olur, bu nedenle insanlar onun akıl hastası olduğunu söylerler. Akıl hastalarının yaralarının veya patojenik bir durumlarının olmadığını gördüm. O nasıl olur da bir hastalık olarak adlandırılabilir? O sadece anormal bir insanlık durumudur. Bizim bu Dafa'mız insanları kurtarmak ve Ana Ruhun uygulama yapması içindir; eğer kişinin Ana Ruhu kontrolü ele almıyorsa, bu Dafa kime verilecektir? Bu nedenle onun seminerlere katılmasına izin vermiyoruz. Eğer onu yöneten karma ise veya futi ise, karması veya o futi kurtarılabilir mi? Sebebi budur. Bunun yanı sıra, insanlar şöyle diyeceklerdir, "Baksana, Falun Gong uyguladığı için delirdi." Bu, bize büyük oranda zarar verecektir.

Öğrenci:Flört etmek birçok takıntımızın artmasına sebep olabilir. Erkek arkadaşımla flört etmeyi kesmeli miyim yoksa olayların kendi akışında yön almasına izin mi vermeliyim, evlenmek ve çocuk sahibi olmak gibi?

Shifu:Aslına bakarsanız, insan toplumunun hala çoğalması gerektiğini söylemiştim. Eğer Dafa uygulayıcılarının sayısı 100 milyon yerine birkaç milyar olsaydı, bu çok ciddi bir problem haline gelmez miydi? Konu bu değil midir? Sizden, davranışlarınızda, sıradan insanlara mümkün olan en yüksek ölçüde uyum sağlamanızı istemiştim. Aslında, bunu yapabilirsiniz; kendiniz için sadece çok yüksek standartlar belirliyorsunuz. Tabii ki ben aşırı yüksek standartlara karşı değilim. Sıradan insanlara mümkün olduğu kadar uyum sağlamanız gerektiğini düşünüyorum. Bunu bu şekilde emrivaki ile yapmak toplumun bizi yanlış anlamasına sebep olabilir, Fa'ya belirli bir zarar getirebilir. Siz o seviyeye henüz ulaşmamışken, takıntıya dayanmanın şiddetli ıstırabının acısını çekersiniz. Eğer gerçekten o seviyeye ulaşmışsanız, ben buna karşı değilim; eğer ulaşmamışsanız, olayların doğal şekilde olması için elinizden gelenin en iyisini yapın.

Bu ilişkiyi iyi dengeleyin. Aslında, eğer tüm duygularınızın hepsi yok edilirse (yok olursa), gerçekten de artık daha fazla flört etmeye devam edemezsiniz. Fakat, o duruma ulaşmadan önce, hala insanoğlunun yoluna uygun olarak davranmanız gerektiğini düşünüyorum. Kesinlikle evlendiğiniz için düşmeyeceksiniz-bu olmayacaktır.

Öğrenci:Eğer birisi geçmiş yaşamında bir hayvan olduysa, bu yaşamında uygulama yoluyla Üç-Diyar-Ötesi-Fa'ya (Chu-Shi-Jian-Fa) ulaşabilir mi?

Shifu:Bir örnek vereyim: Bir kişi çok yüksek bir seviyeden gelmiş olabilir, fakat reenkarnasyonları sırasında tüm yaşamlarında bir insan olmamış olabilir. Şu veya bu olmuş olabilir. Her neyse, bu zamanda bir insana reenkarne olmuş durumdadır. Bu dönemden önce, bir hayvan olarak reenkarne olmuş olabilirsiniz, fakat sizin bir hayvan olduğunuz söylenemez. Sadece, 6 yollu reenkarnasyon döngüsünden geçmiştiniz. En önemli şey sizin gerçek varlığınızın ne olduğudur.

Öğrenci:Bazen bazı şeylere kitabı okurken ve Fa'yı çalışırken aydınlanabiliyorum. Fakat bazen, kitabı iki veya üç kez okumama rağmen bile aydınlanamıyorum.

Shifu:Eğer bir şeylere aydınlanma niyeti taşıyorsan, kesinlikle bir şeye aydınlanamazsın. Kitabı alıp sadece okumalısın. Buna "bir şeyin peşinden koşmadan doğal olarak elde etmek" denir. Daha dün, bir problemle karşılaştığınızda, okumak için ilgili bölümleri aramaya çalışmayın diyordum-onları bulamayacaksınız. Bir kişi genellikle bir şeyleri peşinden koşmadan doğal olarak elde eder. Sadece kitabı alın ve onu rastgele açın ve bugün edinmeniz gerekenleri bulacağınız kesindir. Fakat şimdi ben bunu söyledikten sonra, bazı insanlar bunu şöyle yorumlayacak: "İyi. Şu andan itibaren, ne zaman kitabı okursam, onu sadece rastgele açacağım." O zaman bu da başka bir takıntı haline gelecektir ve yine aradığınız şeyi bulamayacaksınız. Bir kez daha peşinden koşma konusu olacaktır-sadece başka bir biçime bürünmüştür.

Öğrenci:Biz size ve Falun Dafa'ya çok inanıyoruz. Son zamanda, Anakara Çin'de bazı problemler olduğunu duyduk. Bununla nasıl baş etmeliyiz?

Shifu:Fa'yı öğretmeye başladığım günden beri sürekli problemler oldu. Neden? Eğer erdemli bir Fa, kötülük tarafından hiçbir şekilde rahatsız edilmeden veya herkes tarafından anlaşılarak yayılsaydı, benim düşünceme göre, onun seviyesi insanoğlunun seviyesi ile aynı olurdu, öyle değil mi? Bu durumda, insanları kurtaramazdı. Engelleme var çünkü onu anlayamayan insanlar var veya kötülük onun doğru Fa olduğunu fark ettiği için onu bozmak istemektedir. Bu Fa yayılıyor olmasına rağmen; onun nasıl yayılıyor olduğu, insanları nasıl kurtardığı, Dafa'nın kendisinin ve benim engellerle karşılaştığımda nasıl davrandığım ve alınan yolun doğru olup olmadığı son derece önemlidir. Bunun, Fa'nın doğru (erdemli) olup olmadığı ve insanları kurtarıp kurtaramayacağı ile direkt olarak bağlantısı vardır. Bu size mantıklı gelmiyor mu? Bu nedenle devamlı sıkıntılar ve zorluklar olmaktadır. Bizim atmış olduğumuz her bir adım doğru (erdemli). Hatta biri bize, tüm iyi gerçekleri görmezden gelerek tek bir hata durumunda saldırmaya niyet etseydi bile, bizim almış olduğumuz yol aşırı derecede doğru olduğu için, o kişi hiçbir yanlışlık bulamayacaktır. Bu zamana kadar gelmiş olduğumuz yol, budur. Biz kendi kudretli erdemimizi sıkıntılar ve zorluklarla bu şekilde oluşturduk ve sadece bu şekilde sonraki nesillere konuşacak bir şeyler bırakabiliriz. Aynı zamanda sonraki nesillere yaşadığımız ve üstesinden geldiğimiz çeşitli sıkıntılar yoluyla edindiğimiz deneyimleri ve dersleri de bırakabiliriz. Sadece bu yolla Fa kudretli bir erdeme sahip olabilir, öyle değil mi?

Öğrenci:Shifu, biz normal insanların arasında uygulama yaptığımız için, onların yollarına mümkün olduğunca uyum sağlamamızı söylediniz. Amerika'da bazen, kayıtlı bir organizasyon olmadan Fa'yı halka yaymak uygunsuz olabiliyor.

Shifu:Bir Dafa derneği, Amerika'da kayıt altına alındı fakat bu organizasyona sıradan insan girişimi gibi bakamayız. O bizim Fa'mız için uygulama sistemini yasal şekilde yapmak adına bir ortam yaratmakta ve sizi uygulamayı yasal şekilde yapmanız için koruma altına almaktadır. Bunlar onun tek amacıdır. Bu kurumun kendisine kesinlikle bir çeşit kuruluş gibi bakmamalısınız. Söylemiş olduğum gibi yüce yolun bir biçimi yoktur ve dikkatinizi bazı projelere odaklamanıza izin verilmez. Bugün bu konferansı ortaya koymak için harcadığınız çaba bile, bir kişinin uygulamasına entegre edilmiştir (birleştirilmiştir). Öğrenciler herhangi bir ücret almıyorlar çünkü bu gönüllü bir organizasyondur, fakat bir din değildir.

Öğrenci:Ben yalnız yaşıyorum ve diğer insanlarla az irtibatım var. Ailem Çin'de. Fa'yı boş zamanlarımda evde çalışıyorum. Bu ortam...?

Shifu:Ne şekilde uygulama yapıyor olursanız olun, bu iyidir. Kendinizi her an bir uygulayıcı gibi gördüğünüz ve çalışıp egzersizleri yaptığınız sürece, geride bırakılmayacaksınız. Egzersiz yapmak için dışarı çıkmanız daha iyidir.

Öğrenci:Uygulama süreci boyunca, her türden mesajla gelen engellemeyi defetmemiz mi gerekiyor?

Shifu:Egzersizleri yaparken, eğer gerçekten bazı sesler duyabiliyorsanız, eğer zihninizde mesajlar varsa veya eğer bazı düşünceler size engelleme yaratıyorsa, onlardan kurtulmalısınız. Eğer güçlülerse, onlara üçüncü bir şahıs gibi veya sizinle alakası olmayan başkalarının düşünceleri gibi davranabilirsiniz. Size bunu neden bu yolla işaret ediyorum? Çünkü size ait olan her şey, sizin kontrolünüzdedir. Kollarınız, bacaklarınız, parmaklarınız ve ağzınız ne şekilde isterseniz o şekilde hareket edeceklerdir. Peki neden? Çünkü onlar size aittir. Dinginliğe ulaşmak istediğinizde, düşünceler huzursuz bir hale gelirler; onların dingin hale gelmelerini ne kadar isterseniz, bir o kadar rahatsız hale gelirler. O düşünceler, siz misiniz? Onları kendiniz olarak kabul edecek misiniz? Onlar, sizin hayatınız boyunca biriktirdiğiniz karma ve fikir, kanı ve düşüncelerdir. Onlara üçüncü şahısmış gibi bakmanız bu nedenle gerekmektedir. Bu sefer, onların dışına çıkarsınız. Eğer gerçekten onları ayırt edebilirseniz, bu sizin onlardan temiz bir şekilde ayrılmanız ve kendinizi bulmanızla eş değerdir. Bu aynı zamanda uygulama yapmaktır ve bunu yapmak, onları hızlıca yok eder. Eğer onları gerçekten fark edebilirseniz korkacaklardır, çünkü onlar için artık yok edilme zamanı gelmiştir.

Öğrenci:Shifu, Zhuan Falun gelecek kuşaklara kalacak fakat içerisinde sizin fotoğrafınız var. Fakat siz aynı zamanda gelecekteki insanların, sizin görünüşünüzü bilmeyeceklerini söylemiştiniz.

Shifu:Zhuan Falun gelecek kuşaklara kalmayacak. Gelecekteki insanlar Zhuan Falun'un varlığını bilmeyecekler. Dolayısıyla, benim öğretmekte olduğum bu Fa derin olmasına ve çok sayıda göksel sırrı içeriyor olmasına rağmen, eğer Fa'yı duyan insanlar gelecekte gerçekten Tamamlanmaya ulaşırlarsa, ben bu Fa'yı sadece Tanrılara öğretmiş olmayacak mıyım? İnsanlar hala bilmiyor olacaklar. Bu şekilde öğretiyor olmamın sebebi budur. Umuyorum ki hepiniz Tamamlanmaya ulaşabilirsiniz.

Kitaplara gelince, onlarla ilgilenmek çok kolaydır. Belirli bir zaman geldiğinde, onları, içerisinde tek bir kelime bile olmayan boş kağıtlar haline getirebiliriz.

Öğrenci:İçerisinde eksik satırlar ve cümleler olan Zhuan Falun'ları ne yapmalıyız?

Shifu:Zhuan Falun'un basılmış olan birçok versiyonunda bu gibi durumlar söz konusu. Bu konuda dikkatli olacağınızdan emin olun. Eğer eksik cümleler ve satırlar görürseniz, kalemle ekleyin. Gelecekte, eksik cümleleri ya da satırları olan herhangi bir kitabı almayın. Yani bir başka deyişle, orijinal dizgiye sahip olan kitapları alın; yeni dizgileri olan kitapları almayın.

Öğrenci:Bazı başka qigong uygulamaları yapan uygulayıcılar var. Şu anda Fa'yı yayarlarken öğrencileri cezbetmek için, önce, eskiden yapmış oldukları uygulamaları anlatıyorlar.

Shifu:Bazılarını bu gibi sıradan insan niyetlerine sahipsiniz, fakat böyle bir insanın kötü olduğunu da söyleyemezsiniz. Bu iki günlük konuşma sürecinde, insanların geçmişte yaptıkları şeylerden hala bahsediyor olduklarını gördüm. Genel olarak, insanların söyledikleri şeyler oldukça iyiydi; sadece, sahip oldukları sıradan insan niyetlerini hala sergileyen bazı insanlar vardı. Dafa'yı yayarken, önceden öğrendiğiniz şeylerden artık hiçbir şekilde bahsedemezsiniz, çünkü onu artık net bir şekilde kırıp geçtiniz. O, size ait değildir ve elde etmek istediğiniz şeyin parçası değildir. Bu durum, farklı uygulama yöntemlerini aynı anda tanıtmaya çalışmak ile aynı şey olmaz mı?

Öğrenci:Shifu bizlere asistan merkezlerinde hiç para tutulmaması gerektiği konusunda biraz daha bir şeyler anlatabilir misiniz? ABD deki bu ticari toplum içerisinde, para olmadan bir şeyleri başarmak zor.

Shifu:Sizlere şunu söyleyeyim ki, hiç kimse bunu değiştiremez: asistan merkezleri kesinlikle para tutamazlar. Şu dönemde kitapları sattıktan sonra elinizde biraz para kaldı diyelim ve bir şeyler yapmak için o parayı kullanmak istedik diyelim. Prensip olarak hiçbir şekilde paranın bulaşmaması gerekiyor fakat aslında bulaşmıştır. Eğer bu şekilde uzun bir süre devam ederse, bunun artık sonu gelmez ve pratik olarak artık para tutmaya ve bir şeylere sahip olmaya başlarsınız. Aslında size şunu söyleyeyim, Fa'yı yaymak için birşeyler yaptığınızda, birtakım önemsiz masrafları, maddi durumu iyi olan öğrenciler karşılayabilirler. Örneğin, bugün konferans yaptığımız bu büyük salonun parası, öğrencilerimizin biri tarafından ödendi. İnsanların Fa'yı edinmesi için, iyi bir şey yaptı. Belki elde ettiği şey, çok daha fazlasıdır. Bununla birlikte, sadece buradaki düşünceden bahsediyorum. Bizim yürüdüğümüz yol erdemli olmak zorundadır - bizler bu yolu, doğru bir şekilde yürümek zorundayız.

Öğrenci:Seviye ne kadar yüksek ise, orijinal maddeye bir o kadar yakın olunduğu doğru mu? Göksel kızların dağıttığı çiçekler Boddhisatvaların vücudundan geçerken Arhat'ın vücudundan demek ki bu yüzden geçemiyor.

Shifu:O şekilde değildir. Sizin bahsettiğiniz şey maddeler arasındaki farktır; benim söylediğim ise, boyutlar (alemler) ve Meyve konumları arasındaki farktır. Elbette, Meyve konumları arasındaki fark vücudunuzdaki parçacıkların farklı olmasına sebep olabilir - buna şüphe yok. Fakat parçacıklar arasındaki farklar, bir ön gereklilik değildir.

Bugün soruları genel olarak tamamen cevapladık. Yeni öğrenciler kitabı daha çok okumak zorundalar. Eğer çabucak öğrenmek ve xiulian uygulamak istiyorsanız, gidip kitabı okuyun. Bir Fa konferansı çok sık düzenlenmiyor. Sizlere temel seviyedeki şeyleri anlatsaydım, bu konferans siz burada oturanlar için verimsiz olurdu çünkü duymanız gereken şeyleri duyamamış olurdunuz. Bir konferansın amacı, herkesin daha çabuk bir şekilde ilerlemesini sağlamak ve yakında Tamamlanmaya ulaşmalarını sağlamaktır. Aynı zamanda da Fa'yı ileri doğru taşıyabilir ve daha fazla sayıda insanın Fa'yı elde etmesini sağlayabilir. O yüzden, bu konferansın ardından iyi bir şekilde gelişmelisiniz diye düşünüyorum. Aynı zamanda da, Fa'yı henüz edinmemiş olan insanların da Fa'yı edinmelerini sağlamalıyız. Sizlere şunu söylüyorum, Fa'yı henüz edinmemiş olan beyaz insanlar arasında ve diğer ırklardan olan insanlar arasında, hala kurtarılabilecek olan çok sayıda insan var. Elbette bunları yapmanız konusunda sizleri zorlamıyorum; ne kadar yapabilirseniz, o kadar iyidir. Fa, karmik ilişkisi olan insanları kurtarır. Sizler insanlara sadece iyi olmalarını tavsiye edebilirsiniz, onları xiulian uygulamaya zorlayamazsınız - bu şekildedir. Umuyorum ki, herkes daha hızlı bir şekilde ilerleme kaydeder ve yakında Tamamlanmaya ulaşabilir.